"Özlüyorum..."
"Özlüyormuş...Ne demek bu ?Sen bu adamla görüşmeye devam mı ediyorsun?Konuşsana!"
Duvarlarda yankılanan öfkeli ses hazırlıksız yakaladı kızı.Biraz evvelki düşünceleriyle şu an içinde bulundukları duruma geçiş yapması birkaç saniyesini aldı.
"Ha-hayır." hayal kırıklığıyla adamın kollarını sıkan parmaklarına baktı ve savurarak kurtuldu."Sen bana hesap soramazsın!"
"Demek sana hesap soramam" ona zarar vermemek için arkasını dönüp ellerini saçlarına geçirerek içinden saymaya başladı.
Ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu pek de mümkün değildi.
"Sen de özledin mi haa kavuşmak için sabırsızlanıyor musun yoksa?"
" Ne saçmalıyorsun sen"
"Sen söyle.Senden cesaret almış olmasa nasıl söyler böyle birşeyi..."öfkeyle savurduğu yumruğuyla karşısındaki aynayı parçalarına ayırdı.
Mina adamın öfkesinden iyiden iyiye korkmaya başlamıştı.Olabildiğince ondan uzağa çekilmişti ama elinden yere damlayan kan tüm korku ve endişesini silmeye yetti.Hızlıca ona yaklaşıp eline uzandı.
"Dokunma"
"Bırak bakayım yeterince saçmaladın zaten."
"Sana dokunma dedim"
"Yeter be.Ne halin varsa gör."Tam arkasını dönüp banyoya yaklaşmıştı ki telefonundan gelen bildirim sesiyle irkildi.
Demir ondan daha hızlı davranarak tekrar gelen mesajı açtı.
Çok geçmeden de öfkeli bağırtısı kızın kulaklarına ulaştı.
"Seni görmesi gerekiyormuş.Ne demek bu haa ne demek.Sen gizli gizli...Allah'ım sabır ver."
"Yok öyle birşey"
"Yok haa yok.Bu ne buuu?"
Öfkeyle kızı duvara itip dudaklarına kapandı.Göğsünden itmeye çalışarak dudaklarını kapattı sıkıca.
"Bırak beni bırak diyorum sana."
Yakasındaki elleri tutarak arkasında bağladı."Sana tam olarak anlatamadım sanırım.Kimsin kime aitsin birkez daha üzerinden geçelim"
Kaldığı yerden dudaklarına kapandı.O kadar hissiz ve sertti ki kızın canını bile bile acıtmaya devam ediyordu.
"Yapma...Lüttf..." öfke gözünü öylesine döndürmüştü ki sesinin adamın kulaklarına ulaştığından bile emin değildi.
Sert bir hamleyle yatağa fırlatıp üzerinde çıktı.Mina ise ona yetmeyen gücüyle kurtulmaya çalışıyordu.Kızın dudaklarından ayrılmadan üzerindekilerden kurtuldu ve kendi belindeki havluyu savurdu odanın ortasına.
Artık yanaklarından süzülen yaşları tutamıyor son bir umut dudaklarını kurtarıp konuşmaya çalışıyordu.
"Lütfen.Lütfen bak bu şekilde olmaz"adam onu duymadığını boynunu dişleyerek gösterdi.
"Seni asla affetmem.Lütfen."
İçinde bulunduğu duruma inanmakta güçlük çekiyordu.Ona hissettiği o akıl karıştırıcı , arzu dolu her his için kendinden nefret etti.Onu okşayarak şımartan , şefkatle öpen adam gitmiş ilk günlerde ona yabancı olan adam zorla sahip oluyordu.Hem de hiçbir duygu barındırmadan hayvani güdülerle.
Mina artık çırpınmanın boşuna olduğuna karar vererek hareketsiz kalarak bakışlarını tavana dikti.
Onu kendinden geçiren adam o değilmişçesine yabancıydı üzerindeki beden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Storie d'amore'Güzel de bir gül uğruna sunulmamışmıydı çirkinin kollarına. Gül müydü peki yüreğini kanatan yoksa dikenleri mi?' Modern zamana uyarlanmış Güzel ve Çirkin'in hikayesi...