PA-1

55.2K 1.2K 130
                                    

Herkese merhaba. Ben Ela. Eskiden istanbulda harika bir şekilde yaşardım. Babam çok zengin bir iş adamıydı. Fakat bazı olaylar ve düzenbazlıklar yüzünden iflas etti. Bizde Ankara'ya taşınmak zorunda kaldık.

Evi yerleştirmede anneme yardım ederken bir yandanda şimdi ne olacağını düşünüyordum. Yeni bir okul...Yeni arkadaşlar... Kendimi kopuk hissediyorum. Sanki ben buraya ait değilmişim gibi açık olmak gerekirse...Dışlanmış gibi.

Kolilerden birini daha açıp içine baktığımda benim eşyalarım olduğunu görüp burukça gülümsedim ve koliyide alıp odama gittim. Neyse ki ağır değildi koli. Eşyalarımı yerleştirirken gözüme bir fotoğraf çarptı.

Eski sevgilim Poyraz ve benim fotoğrafımdı. 2 yıl önce ayrılmıştık fakat ne o unutabildi neden ben. Gerçekten çok sevmiştik fakat yanlış anlaşılma üzerine ayrılmıştık. Burukça gülümseyip fotoğrafı yastığımın altına usulca bıraktım ve eşyalarımı yerleştirmeye devam ettim.

■■

"Ela kızım yemek hazır hadi gel!"

"Tamam anne!"

Çok acıktığım için koşa koşa mutfağa gittim. Ama sofra hazır değildi. Anneme bakıp " Sen ne ayaksın?" Bakışımı attım.

"Anne?"

"Ela?"

"Anne?"

"Ela?"

"Anne?"

"Ela?"

"Anne yeter! Hani hazır değil sofra?"

"Tamam sen hazırla yemek olur o zamana kadar."

Kural 1= Anneniz sizi sofraya çağırırsa kesinlikle 10 dakika falan geç gidin.

Sofrayı hazırladıktan sonra son olarak annem yemekleri getirdi. Babamda geldikten sonra yemeye başladık. Doyduğumda anneme "eline sağlık" diyip kalktım.

Odama çıkıp camımı açtım ve camın önünde duran çiçekleri sulamaya başladım. İşim bittikten sonra şişeyi yere koyup dışarıya baktım.Bir gurup çocuk gülüşüyorlardı. İçlerinden birisi gülmüyordu sadece. Anlam veremezken saçımı kaşımak için elimi kaldırdım fakat kaldırmaz olaydım.

Elim saksılardan birine değdi ve saksı yere düştü. Çocukların gözleri bana dönerken o çocukla göz göze geldim. O kadar soğuk bakıyordu ki...

Annemin sesiyle irkilerek büyük bir hızla camı kapattım ve dışarıya koşup saksının parçalarını aldım. Gidecekken aklıma çiçeğide almak geldi ve geri döndüm ama çiçeği bulamadım. Yüzüm garip bir ifadeye bürünürken kaşlarımı kaldırdım ve çocuklara baktım.

Bana bakıyorlardı. Ama o soğuk bakışları olan çocuk yoktu. Annemin seslenmesiyle parçaları alıp eve çıktım.

Annemin azarını işittikten sonra odama geçtim ve ders çalışmaya başladım gideceğim okul özel okuldu. Burs aldım. Oradaki çoğu kişi benden daha iyi olabilirdi ve bu yüzden benim desrlerime daha iyi çalışmam gerekiyor.

■■

Telefonumun titremesiyle kafamı fizik kitabından kaldırdım. Telefonumun ekranında ilk saate baktım. On bir buçuk'u görmemle gözlerim irileşti. Çok uzun zamandır çalışıyordum. Daha sonra mesaja baktım.

Cansu'dan gelmişti. Yeni okulumda önceden tanıdığım bir arkadaşım. Aynı sınıftaydık. Ders programını atmıştı. Teşekkür edip iyi geceler diledikten sonra çantamı hazırladım. Pijamalarımı giyinip yatağa uzandım.

Umarım. Umarım ilk okul gününde bir olay olmaz.

■■

Cansuyla buluşup okula geldik. Güzel bir okuldu. Sınıftan içeri girdiğimde tüm gözler bana falan dönmedi herkes kendi halinde güzelce takılıyordu. Cansu Ece diye bir kızdan ön sıraya geçmesini rica etti. Ecede kırmayıp ön sıraya geçti. Bizde tanışmış olduk. Çok çok çok tatlı bir kızdı ece yeşil ve iri gözleriyle adeta çocuk gibi masumdu.

İlk ders başladığında içeri dün gördüğüm tayfadan bir çocuk girdi. Gerçekten buda soğuk bakıyordu ama o dünki kadar değil.

"Berke geç kağıdı aldın mı?"

"Hayır. Gerek duymadım"

"Almıyorum derse. Çık."

Berke tek kaşını kaldırıp çıktı. Cansu'ya döndüğümde kızardığını gördüm. Benden bir şey saklıyordu bu. Neyse bir ara bunun hesabını sorarım.

Ders bittiğinde kantine indik. Kek ile çikolatalı süt alıp masalardan birine oturduk. O sırada yanımıza Ece geldi ve çok sevecen bir şekilde konuşmaya başladı.

"Selam kızlar!"

"Selam Ece. Otursana."

"Yok canım saol ben Ela'ya bir şey diyecektim. Ela acaba sen istanbuldan mı geliyorsun?"

"Evet. Neden?"

"Hangi okul?"

"İstanbul Koleji."

"Evet! Bende eskiden o okuldaydım! Seni oradan hatırlıyorum!"

"Aa gerçekten mi şansa bak."

Biraz gülüştükten sonra zil çaldı ve sınıfa doğru gitmeye başladık. Yürürken dün gördüğüm o çocuğu gördüm. Aynı okulda olabilirdik ama en azından aynı sınıfta değildik. Ben böyle düşünürken sınıfa geldik. Neyseki hoca daha girmemişti.

Derin bir nefes alıp dersi dinlemeye başladım.

■■

Kalemliğimide çantama koyup çantamın fermuarını çektim. Çantamı takıp sınıftan ve daha sonra okuldan çıkıp eve doğru yürümeye başladım.

Yürürken düşünüyordum. Ece ile önceden tanışmamız güzeldi. İyi bir kıza benziyordu. Eski okulumdaykende hayal meyal hatırlıyorum sevecen biriydi. Ben böyle düşünürken birine çarpmamla durdum.

Kafamı kaldırdığımda dünki gülmeyen çocuğu gördüm. Soğuk bakıyordu. Çok. Bir şey demeden ilerleyecekken arkamdan bağırdı.

"Özür dile."

Ona alaylı bir bakış atıp evime girdim. Az önce ne kadar havalıydım be. Canım ben. Aslında ayağımın takılması falan gerekirdi ama bunada şükür.

■■

Annemle kısa bir sohbetten sonra ödevlerimi yaomaya koyuldum. Herşeyi bitirip odamı topladım ve pijamalarımı giyindim.

Güzel bir gündü bir aksilik olmamıştı. Umarım böyle devam eder.

■■

Sabah gözlerimi açtığımda gülümsedim. Şansıma bugün geri vardı ve ben katılmamıştım. Bu yüzden okula gitmeyeceğim.

Mutluluk!

Yavaşça aşşağı indiğimde masanın üstünde biraz para ve bir nor gördüm. Notu alıp okumaya başladım.

Kızım;

Babanın işleri çok yoğun. Ona yardın etmeye gidiyorum. Kahvaltın hazır. Yedikten sonra toplarsın. Seni Çok Seviyoruz.

-Annen


Sanırsam artık böyle olacaktı. Annemle babam birlikte çalışacaklardı. Buruk bir şekilde gülümsedim ve kahvaltımı yaptım.

Psikopat Aşığım{Düzenleniyor}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin