Damla...
O mesajlar ile kan beynime sıçramıştı.NE HAKLA KIZIMA MESAJ ATABİLİRDİ?
Beni terk ettikten daha doğrusu aldattıktan sonra nasıl iletişime geçebilirdi İclal'le?
Bunu ağır ödeyeceksin Uraz Soylu.Kızının senden aldığı intikamı hazla izleyeceğim.
İclal'e yeni bir telefon aldım.
Arabamla İclal'i okula koyup sürmeye başladım.Oyun istyorsun demek.Peki en ucuzundan ama en kalitelisinden sana oyunumu sunacağım.
Bir otelin önünde durdum ve valeye verdim arabayı.
Danışmanın oraya seri ve hızlı adımlarla ilerledim.
Topuklu ayakkabımın çıkardığı ses,suratların bana dönmesini sağlıyordu.En sonunda danışmana vardım.
"Rezervasyonum vardı."
"Kimliğinizi alabilir miyim efendim?"
Küçük çantamdan çıkardığım cüzdana bakıp uzattım.Kadın kimlikten kafasını kaldırdığı sırada korku dolu bakışlarını gördüm.
"Damla Ateşkes.Okuma zorluğun var sanırım.İki saat bir rezervasyonu kontrol edemedin."dedim sinirle.
Gözlerimi devirdim ve etrafıma bakındım.Yıllar önce Uraz'ın yüzüne vurduğum gerçekleri burada yapmıştım.
Gülümsedim.Şimdide en acısını yapacaktım.On yedi yıl aradan sonra tekrar karşıma çıkmayacaktın.O sahiplendiğin kadın ve çocukla kıçının üstüne oturacaktın.
Derin bir nefes alıp bekledim.
"1007'nci oda efendim."diyerek uzatılan karta baktım.Kadının elinden hızlı alıp ilerlemeye başladım.
Giymediğim ama omzumda duran ceket benim her adımımda sarsılıyordu.Daha da sert ifade takınıp asansöre bindim.
Katın olduğu düğmeye basıp beklemeye başladım.Sesli bir nefes alıp önümde duran adama baktım.İğrenç bir şekilde alkol kokuyordu.
En sonunda katım geldiğinde müsade isteyip asansörden indim.Bir oh çekip yürümeye başladım.Garsonlar bana hayran olmuş bir şekilde baakrken ben sert surat ifademle önüme bakıyordum.
En sonunda odama gelince kartı okutup içeri girdim.Uraz oturmuş bir şeyler atıştırıyor.Kalbim hızlanırken gözlerimi devirdim.
"Tıkınman bittiyse konuşalım."
"Damla?"
"Hayret ismimi unutmamışsın."dedi dalgacı ses tonumla.
"Seni unutmadım ki ben.Hiçbir noktanı,ses tonunu,işkence yöntemlerini-"
"Zırvalamayı kes ve bizden uzak dur."
"Olmaz."
Bir kaşımı kaldırıp sinsice gülümsedim.
"Ben senin iyiliğin için istedim Uraz."
"Bunun neresi iyilik?"
"Kızlarının ve oğlunun senden nasıl da nefret ettiğini görmek seni üzmeyecekse gel yakınımızda dur."
"Onlar..."
"Evet.Heleki İclal.Karnımda ki çocuk.17 yıl önce beni aldattığının gerçeğine vardığım gün öğrendiğim bebek.Büyüdü ve benim intikamımı üstüne almak için can çekiyor.Berat'a ne demeli?Her gece sana sövmeden geçirdiği,her gün kum torbasını senin yüzün olarak hayal edip patlatıp senin yüzünüde böyle patlatmayı nasıl istiyor?Biliyor musun?"
"Ya Berrak?"
"O senden nefret ediyor.Kin beslemiyor.Şanslısın."
Yıkık olmuş suratına baktım ve bir an içimden geçirdim.Neden bana bunları yapıp kendini mahvetmişti?
Hala yakışıklı duran suratına baktım.
"Aynı Damla'sın.Hiç değişmemişsin.Yine sert ve acımasızsın.Resmen tehlikenin ismisin."
"Teşekkürler.Ama ben zaten bunları biliyorum.Ama senin kadar salak bir insan görmedim.Madem tehlikeliyim neden oğlunu ve kendini bize yaklaştırmaya kalkıyorsun?Kendini yakmak istiyorsun ama neden oğlunu bu işlere bulaştırıyorsun?"
"Damla,ben onu bunlara karıştırmıyorum.O bir ergen ve neye bulaştığını bilmiyor.Hem o benim oğlum değil."
"Bundan bana neO zaman tek hücreli ergen oğlunu kızımdan uzak tut.Yoksa ben bir şey yapmadan kızının gerçek yüzünü görürsün."
"Gerçek yüzü mü?Onu kendine mi benzettin?"
"Tipi ne kadar sana benzesede,huyları tıpa tıp ben."
Yalan söylüyordum.Her şeyi tıpatıp Uraz'dı.Sonra yatakta oturan bedene eğildim.
"Aaa ne kadar acı durum bu senin için.Evlatlarının hiçbir şeyini bilmiyorsun.Ama ben biliyorum."
Sonra etrafıma bakındım ve ona biraz daha yaklaştım.Kalbimin hızını boşverip sertçe ona baktım.
"Acaba neden bilmiyorsun?"
Sonra hafif kalktım ve işaret parmağımı ona uzattım.
"Sen beni aldatmadın.Sen bizi aldattın.Çocuklarını,beni ve en çokta kendini."
Ona sertçe tokat attım.Sinirimi çıkaramamış olamlıyımki birde diğer yanağına tokatımı yapıştırdım.
"Bunlar canımı yakmıyor Damla...Sen zehirli ve bıçak kadar keskin olan sesinle beni resmen öldürüyorsun."gülümsedim.
"O zaman geber."Diyerek odadan çıktım.Ve hızlıca koridorda ilerledim.
Yeterince açık konuşmuştum.Umarım beni kâale alır ve biden uzak dururdu.Yoksa ben olacaklara gönüllü olarak seyirci olabilirdim.İclal gereğini yapacaktı.
Asansörle aşağı indim ve çıkışa ilerledim.Vale arabamı getirmişti.
Hızla arabama atlayıp hızla eve sürdüm.Arabada kalan telefonuma gelen mesajlara baktım.Bir kaçı şirketten olduğu gibi bir kaçı da İclal'den ve annemden gelmişti.
İclal'in meajlarına tıkladım.
Anne biyoleji sınavından yüz aldım.
Anne ablam dışarı çıkacakmış.
Anne abim arkadaşlarıyla buluşacakmış.
Anne ben biraz geç geleceğim.
Neden geç gelecekti?Hah doğru bugün cumaydı.
Abisi ve ablası beni arama zahmetinde neden bulunmamıştı?
Annemin mesajşarına tıkladım.
Damla bugün akşam bize gelin.
Çocuklarla beraber.
Sakın itiraz etme.
Bu kadın beni neden zorluyordu ki?Azra ve kocasıda gelecekti.Ve sonra ben...Hah yeter ama.Hayat beni neden zorluyorsun ki?Sınavım bitmedi mi hala?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRA (HATIR SERİSİ 2) Askıda
Novela JuvenilAnnesinin kaderini yaşamaktan korkan mükemmel bir kız.İclal... Kim olduğunu bilmeyen ailem dediği kişiler gerçek anne babası olmayan bir erkek.Atakan... Peki ya bu ikili karşılaşınca neler gelecek başlarına? Kim karşı çıkacak bu ilişkiye? Kim tepkis...