·ï¡÷¡ï· ჩölüო -1- ·ï¡÷¡ï·

24 6 3
                                    

  Merhabalarrğğ yeni bir hikayeyle karşınızdayım. Eğer böyle fikir ve fanfictionları beğeniyorsanız diğer hikayelerime bakabilirsiniz. Neyse hadi başlayalım.


"Hey worldwide erkeği uyan bakalım" dedim Jin'i dürterek.

"huuh...Youra beni rahat bırak." dedi ve bana sırtını döndü.

"İltifat etmek işe yaramıyor" dedim ve göz devirdim. Tam tribimi atmış gidiyordum ki yere düştüm. Dizimdeki morluklardan oluşan galaksiye bir evren daha geldi -_-

"Yine düştün değil mi?" dedi Jin gülerek.

"Bak düşmek benim elimde değil."

"Evet ayağında" dedi ve gülmeye başladık.

"Kalkarsan sana waffle yaparım" dedim ve bana gözlerini iri iri açıp baktı.

"waffle mı? en sevdiğim" dedi ve kıkırdadım

"Hangi yemeği söylersem söyleyeyim hepsine en sevdiğim deyip duruyorsun." dedim ve yine güldük.

"Hadi koş ve waffleları hazırla bende anne babamızı uyandıracağım." kafamı onaylar anlamında salladım ve merdivenlerden aşağıya indim. Son basamakta yere düştüm. Bu ne ama ya?

"Ben iyiyim" diye bağırdıktan sonra Jin'in kahkahasını duydum ve mutfağa geçtim. Ben bu sakarlıkla nasıl waffle yapacaktım? Waffle yapma videosunu açtım ve yanıma koydum. Harcını hazırlamak için son bir şey yapmam gerekiyordu.

"ve yarım bardak şekeri harcınıza dökün" dedi ve bende dediğini yaptım. Waffle yapma makinesinde 8 tane waffle yaptıktan sonra ve sofraya ek olarak bir şeyler ekledikten sonra aileme seslendim.

"Hey Jin , Anne, Baba!" dedim ve hepsi sırayla merdivenlerden aşağıya indiler. 

"Geldik kızım" dedi annem ve hepsi teker teker sandalyelere oturdular. Herkesin önüne bir tane waffle koydum ve hepsi aynı anda ilk lokmasını yedi. Hepsinin yüzü aniden ekşidi ve waffle önlerinden itip öksürmeye başladılar.

"Hey güzel olmamış mı?" Jin önündeki tabağı bana uzattı.

"Dene ve gör" yavaşça waffle'ın birazını kestim ve hemen lokmayı ağzıma attım. ÖĞK!! buda ne tuzlar yuvası gibi.

"ÖĞK! bu neden bu kadar tuzlu halbuki o kadar şeker atmıştım" Jin bana şüphe ile baktı.

"Hangi kavanozdaki Youra?" dedi ve gülü.

"Kırmızı kapaklı olandaki" dedim ve tüm aile üyeleri gülmeye başladı.

"Neden gülüyorsunuz?" dedim ve Jin konuştu.

"O kavanozdaki tuz du" dedi ve gülmeye  devam etti. Sinirlendim ve ayağı kalktım.

"En azından yapmaya çalıştım biraz saygı göster"-_- dedim ve merdivenleri çıktım. Kapıyı kapattım ve yatağa oturdum. Bir dakika burası benim odam değil ki? Ah abimin odası dedim ve ne kadar saf olduğuma lanet ede ede odada dolaştım. Bu en sevdiği mavi gitar...Gitarı elime aldım ve incelemeye başladım. Tam bir teline dokunacaktım ki aniden yere düştü. Ops!

"Youra?! o ses neydi" dedi ve merdivenlerden ses geldi "yine neyi kırdın?"

"M-mavi gitarını" dedim ve abim aniden odaya girdi.

"aman tanrım!" dedi ve parçalanmış gitarı eline aldı. Bir kaç dakika öylece baktıktan sonra bana döndü.

"Bunun tamir edilmesi 1 ay sürer"

"Çok yararlı bir bilgiydi teşekkür ederim" dedim göz devirip. Sonra yutkundum "özür dilerim"

"Kuru bir özürle kurtulamazsın bir anlaşma yapacağız." 

"Ne anlaşması?" dedim merakla

" bu bir ay süresince benim asistanım olacaksın. İyi makyaj yaptığını biliyorum" dedi ve...NE?!

"ne? olmaz hayır! tatilimin 1 ayının yarısını seninle geçiremem."

"Bts tanışma şansın olacak" omuz silktim

"Ben bir BTS fanı değilim" göz devirdi.

"Youra yarın sabah 8 de uyan" dedi ve bir şey dememe fırsat vermeden odadan çıktı. Ne yapacağım ben şimdi?

>>><>>>><<>>>>>><<>>>AKŞAM><>>><>><<>>>>><<<><>

Akşam yemeğini yedik ve Jin e bakmadan odama koştum. Ne kadar istemesem de uyumalıydım ve yine ne kadar istemesem de erken kalkıp abimle  gidecektim....


❤  DƐŔΛИƓƐD - DƐИƓƐSĪZ ❤  (ṖΛŔҠ ĴĪMĪИ) ✔Where stories live. Discover now