giriş

381 24 6
                                    

ben jeon jungkook,sanat tarihi öğrencisiyim ve busan'da ailemle birlikte onlardan hiç ayrılmayacağımı düşünerek bir hayat yaşıyorken iki yıl önce en yakın arkadaşım park jimin ile tanıştıktan sonra bu düşüncem sadece çocukluk hayali olarak kalmıştı. jimin'i tanıdığımdan beri en büyük hayali seoul'a gidip burayı terk etmekti ne kadar ciddi olduğunu bilsem bile bu benim için eskiden bir sorun teşkil etmiyordu ancak zamanla birbirimizin bir parçası haline geldikten sonra bu hayal ikimizi de büyük bir endişeye süreklemişti. ancak jimin'in aklıma girip beni de bu hayale süreklediğinde hırslı kişiliğim devreye girmiş okuduğum bölümün birincisi olana kadar gecelerimi heba etmiştim. ailemiz ve girmek istediğimiz üniversite için yapabileceğimiz en iyi şeyleri yapmıştık ve bu bizi hak ettiklerimizi almaya sürüklemişti karşılığını haylice  almıştık. 3.sınıfa geçerken akademiye gönderdiğimiz başvuru mektubu kabul edildiğinde o gün hayatımın en mutlu günü olmuştu ta ki annemlerle konuşana kadar sürmüştü bu mutluluğum bütün bir yaz tatili onları ikna etmek için geçerken ikimiz de zor durumdaydık ancak yazın sonunda benim aksime jimin zar zor izin alabilmişti ne kadar üzülsem ve zoruma gitse bile ona gitme diyememiştim çünkü biliyordum ki burada kalıp birlikte gitmemizi beklerse ailesi en küçük yanlışında vazgeçerlerdi. benden önceye bile uzanan hayalini kırıcak kadar bencil değildim. peki sen nasıl seoul'a gidiyorsun derseniz bu 3.sınıfta tam bir ergen gibi davranmamla gerçekleşmişti jimin gittikten sonra o kadar kötü olmuştum ki ailemin yüzüne bakmıyor sanki yabancıymış gibi evde yanlarına bile yaklaşmıyordum bazı günler eve gelmiyor her gün başka bir olay çıkartıp aileme bir nevi beni seoul'a  göndermemelerinin cezasını çıkarıyordum. Ancak bu tutumum hiçbir zaman derslerime yansımamıştı. okula tekrar bir başvurma yapacağımı bildiğim için eskisinden de çok çalışmıştım. Ve böylece ailem hayatımın daha da kötü bir hale gitmemesi için kabul etmek zorunda kalmışlardı. Şimdi ise haziran ayının bitmesine ve benim seoul'a gitmeme sadece 10 gün kalmıştı. jimin'in beni gezdirmesi için erkenden gidecektim ve yazın ilk ayını ailemle geçirmiştim. Ancak yine ailem ben küçük bir çocukmuşum gibi hayatıma yine ve yeniden maydanoz olmuşlardı. mutfakta oturmuş onlarla kavga ederken bağırıyordum.

"baba siz ne dediğiniz farkında mısınız ben oraya jimin'le yaşamak için gidiyorum" annem babamdan daha sakin bir şekilde konuştuğunda yine ortamı yumuşatmaya çalıştığını fark etmiştim

"annecim, bak lütfen bizi de anla jimin'le orda tek başına idare edemezsiniz. ikiniz bir araya gelince ne kadar çocuklaştığınızı bilmiyor musun tatlım, lütfen"

"anne ben artık yetişkin bir insanım sizden izin almama bile gerek yok biliyorsunuz değil mi!" sinirle bağırmam üzerine babam ateş saçan gözlerini bana diktiğinde anında korkmuş gözlerim dolmuştu. En nefret ettiğim özelliğimde işte en küçük şeylerde korkup gözlerimi dolduruyordum o kadar çok dalga konusu oluyordu ki çevremdeki herkes bana çocuk muamelesi yapıyorlardı. Jimin karşıdan karşıya geçerken ellerimi tutuyor kavga ortamı olduğunda herkes beni arkasını çekiyordu gördüğüm bu muameler beni iyicene çocuklaştırmış bazen ben bile 21 yaşında olduğumu unutuyordum. gözlerimde yaşı yok etmek ister gibi gözlerimi kırpıştırıp babama baktığımda bakışları anında yumuşamıştı
"oğlum, bak sadece 1 yıl sonra söz veriyorum ikinize evinizi ben alıcağım" teklifi karşısında kaşlarım havaya kalktığında git gide bu fikri sevmeye başlamıştım hem o'nun evi adım kadar eminim ki devasa bir malikaneydi. o kim derseniz söyleyeyim,seoul'da birlikte kalacağım kişi. Babamın çocukluk arkadaşının oğluydu. Kim taehyung. kore'nin en genç en ünlü psikoloğu. küçükken birkaç kez görmemin dışında onunla hiç karşılaşmamıştım. ancak birkaç sene öncesinde verdiği röportajda yüzünü görmüştüm ve sikeyim gerçekten değşet yakışıklıydı. benden sadece 4 yaş büyüktü ve bu kadar genç olmasına rağmen bu kadar ünlü ve başarılı olması ülkede büyük bir yankı uyandırmıştı. ülkedeki kızların yarısı sanki bir idol gibi fan sayfaları açıyor hava alanlarında psikopat gibi onu takip edip fotoğraflarını sızdırıyorlardı. aslında onun evinde kalmanın o kadar kötü olcağını düşünmüyordum hatta jimini çağırıp o olmadığı zamanlarda evin tadını bile çıkartabilirdik. kafamı onaylamak için kaldırdığımda annem ve babamın gergin bakışlarını görmüştüm kaşlarımı çattığımda annem anlamış gibi konuşmaya başladı
"hayatım, taehyung senden bir şey rica etti seans sırasında hastaları not alan çalışanı işi bırakmış ve bir süreliğine ona yardım etmeni istiyor" bunu düşündüğümde annemlerin sandığının akisine hoşuma gitmişti psikolojiye her zaman merak duymuştum ve kore'nin en iyi psikoloğunun seanslarını izlemek eğlenceli olabilirdi. kafamı kaldırıp onlara baktığımda konuştum.
"olur sorun değil,psikolojiye ilgim olduğunu biliyorsunuz zaten" ikisi de rahatlamanın verdiği hisle nefeslerini verdiğinde ben de gülümsemiştim. birkaç dakkaya kadar bağırırken şimdi ne deseler kabul edicek raddeye gelmiştim sinirim çok sürmezdi ve genelde çok büyük bir şey olmadığı sürece ailemin isteklerini hep yerine getirirdim. annemle babam da deminki gergin hallerinden kurtulduğunda aynı anda kollarını açmış onlara sarılmamı beklemişlerdi. koşup kollarının arasına girip kafamı babamın göğsüne yasladığımda onlarsız ne yapıcağımı düşünüyordum

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 10, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Jar Of Hearts 'TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin