35.Bölüm/Ölümcül plan

318 19 10
                                    

Karşımda iki tanıdık yüzü görmemle şaşırmıştım.

"Sizi kıtır kıtır keseceğim."

İrem ve Poyrazdı gelenler. "Keseceğim özellikle seni Eylül." Dedi gülerek. "Demek ben balayındayken sen sözlendin he."

Şaşkınlıkla bakıyordum. "Sizin ne işiniz var burada. Nasıl buldunuz." Dedim şaşkınlıkla. İrem sımsıkı sarılmıştı. Bende sarılmıştım.

İyi gelmişti çünkü İremi çok özlemiştim. "Fatih söylemedi mi? Konum attı Poyraza bizde hiç İstanbula gitmeyelim önce Eylüllere bakalım dedik." Dedi İrem.

Fatihe baktım. "Neden demedin?" Güldü. "Süpriz olsun istedim." Poyraz atıldı. "Beni özlemedin herhalde kuzen." Gülerek sarıldım. "Özlemez olur muyum deli." Poyraza da sarılmıştım. Gördüğüm kabustan sonra kendimi daha da fazla güvende hissetmiştim.

"E hadi dışarda oturalım." Poyrazın lafıyla dışarı çıkmıştık.

"Kasabada ki evi sattık. Seni aramıştım Caner abi olanları anlatınca Poyraz direk Fatihi aradı. Sonra Fatihte konum atınca direk buraya geldik." İremin sırtını sıvazladım. "İyi ki geldiniz."

İrem içini çekti. "Sen niye ağladın?" Fatihe bakınca gözlerime baktı. "Gözlerin kan çanağı olmuş anlar." Dedi.

"Kabus gördüm ya önemli birşey değil." Başını salladı. "Zor yaşadıklarınız." Saçlarımı geri savurdum ve içimde ki fırtınayı umursamamış gibi yaparak güldüm. "Siz ne yaptınız İtalyalarda anlat bakalım." Birbirlerine aşkla baktılar ve anlatmaya başladılar.
               ********************
Berranın ağzından

Birbirlerinden ayrılardı ama bakışları hep birbirlerinin üstündeydi. Yıldızları izlemeyi çok seviyordum ve yine şu an evin yakınlarında bir arsada oturmuş yıldızları izliyordum.

Gözlerim yıldızlarda, bedenim arsada, aklım Onurdaydı. Çok şükür aramız çok iyidi ve birazdan gelecekti yanıma. Yıldızlar bize, biz yıldızlara şahit olacaktık.

Omzumda bir el hissedince Onurun geldiğini anladım ve arkamı döndüm ama yanıldım gelen Meteydi.

Hızla bağdaş kurduğum yerden ayağa kalktım. "Ne işin var senin burada lan?" Mete pis nefesini yüzüme doğru üfleyerek ofladı. "Merak etme hemen gideceğim. Eylül nerede?"

Alay edercesine sırıttım. "Hemen kankamın yerini sana söyleyeceğim ki git huzurunu boz." Kaşlarını çattı. "Dalga geçme benimle ve söyle." Üzerime doğru yürümeye başlayınca ittirdim.

"Yaklaşma bana." Derin bir nefes alıp verdi. "Eylül nerede dedim sana Berra." Üzerime biraz daha yürümeye başladıkça geri geri gidiyordum. "Fatihin yanında. Aşık olduğu adamın yanında." Ellerini boğazımda hissettim. Sıkmaya başladı. Ellerini boğazımdan çekmeye çalışıyordum.

"Eylül bana aşık. Beni seviyor lan." Nefes almakta zorlanırken bir anda elleri kaydı ve yere düştü.

Onur ittirmişti. Ellerinin arasına yüzümü aldı. "İyi misin?" Başımı salladım ve derin derin nefes almaya devam ettim.

Yerden kalkan Meteye bir daha yumruk attı Onur. "Sen kimsin lan benim sevdiğim kıza dokunuyorsun. Canını yakıyorsun." Mete bana baktı.

"Eylül nerede dedim sana." Onurun arkasına geçtim. "Kafayı yemiş bu." Mete işaret parmağını salladı.

"Söylemeyin bakalım. Fatih ve Eylülü bulunca önce Fatihi öldüreceğim sonra da Eylülü alacağım. Bir daha asla bulamayacaksınız bizi."

Onur bu sefer tekme attı. "Uzak dur artık. Görmüyor musun Eylül Fatihin yanında ne kadar mutlu?" Onura baktı. "Seninle de sevgiliydi bi ara. Aa pardon sen onu tehdit etmiştin." Onur bir daha yumruk attı. "Açma lan eski defterleri."

KALBİMİN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin