Kalabalık bana deli gibi soru sorarken magnus da git gide uzaklaşıyordu. Kaşlarımı çattım. Kalabalığı zorla yarıp onun arkasından takip etmeye başladım.
Amacı neydi bunun? Yandaki koridordan sağa döndüğüğünde bende biraz bekleyip onun arkasından gitmeye devam ettim.
Adımlarımı hızlandırırken o asansöre bindi. Adımlarımı iyice hızlandırıp ona yetiştiğimde asansörün kapısını tutup çektim.
Magnus bana kocaman gözlerle bakıyordu.". Beni neden orda sıkıştırdın?" Diye sordum sinirlice. Magnus omuz silkti. "Bilmem canım istedi. Şimdi elini çekermisin yukarı çıkmam gerek." Diye o düğmeye basacakken bende asansöre bindim.
Magnus bana tek kaşını kaldırıp baktı. Çok umursamayarak 12. Katın düğmesine bastı.
Ne saklıyordu? Onunla içtiğimiz gece samimiyken şimdi ani bir ruh hali değiştirmiş gibi davranıyordu.
Belkide o geceden sonra borcu mu öğrenmişti? Ya da ben biraz paranoyak davranıyorum?
Ani verdiğim kararla biz beşinci kata çıkarken asansörü durdurdum. Magnus bana kaşlarını çatarak baktı." Ne yapıyorsun ? Geç kalacağım." Dedi magnus.
Kollarımı göğsümde kavuşturdum." Baban bütün borcu söyledi mi cidden ? Garip, gerçi banelerin sır tutamadığını bilirim ama-" derken magnus birden gülmeye başladı.
Ona afallayarak baktım." Alec saçmalamayı bırak da şu röpörtaja gidelim." Dedi magnus.
Bilmiyor muydu ?Asansörün tekrar durdurma düğmesine bastığımda asansör garip bir şekilde hareket etmedi. Ardından ışıklar gitti. İçimden bir küfür savurdum. "Sanırım burda kaldık." Dedim bıkkınca.
Magnusa baktığımda titriyordu." Her şey yolunda mı ?" Diye sordum. "S-sorun yok sadece klostrofobim var o kadarcık seni aptal." Desi magnus.
( ben: Fuck bunun romantik olması gerekiyordu.
İç sesim: Çok eğleniyorum! )İçimden bir küfür savurup demir kapıya yönelip yumruklamaya başladım." Kimse var mı?! Yardım edin!" Diye asansörün kapısına vururken magnus asansörün demirliklerine tutunmuş, hiç hareket etmeden öylece suruyordu. Telefonumu çıkardım ve hattın olup olmadığına baktım.
Hat yoktu. Ne güzel. Derin bir iç çektim. "Burda beklemek zorundayız." Dedim.
Magnus yanıma sinirle gelip yüzümü kavradı ve gözlerini kocaman açarak bana baktı." Alec burda biraz daha kalırsam delirebilirim ve sana dava açarım beni anladın mı ? Üstüne beni zorla burda tuttun dersem yalan da söylemiş olmam. Burda daha fazla kalamam. Beni anlıyorsun değil mi?" Dedi magnus titreyen sesiyle.
O kadar yakındık ki doğru düşünemiyordum. " Evet ellerini yüzümden çekersen doğru düşünebilirim." Dedim hızlıca.
Magnus hızla ellerini çekti. Aklıma bir fikir gelmediği için asansörün tavanına baktım. Magnus da bu sırada yere doğru kıvrılmıştı. Ben tavana bakmaya devam ederken birden aklıma kaçışımız geldi.
"Buldum. Çıkışı buldum. " dedim umutlu bir şekilde. Magnus hızla bana döndü. " Umarım fikrin mantıklı bir şeydir." Dedi magnus.
"Asansör boşluğuna gideceğiz. Merdivenleri kullanarak da 12. Katın havalandırmasına girdikten sonra doğru yere geldiğimizde orda olacağız." Dedim.
Magnus gözlerini kocaman açtı. " Boşuna sıcak kanlı demiyorlarmış..." diye mırıldandı magnus. Gözlerimi devirdim ve asansörün tavanındaki seramiklere baktım. Boyum yetmiyordu. " Yardım edeceksin değil mi?" Dedim. Magnus homurdanarak yanıma geldi. " Tamam şimdi seni sırtıma alacağım." Dedim. Magnus omuz silkti. " Yeterki burdan çıkayım oldu mu?" Dedi magnus.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DON'T FUCKED MY LİFE - Malec
Fanfiction"Neden olmadığın biri gibi davranıyorsun ki?" Dedi magnus onun yanına oturarak."Eğer böyle olmazsam kendimi nasıl koruyacağım? İnsanlar beni nasıl sevecek?" Dedi alec. Magnus ona doğru yaklaştı."Seni olduğu gibi sevecek biri mutlaka vardır."