GİRİŞ

3.2K 116 49
                                    

Etrafım derin bir sessizlikle çevrili haldeyken uyandığımda, karanlık bir yerde yattığımı fark ettim. Önce bütün bedenimi korku sardı. Sonrasında ise yerini endişe ve bilinmezliğe bıraktı. Karanlıktan korkan biri olmadığım için kendimi şanslı hissediyorum. Bana göre bu gibi durumlarda yapılması gereken tek şey sakin kalıp neler olduğunu anlamaya çalışmaktır.

Derin bir nefes aldım ve ellerimi öne uzatıp etrafı yoklamaya başladım. Belki ellerim ile bulunduğum yerde dokunabileceğim bir şeyler bulabilirdim. Her yer o kadar karanlıktı ki, nereye gittiğimi bilmeden ilerliyordum.

Uzun zamandır ayakta durduğum için aniden üzerime bir yorgunluk ve halsizlik çöktü. Daha fazla ilerleyemeden olduğum yerde yere çöktüm. "Neler oluyor bana böyle?" demeye kalmadan etrafımı parlak bir ışık sarmaya başladı. Gözlerim parlak ışığın etkisiyle kamaştı. Işığın parlaklığı önümü görmemi engellediği için ellerimle yüzümü saklamak zorunda kaldım.

Parlak ışık geldiği gibi aniden hızla yok oluverdi. Ben her şeyin düzelmeye başladığını düşünürken, etrafımı yoğun bir duman bulutu sarmaya başladı. 'Neler oluyor?' diye kendi kendime düşünüp ilerlerken, aniden etrafımı yanan evlerin sardığını fark ettim. Görüntü gerçekten de korkunçtu!

Etrafımı saran yoğun dumanların arasında ilerlemeye başladım. Dumanların arasından geçerken karşıma tek tük evler çıkıyordu ve hepsi de yanmaktaydı.

Aniden yanıbaşımdan çığlık atarak kaçışan insanları fark ettim. Onların arasında ilerleyip, nerede olduğumu bulmaya çalışıyordum.

Yanan evlere ve koşuşturan insanlara bakarken aniden ayağıma sivri bir şeyin battığını hissettim. Acıyla ayağıma bakmak için başımı eğdiğimde ayağımın çıplak olduğunu ve taşlı yolda ilerlediğimi fark ettim. Ayaklarımın çamur içinde olmaları da ayrı bir garip!

Aniden üzerimdeki kıyafetinde çamur ve kanla kaplı olduğunu gördüm ve dehşete düştüm. Beyaz renkteki ve göğüs kısmı incilerle süslenmiş, eteği dizlerime kadar gelen güzel bir elbise vardı ama çamur ve kanla o kadar kirlenmişti ki, beyaz olduğunu neredeyse anlayamayacaktım. Omuz askısı yerine boyundan geçen askıları vardı. Düşündüm de benim böyle bir elbisem hiç yoktu. Acaba nereden buldum ki?

Etrafa bakınıp dururken "Ben neredeyim böyle?" diye sormadan edemedim kendi kendime. Etrafta yanan evler, korkudan çığlık atarak koşuşturup saklanacak yer arayan insanlar... Kendimi bir filmin içinde gibi hissettim; bol aksiyonlu ve heyecan yüklü bir film gibi!

Yanımdan koşarak ve çığlık atıp yardım isteyen insanlara baktım ve ne yapmam gerektiğini hatırlamaya çalıştım. 'Böyle bir durumda ne yapılırdı?' diyerek kendi içimde cevabı aramaya çalıştım. Aniden cevabı buldum. Hızlı hareket ederek etrafımdaki insanların arasına daldım ve yüksek sesle "Biri bana neler olduğunu açıklayabilir mi?" diye seslendim. "Neredeyim ben?" diye sorarak birinin cevap vermesi için umutla beklemeye çalıştım.

Nedendir bilinmez ama sanki ben orada değilmişim gibi kimse benim sorularıma cevap vermeye tenezzül etmiyordu ve bu durum canımı fazlasıyla sıkmaya başlamıştı.

Aniden yanımdan geçmek üzere olan on sekiz yaşlarındaki kızın önüne geçerek "Neler olduğunu bana söyler misin?" dedim ve kolundan tutmaya çalıştım. Ama elim onun kolunun içinden geçti, sanki... Ben bir hayaletmişim gibi!

Ben şok olmuş bir halde kendime gelmeye çalışırken, bir anda görmeyi beklemediğim iki insanla karşılaştım; hayatımın aşkı kocam ve canımdan da çok sevdiğim kızım. Şu anda onların ölü olması ve mezarda yatıyor olmaları gerekiyordu. Bu görüntü bana bu gördüğümün sadece bir rüyadan ibaret olduğunu kanıtlamış oldu. Ama işin garip olan yanı ise; onların tanımadığım yanan bir evin içinden çıkıyor olmalarıydı. Onları gördüğüm anda kalbime öyle bir sancı saplandı ki, neredeyse nefes alamayacak hale gelmiştim.

TILSIM SERİSİ 1. KİTAP BAŞLANGIÇ(E-KİTAP OLACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin