22.04.2017
Savcı Süleyman Teksöz'ün ölümü Türkiye'de büyük bir yankı uyandıracaktır. Savcı Türkiye çapında ünlü biriydi, bir polis kardeşi vardı (Ferhat Teksöz, 42) ve savcının ölümüne sebep olan kişi de kardeşiydi.Ferhat suçtan feragat edebilmek için suçu birine atmak istiyordu, savcının geçmiş davaları ve dosyalarını arayarak bir suçlu yaratmaya çalıştı.Ferhat, savcının ölümünün ortaya çıkmaması için soranlara kardeşi Süleyman'ın sürekli böyle kimseye haber vermeden arada tatile gittiğini ve telefonlarını kapattığını söylüyordu o yüzden bir an önce suçu atacak birilerini bulmak zorundaydı. Ferhat uzun uğraşlar sonucunda haksız olabilecek bir dava bulmuştu ve bu davanın zanlısının oğlu İstanbul üniversitesinde okumaktaydı intikam güdüsüyle babasının intikamını almak isteyebilirdi bu da Ferhat için kaçınılmaz bir fırsattı. Ferhat hemen planlarını devreye sokmak için hazırlıklara başladı.
Kaan, Bora, Noyan aynı üniversite de okuyan üç gençtir, sene başında yurtta aynı odaya düşmüşlerdir ve sonrasında birbirleri ile çok iyi anlaşıp iyi bir dostluk kurmuşlardır yedikleri içtikleri ayrı gitmezmiş. Bora hukuk fakültesinde okumaktadır bu bölümü okuma kararını babasının haksız yere içeri alınmasından dolayı ve onu savunan hiçbir avukatın olmamasından dolayı seçmiştir.Bora ilerde babasını içeriden çıkarmak ve babası gibi haksız yere içeri giren insanlara yardım etmek istiyordur. Bora'nın babası bir banka da üst düzey yöneticiyken ayağını kaydırmak isteyen birinin bankadan bir miktar para alarak suçu Bora'nın babasının üstüne yıkmıştır ve Bora'nın babası 10 yıl hapis cezası almıştır. Noyan güzel sanatlar, Kaan ise gazetecilik okumaktadır.
Ferhat Bora'nın hangi üniversite de hangi fakülte de ve nerede kaldığına dair her şeyi öğrenmişti Ferhat eli kolu uzun bir adamdı ve Bora'yı yurttan attırıp cinayetin işlendiği eve getirtmek için çalışmalara başlamıştı, ilk yapacağı iş polis arkadaşına olayı anlatıp ve bir miktar para teklif edip kesici bir aleti Bora'nın yurt odasından (no 404) bulmuş gibi yapmasını istedi. Polise yurdun adresini verdi ve yurt müdürüne bir ihbar için geldim demesini söyledi.
(polis yurda ulaşmıştır ve yurt müdürünün yanına gelmiştir.)
-POLİS: Bu yurtta 404 no lu oda da bir kesici alet bulunduğuna dair ihbar geldi arama yapmak istiyoruz.
-YURT MÜDÜRÜ: Bir yanlışlık olmalı o oda da bulunan çocuklar çok temiz çocuklar asla kesici alet ya da kötü şeylerle işi olmaz, olamaz.
-POLİS: Biz bize gelen ihbara bakarız odayı arayacağız uzatma müdür.
-MÜDÜR: Pekiyi, buyurun bir şey bulacağınızı sanmıyorum ama neyse polis bey.
Polis hızlı adımlarla merdivenleri çıkar ve 404 numaraları odanın kapısına gelir (TAK TAK TAK) kapıyı Noyan açar;
-NOYAN: Buyurun, Memur bey hayırdır ?
-POLİS: Bir ihbar aldık bu oda da kesici alet bulunduğuna dair, odayı arayacağız.
-BORA:(güler) Kim ihbar ettiyse bize kötü bir şaka yapmak istemiş herhalde
Kaan uyanarak
-KAAN: Noluyoz aminüyüm ?(Kaan adanalı'dır.)
-NOYAN: Kaan dur zaten ortalık karışık
-KAAN:Noldu gardaş bi sıhıntı mı var ?
-MÜDÜR: Tamam çocuklar yeter izin verinde memur bey işini yapsın.
-POLİS: Teşekkürler Müdür bey.
-KAAN: Biri artık bağa nolduğunu anlatsın.
-BORA: İhbar varmış bizim odamızda kesici alet var diyor memur bey.
Kaan gülerek
-KAAN: Burası adana mı ?
Polis odayı aramaya başlar ve gömleğinin koluna sakladığı bıçağı Bora'nın yatağının altından bulmuş gibi yapar.
-POLİS: İşte burda !! Buna bir açıklamanız var mı gençler ?
Bora ve Noyan şok içinde birbirlerine bakarlar, Kaan ise durumu normal karşılar (Adana da böyle olaylar gayet normaldir.)
-MÜDÜR: Çocuklar bu ney!!!! Size güvenmiştim.
-BORA: Bu bıçağın bizim olmadığına yemin edebilirim, Noyan senin bir bilgin var mı?
-NOYAN: Hayır zaten ben bıçaktan korkarım, Kesin Kaan getirdi.
-KAAN: Ne diyün lan sen iftira atma bana, bıçak getirsem saklar mıyım aminüyüm.
-MÜDÜR: Derhal burayı terk edin !!! Yurdun adını kötü çıkartamazsınız.
Çocuklar yurttan atılırlar ve ev aramaya başlarlar bu sırada kendilerine bunun kimin yaptığını merak ederler. Ev aramak için yola koyulurlar ancak gittikleri çoğu yer ya çok pahalıdır ya evde eşya yoktur ya da öğrenciye ev vermiyorlardır. Yorulmuş bir şekilde bir bankta otururlarken Ferhat daha önceden onları takip ediyordu, ve yoldan geçen bir insanmış gibi.
-FERHAT: Gençler hayırdır ? Ellerinizde bavullar falan kayıp mı oldunuz çok yorgun gözüküyorsunuz ?
-BORA: Ne biz anlatalım ne sen sor.
-KAAN: Aynen dayı.
-FERHAT: Anlatın bakayım ne oldu ?
Bora ve arkadaşları başından geçen tüm olayı anlatır. Zaten bu durumu bilen Ferhat gençleri dinler ve en sonunda onlara;
-FERHAT: Gençler siz temiz çocuklara benziyorsunuz, halinize çok üzüldüm benim kardeşimin şuanda kullanmadığı bir evi var (Savcının evi.) gelin orada kalın fiyatı hallederiz.
-NOYAN: Süper olur valla.
-KAAN: Sen gonuşma Noyan
döner ve Ferhat'a
-KAAN: O bir daha gonuşamaz bab-ba harbi esaslı adammışsın ha!
-BORA: Gençler bir sakin olun,
döner ve Ferhat'a
-BORA: Kalacak başka bir yer bulana kadar çok iyi olur.
-FERHAT: Ee hadi o zaman.
DEVAMI GELECEK...