Okulumuzda başarılı bir İngilizce Öğretmeni Yakup Bey.Mütevazi,yardımsever ve kendi halinde biridir.Geçen yaz düğününe gitmiş.Söz verdiğim gibi şarkı söylemiş halay bile çekmiştim.Geçen hafta güzel bir haber ile geldi öğretmenler odasına.
‘’Herkese bugün çayı ben yapıyorum çünkü baba oluyorum milleeeeet’’ diye sevinç çığlıkların atmış bizde sevinçle ona sarılmıştık.
Ama bu haberden sonra günlerce hüzünlenmişti.Sebebini hiç anlayamadım.Normalde etrafa gülücükler saçan pozitif enerji yayan Yakup Bey iki gündür tenefüste okulun bahçesindeki banka oturuyor ve uzaklara dalıyordu. Yine öyle bir tenefüs vakti gidip yanına oturdum ama benim gelip oturduğumdan hiç haberi olmadan dalgın dalgın uzaklara bakıyordu.
‘’Hayrola Yakup Hocam ne var uzaklarda bizede söyle bizde uçalım.’’diyince kendini silkeleyip,
‘’Sen mi geldin Hasan Bey’’diyip dalmaya devam etti.Sonrasında dayanamayıp ‘’Be hocam ne güzel çocuğun olacak nedir bu halin anlatta yardımcı olalım bir şey mi oldu’’ diye sorunca ‘’Uzun konu hocam dersler bitince istersen sahile gideyim anlatayım.’’ Diyince hemen kabul ettim.
Derslerden sonra benimde arada dalga seslerini dinleyip huzur bulduğum sahile gittik.İki sıcak çay alıp ‘’Hadi çaylarımızı içimize dökerken sende dök bakalım bana içini Yakup Hocam diyerek sessizliği bozdum.Başladı ince sesiyle hüzünlü hüzünlü anlatmaya...
‘’Çocukluğumda babamla Pazar günleri sinemaya giderdik.İki haftada bir giderdik.Çünkü o zaman izinli olurdu.Ben o pazarın gelmesini iple çekerdim.Sinemaya gider film baslarken babam oğlum şimdi geleceğim beni burda bekle diyerek giderdi.Her gittiğimizde aynı şey tekrarlanırdı.Ve ben babama çok kızardımbaba neden hep aynı ayakkabıyı giyiyorsun neden hep aynı elbiseleri diye hayıflardım.Ama baba olacağımı öğrenince çok düşündüm. Meğer babamın parası yetmediği için film işim var diyerek gider film bitincede işim yeni bitti diyerek beni almaya gelirmiş.Meğer babam benim yeni ayakkabılarım yeni elbiselerim olsun diye kendine almaz kendi senelerce giyer bana alırmış.Bende öyle baba olabilecekmiyiym çocuğum için fedakarlık yapabilecek miyim diye düşünür dururum.Ah benim babaM Ah benim Babam...’’ diyerek gökyüzünden yağmur boşalırcasına gözlerinden yaş boşaldı bana sarılıp ah babam ah babam kıymetini bilemedim diyerek uzun uzun ağladı.
Ah benim narin kalpli güzel hocam diye içimden geçirip ‘’ Yakup Hocam üzülme gider şimdi öpersin babanın elini yaptığı fedakarlıklar için teşekkür eder bende oğluma senin gibi baba olacağım dersin’’ deme gafletinde bulundum.
‘’Ah Hasan keşke olsada şimdi gitsem bırak elini ayaklarını öperim onun. Mezarına gidiyorum babam diyorum ama toprağa...’’diyerek baba hasretini anlattı.
Eminim Yakup Hocam sen baban gibi fedakar baba olacaksın ama evladın nasıl olur onu bilemem. İnşallah hayırlı evlat olur...
Babalar yaparlar ama bilemezsin keza sende baba oluncaya kadar. O yüzden babalar Cennet Kapısıdır.
ÖMER DİLBAZ