Bölüm 2:Rezil Olmak Bir Sanattır

16 4 0
                                    

Naz?..."

Tam şu anda... Tam şu anda taş yağmalı başımıza. Tam şu anda yeryüzündeki bütün saatler kucaklaşıp bir karar vermeli ve hayatı yirmi dört saat ileriden yaşamaya devam etmeliyiz.
"Naz! Naaaaz!"
Kulaklarım uğuldurken ağzım açık, ellerim telefon ekranın üstünde görüntüyü saklamaya çalışırke...
"Ne oluyor be!"
Ağzıma giren sularla beraber çaresizce öksürürken Hayal'in ellerini saçlarımda hissediyordum.
"Naz!Naz iyi misin? Özür dilerim ya bak bana, ben şoktan çıkarıyım derk... Neyse, al peçete."
Gözüme sokmaya uğraştığı peçeteyi kızgınlıkla alırken öksürmeye devam ediyor bir taraftan da yüzümü kurulamaya çalışıyordum. Ne olduğunu daha doğrusu beni kendine getirme başlığı altında en yakın kankamın suratıma su atarak bugün ikinci defa boğma girişiminde bulunduğunu idrak edip ilk şoku atlattığımda yeşil gözlerin endişeyle bana baktığını hissettim.
"İyi misin?"
Bir elini oturduğum sandalyeye koymuş hafif eğilmiş bana bakıyordu.
"İyi misin Naz?"
Başımı salladım. Ve evet.. Ben 'tam şu anda' söylenecek bir kaç kelimeye muhtaçtım ve tercihim en harikasından yaptım.
"Hı, hıhı. Evet, iyiyim ben. Merhaba..."

Merhaba...

Gerçekten mi? Merhaba mı? Tuhaf bir şekilde tepkimi garipsemezken gülümsedi:
"Merhaba."
Şu an içinden kahkahalar atıyorsun değil mi?Ahh Naz ya! En azından o içinden atıyor. Hayal! Gülmekten yüzü kızarmış insafsızın. Kanka dedik bağrımıza bastık bir de! Kaşlarım çatık bekledim:
"Bitti mi gülmen?!"
"Ay! Ay dur bi! Altı üstü iki damla su geldiğin hale bak ya!"
Gözlerimi devirip yüzümü yanımda bekleyen Yiğit'e çevirdim.Ağaç oldu çocuk ya. Hiii! Asıl konuyu unuttum. Allah'ım nolur onun fotoğrafına baktığımı görmüş olmasın lütfen!
"Sen.. Ayakta kaldın."
Tekrar gülümsedi. Çok güzel gülüyorsunuz Yiğit Bey.
"Eğer birbirinizi öldürmeden kalkabilecekseniz ben artık gideyim. İşlerim var çünkü."
Hayal konuştu. Şükür normale dönmüş rengi.
"Merak etme bir şey olmaaazz. Her zamanki şeyler."
Hızla düzelttim.
"Her zamanki derken.Her zaman suratımıza su atmıyoruz.Yani demeye çalışıyor ki..."
"Şaka yapıyorum işte Naz. Sen burada mı çalışıyorsun. Yani çalışıyor musun?"
Hayır Hayalcim mankenlik yapmaya gelmiş. Hem kafede çalışmak falan ne alaka di mi? Güzel sesi kulaklarıma çarpıp beynimin içinde defalarca yankılandı:
" Evet. Şey...Tatildeyiz ya. Aslında ben okul zamanı da çalışıyorum da. Öyle işte. "
"Biz de zaten sık sık geliriz bura..."
"Oturmaz mısın?"
Sorum müdür benzeri biri olduğunu tahmin ettiğim gömlekli adamın Yiğit'e seslenmesiyle havada kaldı.
"Belki.. Başka bir zaman olabilir."
Dudaklarımın kenarını hafifçe kıvırıp "Görüşürüz" dedim. Yeşil gözlerini sıkıca kapatıp açtıktan sonra "Görüşürüz" dedi. Hayal tek elini kaldırıp sallarken bir taraftan pipete yapışıp kolasının kalanını bitirmeye çalıştığını gördüm.
"Kalk kalk kalk!"
"Dur kızım ya!"
"Bu gönül bir rezilliği daha kaldırmaz."
Sırıtarak baktı.
"Daha bunu değerlendirmemiz lazım"
derken keyifle gülüyordu. Hızla çıkışa doğru yürüdüm. Kıpkırmızı olduğuma emindim. Yanaklarımın yanıyordu.
"Bekle geldim!"
Yolun kenarındaki parka yöneldim. İlk banka hızla oturup ellerimi yüzüme kapattım.
"Sakin ol. Görmedi bir şey."
"Nereden biliyorsun? Ya Hayal ya gördüyse? Allah'ım bir de neler diyordum? Rezillik!"
Kendimi durduramıyordum. Ahh! Haykırmak istiyorum yolun ortasında.
"Ya gördüyse?! Allah'ım ya anladıysa ondan bahsettiğimi? Görmese nolur ki? Anlamasa nolur? Öküzün trene baktığı gibi baktım dakikalarca çocuğun yüzüne. Hortlak görmüş gibi.. Neydi bu şimdi demedi mi çocuk! Ofofofofofofofof! Hayır bir de yüzüme su attın! SU! Ya insan en best kankadıma bunu yapar mı? Bir de gülüyorsun utanmadan! "
" Yeter be kızım! Bir sus Allah aşkına bir sus. İlk defa mı rezil oluyoruz? Amaaann sen de. "
Sinirle kafamı kaldırdım. Kafamın içindeki fareler kafatasıma çizikler atıyorlar şu an. Sinir sistemimin üstüne tır devrildi.
" Ya ben 'Merhaba' dedim. 'Merhaba!' Merhaba ne?!!! "
" O neydi kız cidden? Boğulmaktan döndün Merhaba diyorsun. Sanki normal bir karşılaşmaymış gibi."
"İçime su serptin şu an."
"Üzülmeeee! Hadi hadi kalk gidelim. Bugünlük bu kadar yeter."
"Farketmez. Bir daha benim merhaba kelimesini kullanmayacağım gerçeğini değiştirmez."
Ayağa kalktığımda elini belime atıp kafasını omzuma koydu.
"Sonuçta,rezik olmak bir sanattır ve bu sanatı bu dünyada kimse bizden daha iyi icra edemez. Öyle değil mi?"
Güldüm. Hafiften atlatıyorum galiba.
"Öyle."
Hep aynı döngü rezillik, teselli, salak gibi dolanma ve kapanış.
Evin önüne geldiğimizde bir daha birbirimizi görmeyecekmiş gibi sarıldık. Onun daha ileri yürümesi gerekiyordu.
" Yaz bana akşam. "
"Unutmam. Görüşürüz."
"Görüşürüüüzz!"
İlerlerken elimi kaldırıp salladım arkasından. O da aynı şekilde karşılık verdi. Hayal gözden kaybolduktan sonra içeri girdim. Dairenin önüne gelince kapıya vurdum. Kapıyı Ömer açtı. Ama sadece açtı. Sonra hızla dönüp gitti.
"Hoşbuldum."
"Hoşgeldin hoşgeldin."
"Ne var elinde?"
"Dur abla ölücem şimdi ya"
Ay haspam. Çantamı bir kenara fırlatırken gözlerimi devirdim.
"Annem nerede?"
"Lokantaya gitti babamın yanına. Fatma Teyze'yle oturacaklarmış."
Fatma Teyze ve Selim Amca ortaklarımız. Aynı zamanda da aile dostumuz.Çok tatlı bir insandır Fatma Teyze. Tabii Selim Amca da öyle. Yıllardır, annemle babamın söylediğine göre İstanbul'a geldiklerinden beri tanışıklar. Ama önceden pek görüşmezdik. 7 sene kadar önce onlar yakınımıza taşınana ve lokantada bizimkilere ortak olana kadar. Kızları... Benim çok sevgili sınıf arkadaşım, kankam Deniz. Pardon, bizim. Hayal ve benim.
Üstüme kedili pijamalarımı geçirip telefonumla birlikte yatağa atladım.
Bildirimler kısmına giedim. Sınıf grubu okulların yaklaşması heyecanıyla aktifleşmiş. Bizim grup her zamanki gibi.

Ehuehu grubundan 118 mesaj

Ay ben okuyamam bunların hepsini. Bizim grup:Ben, Hayal, Deniz, Selin ve Hilal.

Özelden gelen mesajlara baktım.

Deniz'im kişisinden 3 mesaj:

Deniz:
Naberrr? 15.38
Yeni şeyler var. 15.38
Bu akşam seni arayacağım. 15.39

Ne olmuştu kii? Meraktan içim içimi yiyordu ama mesajla aynı etkiyi vermediğinden akşamı beklemek zorundaydım.

Best kişisinden 2 mesaj:

Best:
Pişşt kız! 15.54
Vardım ben şimdi eve. 15.54
Fotoları gönderiyorum. Nası sen iyi oldun mu bari kxmxkdmdldm? 15.55

Öyle bir alışkanlık olmuş ki mesaja göz devirdim. Havada kalmasın diye uyumlu bir emoji yolladım tabii.

Siz:İyiyim ben iyi. Gönder bakalım fotoları. 15.56

Best:Tamammm. Sonra duşa gireceğim. 15.57

Arka arkaya gelen onlarca fotoğraftan sonra tek tek hepsini açıp story'lik, postluk, privlik diye ayırdım. Epey vaktimi aldı tabii ama elimiz boş işte ne yapalım. Saate baktığımda yine küçük bir şok yaşıyordum. Biraz daha biraz daha derken yine iki saatim gitti telefona. Yerimden kalkıp odada bir kaç adım attım. Uyuşmuşum... Salondan gelen tablet gürültüsüne doğru sinirli adımlarla ilerlerken telefonumun sesiyle olduğum yerde durup geri döndüm.Kimdi ki şimdi bu saatte? Annem? Ama lokantada değil mi onlar niye arasınlar? Aramayın beni habersiz aramayın ödüm kopuyor ya. Telefonu yatağımdan aldığımda ekranda gördüğüm isimle kafede yaşadığımın bir benzerini yaşadım. Ani bir irkilemeyle dönüp sağıma soluma baktım. Neyse ki yüzümü ıslatacak biri yoktu. Cidddi ciddi delirdiğimi düşünmeden önce telefona gözlerimi açıp kapatarak bir kez daha baktım.

"Yiğit arıyor..."

BEKLENMEDİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin