6. Bölüm

3.2K 305 341
                                    

İyi okumalar! <3

Bölüm 6

Pusat konuşamadı. O an konuşmayı sökememiş bebekten farksızdı. Dudakları aralandı, konuşamadan kapandı. Ona doğru bir adım atamıyordu. Ne ona gidebiliyordu ne de ondan gidebiliyordu. Çakılmıştı sanki.

Duru ona doğru geldikçe Pusat'ın kalp atışları hızlandı. Burnuna annesinin kokusu doldukça kendini yuvasına dönmüş gibi hissetti. Yüzünde annesinin ellerini hissedince yutkundu. Annesi sakallı yüzünü okşayıp oğluna sarıldı. Pusat gözlerini sıkıca yumdu. Öylece durdu bir süre.

"Oğlum..." diye fısıldadı annesi hasretle. Pusat'ın kulaklarına evi terk ederken annesinin yalvarışları doldu. Yüreği acıyla sancırken o da annesinin minik bedenine kollarını sardı. Annesinin saçlarının kokusunu içine çekti, utanmasa küçük bir çocuk gibi ağlayacaktı. Kaç ay olmuştu onu görmeyeli? Kaç ay olmuştu onun saçlarını okşamasıyla uyanmayalı? Kaç ay olmuştu 'koca' adam oluşu?

"Anne..." Anne demeyi bile özlemişti Pusat. Kendine her şeyi haram kılmıştı. Şimdi eve gel dese, tutsa elinden götürse evine, babası tekrar tavla oynar mıydı onunla? Annesi güzel pişilerinden yapar mıydı? Yapsa ne olacaktı? Daha lokmasını yutamadan ablasının abartılı çıkışları olacaktı, sinsi Yekta'nın beyefendi duruşuna kanan ailesi onun üstüne gelecekti. Günah keçisi ilan edilecekti.

Duru geri çekilip oğlunun yüzünü avuçladı tekrar. Ne çok özlemişti! Ah babası kılıklı velet ah!

"Hadi eve gidelim oğlum," dedi Duru. "Karnıyarık yapmıştım akşama, sen seversin. Yanına da pirinç pilavı yaparım iki dakika. Kim bilir tek başına ne yiyorsun, hiç de bakmamışsın kendine!"

Pusat dudaklarını ıslatıp başını eğdi. Gitmek istiyordu fakat şimdiki eve değil. Seneler önceki kahkahaların eksik olmadığı, Elif'in sıkça gelip kaldığı, babasıyla güreştiği, tavla oynadığı, yemek kavgası yapabildiği, motor yarışına gittiğinde azar işittiği evine gitmek istiyordu Pusat. Annesinin söylediği ev artık onun evi değildi.

"Olmaz anne," dedi. Kendini geri çekti. Annesinin gözlerinin dolmasının sebebi olduğu için kendine lanet etti.

"Olur güzel evladım, neden olmasın?" dedi. Bir umutla oğlunu döndürmek için çabalıyordu. Pusat annesinin vazgeçmeyeceğini biliyordu. Bu yüzden arkasına bakıp Nehir'e özür dilercesine omuz silkti. Nehir kaşlarını kaldırarak hayır dese de Pusat önüne döndü.

"Nehir'le akşam yemeği yiyeceğiz," dedi. Nehir gözlerini kapatıp inlememek için dudaklarını birbirlerine bastırdı. Az önce başhekime oğlu onunla yemek yiyeceğini söylemişti öyle mi? Akşam yemeği niyetine onu çiğ çiğ yiyecekti Nehir!

Duru duyduklarını bir an algılayamadı. Pusat başka bir kadınla mı görüşüyordu? Hilal öldükten seneler sonra hem de. Duru bunun olacağını hiç düşünmezdi. Hayretle kaşları havalandı, kadına baktı. Kendi hastanesindeki hemşire olduğunu görünce iyice hayrete düştü.

"Merhaba," dedi. Nehir gülümsemeye çalışarak "Merhaba Duru Hanım," diye cevap verdi. "Ben servisi çok boş bıraktım. Nöbet teslimi olacak birazdan. Hoşça kalın," diyerek içeri kaçtı adeta. Pusat onun bu haline gülümsedi.

"Sanırım Nehir işini halledene kadar annene bir kahve vakti ayırabilirsin?" dedi Duru. Pusat annesinin dizinde bir ömür geçirmeye razıydı ama bunu ona sezdirirse annesi onu asla bırakmazdı. Pusat, kendi çizdiği yolda ilerlemesi gerekiyordu. Yine de annesini kıramadı. Bu süreçte en çok onu kırmıştı zaten.

Birlikte kafeteryaya gittiler. Pusat annesine gösterilen özel muameleyi görünce alayla gülümsedi. Orada, sırada birçok insan varken ve bu insanlar ya hasta ya da hasta yakınıyken çalışanların onları bir sinekten farksız görmesi, üst rütbeli bir insan girdiğinde ise acizce onlara yaranma sevdalarına acıyordu. Onlara kahveleri getiren kadını baştan ayağı süzüp bacak bacak üstüne attı.

SENDEN ÖNCE SENDEN SONRA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin