21.Bölüm ''Hisler''

2.7K 168 66
                                    

Bugün her zamankinden daha gergin hissediyordum. Tırnak yeme gibi bir huyum yoktu ama okula giderken stresten tırnaklarımı yememek için büyük bir çaba sarf etmiştim. Melis'in beni rahatlatmak için konuşması da rahatlamamı sağlayamamıştı. Yapmam gereken bir şey vardı. Fazlasıyla tehlikeliydi. Yakalandığım takdirde 11/B sınıfı yeniden benimle uğraşmaya başlayacaktı. Ve ben bunu istemiyordum.

''Ya da koysan mı Kaan'ın suyuna da? Üf sınıfa da ihanet etmek istemiyorum. Bir yandan da kıyamıyorum ona da. Şimdi midesi bulanacak falan. Minik kuşum benim ya.''

Melis'in son dediğinden sonra gülmeye başladım. Minik kuş mu? Kaan minik olamayacak kadar büyüktü. Anca büyük kuş falan olurdu ondan.

''Bence sevgilin için başka bir lakap bul. Minik kuş lakabı Kaan'a pek uymuyor.'' dedim gülmeye devam ederek. Aklıma Avrupa Yakası Volkan gelmişti. Melis omzunu silkti.

''Ben ona öyle seslenmeyi çok seviyorum ya. Hem sen lakabı boş ver de beni bu ikilemden kurtar.'' dedi yalvarırcasına bakarak.

''Ona çok koymam. Belki az koyarsam ilacın etkisi çok olmaz.'' dedim. Yüzünü ekşitti ve oflayarak, ''Sanmıyorum. Neyse ya koy. Arkadaşlarıma ihanet edemem. Çeksin ağrısını.'' dedi.

Boy aynasından kendime son bir kez daha baktıktan sonra, ''Hadi gidelim.'' dedim.

Hocalar Utku'nun durumundan dolayı bu hafta bitene kadar ders işlemeyeceklerini söylemişlerdi ve hepimizin de işine gelmişti. Utku iyileştiği için hepimiz neşeliydik ve sınıfta birbirimize şakalar yapıp, eğlenmiştik. Onur hocaların taklitlerini yapmıştı ve herkesi kahkahalara boğmuştu.

Güzel bir gün oluyordu benim açımdan. Ama yine de gergindim işte.

Sınıfa girdiğimizde Onur öğretmenler masasına çıkmış bir şeyler söylüyordu. Bana doğru döndü ve ''Ha iyi insan lafının üstüne gelir. Bizde tam Selen'le yapacağınız şeyden bahsediyorduk.'' dedi.

''İlaç bu.'' Uzattığı şişeyi elime aldım ve incelemeye başladım. İkinize de birer tane veriyorum. En az 10 damla damlatın. 10 damladan az damlatırsanız çok etki etmez.''

O arada Melis'e doğru döndüm ve gülümsedim. O da neden gülümsediğimi anlamış olacak ki aynı şekilde gülümsedi. Rahatlamıştı.

''Tamam, anladık. Maç ne zaman?'' diye sordu Selen.

''Bundan sonraki ders.''

Siyah ince küçük şişeyi elimde çevirmeye başladım. Derin bir nefes aldım. Korkudan kalbim küt küt atmaya başlamıştı. Hislerime engel olmak için ağız içimi dişliyordum. 

''Unutmayın en az on damla.''

Şişeyi kot ceketimin cebine koydum. Bir yandan da içimden dua ediyordum. Umarım yakalanmazdık. Yakalandığımız takdirde olacakları düşünmek istemiyordum.

Okul çıkışı da Melis'le Utku'nun yanına gidecektik. Normal odaya geçmişti ve görüş izni vardı.

Benimle özel olarak konuşmak istemişti. Neden olduğunu biliyordum. Ömer yanıma gelip Utku'nun benimle görüşmek istediğini söylediğinde ilk şaşırmıştım. Ama düşününce neden konuşmak istediğini anlamıştım. Ulaş'ı soracaktı.

Ama şuan bunu düşünmek istemiyordum. Önümde yapmam gereken bir iş vardı. Şuan o işe konsantre olmalı ve 11/B'nin rezil olmasını sağlamalıydım. Evet, bunu yapmam lazımdı. Utku'yla yapacak olduğum konuşmayı sonradan kafamda tartabilirdim.

AnonimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin