Konser günü geldi çattı. Ne giyeceğime hala karar vermemiştim. Şeytan diyor git satanistler gibi giyin. Ama ben akıllı kızım şeytana uymam ya da Nur’u kalpten götürmek istemem. Düşünüyorum da Nur beni dudaklarım ve gözlerim simsiyah görse üstümde de siyah kıyafetler olsa erken yaşta kalp krizi eyilimi gösterir. Ona bir şey olmasını istemediğim için doğru düzgün kıyafetler giymeye karar verdim.
Yatakta oturmaktan sıkılınca ve de konserin başlamasına çok az bir süre kalınca yataktan kalktığım gibi elbise dolabına yöneldim. Abartısız bir şeyler ararken gözüme çarpan siyah mini eteğim, üzerinde siyah yazılarla“noise crazy party” yazılı olan beyaz tişörtüm dikkatimi çekti.
Etek seksi tişört ise spor görünmemi sağlayacaktı. Üstümdeki pijamalarımı çıkarınca siyah rambo atletim ve kilodumla kalmıştım. Yatağımın üstüne attığım eteği ve tişörtü üstüme geçirdim. Saçlarımı da ördüm, bileğime örgüden oluşan siyah bir bilezik ve siyah topuklularımla hazırdım. Makyajdan hoşlanmadığım için makyaj yapmadım. Yatağımın üstünde duran fazlalıkları ve pijamaları topladım ve elbiseme uyacağını düşündüğüm siyah yandan çantamı ve telefonumu aldım ve evden çıktım. Kapıyı kilitleyip ve Nur’a telefonumla mesaj attım.
“- Çatlak evden çıktım kapıda seni bekliyorum.” Apartmandan indiğim sırada nurdan cevap gelmişti.
“- Sokağın başındayım geliyorum” mesajı okuyuncaya kadar dışarıya çıkmış onu bekliyordum. Sarı taksi önümde durunca, açılan camdan nurun kafası görünüyordu. Eliyle gel gel işareti yapınca arka kapıyı açtım ve yanına oturdum. Ben oturur oturmaz nur beni incelemeye koyulmuştu. Kaşlarının çatılmasıyla beğenmediğini anlamıştım. Ama çokta takmadım ben kendimi beğenmiştim. Nur daha fazla kendini tutamadı
“- konsere gidiyoruz ada, partiye değil.” Diyince. Gözlerimi devire devire ona döndüm.
“- fark eder mi? İkisinden de nefret ediyorum. İkisi de saçma insanlarla dolu ve ikisinde de kıytırık kıytırık şarkılar çalıyor.” Diyince nur
“- ikisini de bu şekilde algılayan ve nesli tükenen tek insanda sensin” diyince bir şey demedim. Yoldayken kalbini kırmak istemiyordum.
Yaklaşık yarım saat süren sıkıcı araba yolculuğundan sonra konser mekânının önüne gelmiştik. Nur parayı ödeyince arabadan indik. Çok sıra vardı. En az yarım saat beklememiz gerekecekti. Nur kolumdan tutup sıraya çekince bizde bu karışıklığa bulaşmış olduk. oysaki ben bir kafede oturup onu bekleye bilirdim.
Bu uzun başı ve sonu belli olmayan sırada beklemek sinirlerimi bozuyordu. Fatura öderken bile insanlar artık sırada durmuyordu. Ama aptal bir popçuyu görmek için sırada duruluyordu.
Yaklaşık yarım saat sonra sıra bize gelmişti. Nur konser biletlerimizi gösterince içeri alındık. Allahım sandalye yok muydu? Bütün gece ayakta kalmak istemiyordum. Çevreme bakınınca bütün sandalyelerin dolu olduğunu gördüm.
Mecbur ayakta konseri izleyecektik. Konser başlangıcını baterinin çalışı ile anlamıştım. Müzik dinlemeyi seviyorum ama canlı canlı ne ya. Konserler kadar saçma başka bir şey daha yok. Resmen para tuzağı.
Sahneye elinde gitar olan biri çıkınca cenk’in o olduğunu anlamamak için salak olmak gerekti. Sahneye onun çıkmasıyla çığlıklar ve tepinmeler başlamıştı. Ağlayan kızlar bile vardı. Hatta birkaç erkeğe bile rastladım. Gay olduklarından emindim. Yoksa neden çığlık atıp ağlasınlar ki.
Ben nereye düştüm böyle. Kafamı iğren çevremi izlemekten kaldırıp sahneye yönlendirdim. Sahnedeki adam Uzun boylu, kumral ya da esmer olduğu fazla anlaşılmayacak cildi ve siyah kahve arası saçları vardı. Ütünde ki dar paça bol tişörtle fena durmuyordu. En dikkat çeken yanıysa kulağındaki parlak küpeydi. Klasik rock+ pop karışımıydı. Siması tanıdık gelse de ben koskoca popçuyu nerden tanıyacaktım ki. Muhtemelen televizyondan falandır.
Olamaz çok fazla sıkıştım. Acil tuvalete gitmem gerekiyor. Bu kalabalıkta altıma yapsam kimse fark etmez ama rezillik denen bir şey var. Ve ben rezil olmak istemiyorum. İnsanları delerek mi deşerek mi yararak mı bilmem ama aralarından onları öldürecek derecede hızlı itip kakarak geçtiğimi biliyordum. Arkamdan bana bağıran birkaç kişiden bunu tahmin etmekte zor değildi.
Nur’u da orda bırakmıştım. Şikâyetçi olduğunu da sanmıyordum ya neyse. Çevreme ne kadar baksam da tuvalet gibi görünen hiçbir yer yoktu. Gözüme kulis yazısı takılınca oranın kapısının önünde bittim. Elim kapıya doğru giderken içimden binlerce kes dua ediyordum. “lütfen kilitli olmasın. Lütfen kilitli olmasın.” Şans benden yanaydı. Kapı açılınca odaya dalmıştım. Dikkatimi çeken tek şey wc yazısıydı. Kapıyı nasıl açtım bilmiyorum. Karşıma geniş bir tuvalet çıkınca klozete nasıl oturdum bir ben bilirim.
Rahatlamak dedikleri bu olsa gerek. Bu huzuru başka hiçbir şey veremez insana bundan eminim. Kendimi düzeltip tuvaletten çıkmak üzereydim ki kulis kapısının açılma sesi geldi. İçinde olduğum tuvaletin kapısını arkadan kilitlediğim gibi kapı dışarıdan açmaya çalışıldı. Aa iyimi şimdide tuvalette kapana kısıldık. Kapı yumruklanınca daha da korktum. Kapının arkasından
“- kim varsa çıksın o tuvaletten. Seni salak çıksana lan içerden. Piç kaçıracağım lan çık diyorum.” Bu seferde kapıya atılan tekmelerle irkildim.
“- seni orospu çocuğu. Sen çık oradan biliyorum sana ne yapacağımı” dedikten sonra yeniden kulisin kapısının açılma sesi geldi. Anlaşılan gitmişti. Geri gelmeden buradan çıksam iyi olur. Kapının kilidini açıp kapıyı da açınca adamın biri üstüme atladı. Atamın atlamasıyla kendimi yerde onu da kendi üstümde buldum. Kafamı kaldırınca eteğimin biraz daha açıldığını ve adamın bir elinin çıplak bacağımda diğer elinin de göğüslerim de olduğunu görünce kafamı kaldırıp adama baktım. Bakar bakmaz ise
“- cenk” diye bağırmam bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN ONA RESMEN AŞIĞIM
RomansaKim ünlü biriyle beraber olmak ister ki. Onun hayranlarıyla uğraşmak yada filmlerde, klüplerdeki rol arkadaşlarını kıskanmak. Onu milyonlarca kişiyle baylaşmak, her genç kızın hayali değildir. ADA'nında hayalinde de pop star bir sevgili yoktu. Onun...