"Dünya bana soğuk
İnsanlar gözleriyle iğneliyor beni,
Yetişkin gibi gözüküyorum ama aslında gerçekten uzun bir çocuğum,
Gençlik hayallerim sadece soluk fantezilerden ibaret,
Uçsuz bucaksız çöller gibi hissediyorum,
İnsanlar beni anlamıyor,
Ben de farkında olmadan kaybetmek istiyorum."
BigBang- Sober
***
Jiyong derin uykusundan kalktığında şafak henüz sökmüştü. Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar huzurlu uyumuştu. Yüzünü sıvazlayıp derin bir nefes aldı. Odanın içindeki bütün kitap kokusu ciğerlerine dolmuştu. Uyuşuk bir şekilde gülümseyip bacaklarına düşmüş olan pikeyi kaldırdı ve katladı.Nasıl uykuya daldığını kesinlikle bilmiyordu. Kitaplıktaki bazı kitapları karıştırmış fakat okuyamayacağını anladığında odadaki koltuğa kendini atmıştı. Beyninin içindeki uğultular onu o kadar yormuştu ki koltuğa uzanır uzanmaz gözleri kapanıvermişti.
Ceketini üstüne geçirip şöyle bir silkeledi üstünü ardından maskesi ile şapkasını alıp odadan çıktı. Dün gece ona yardımcı olan kız burada mıydı acaba?
Pekala Jiyong hayatında hiç panik atak geçirmemiş değildi. Yaşadığı onca olayın dışa yansımasıydı bu. Fakat bir süredir iyiydi. Galiba dün gece peşine takılan iki sasaeng panik atak geçirmesine sebep olmuştu.
Panik atak krizlerini ya tek başına ya da YoungBae'nin yardımıyla atlatmıştı. Ilk defa dışarıdan biri ona yardım edebilmişti.
Özel odaların olduğu koridoru geçtikten sonra masaların olduğu ferah bir ortama girmişti. Etrafta kitap ve lavantanın birbirine karışmış hoş kokusu vardı. Dün gece göz gezdiremediği dükkana yüzünde hoş bir memnuniyet ifadesi ile bakıyordu şimdi. Neredeyse tavana dek uzanan kitaplıklar vardı ve hepsi doluydu. Ancak onca kalabalıklığa rağmen içerisi geniş ve ferah gözüküyordu.
"Uyandınız mı? Ben de sabahçı arkadaşıma devretmek üzereydim. Ya uyanmazsanız diye endişeleniyordum." Solundaki raflardan elinde birkaç kitap ile çıkan kızı gördüğünde eli mahçubiyet duygusuyla ensesine gitmişti Jiyong'un.
"Zamanı tutturabildiğime sevindim o zaman. Dün gece sizi uğraştırdığım ve endişelendirdiğim için üzgünüm. Bir de bütün gece odayı boş yere işgal ettiğim için de." Kız gülümseyip kitapları Jiyong'un tam arkasındaki masaya koydu ve ayırmaya başladı. Yanakları biraz kırmızıydı ve gece vardiyası yaptığı için uykusuzluktan biraz gözlerinin altı morarmış gibiydi. Bu haliyle Jiyong'a 'Kırmızı Lale'yi hatırlatmıştı. Naif, güzel ve göz alıcıydı.
"Dün gecenin lafını etmeye hiç gerek yok ve müşterilerimiz odaları kiralar bazı istisnalar dışında odaları nasıl kullanacaklarına karışamayız." Kitapları ayrı ayrı dizip işini bitirdikten sonra belindeki önlüğü çıkardı.
"Dün gecenin ücretini başka zaman getirebilir miyim? Cüzdanım yanımda değil." Önlüğünü katladığın vakit duyduğun mahçubiyet dolu konuşmayla kaşlarını kaldırdın.
"4.140 ₩(20TL) için sizi rehin tutacak değilim. Başka zaman getirebilirsiniz." Omuzunu silkip konuşmanı bitirdiğinde Jiyong gülümsemişti. Ah bu adama gülümsemek ne kadar yakışıyordu böyle!
"Ben geldim!" Kafenin giriş kapısından gelen sesle Jiyon hemen maskesini yüzüne geçirmişti.
"Siz şu rafın arkasından dolanıp dışarı çıkın ben de hemen geliyorum!" Alel acele konuşup girişe doğru ilerledin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3000 Kez [Kwon Jiyong OC]
Fanfiction'Sevilmeye değer olduğumu bana öğreten kadın, seni 3000 kez seviyorum.' -Kwon Jiyong. Kwon Jiyong x Sen. -Yazarın Idol x Fan ilişkisi yazmak istemesi sebebi ile başlanmıştır.- 🌷Tüm hakları Kwon Jiyong'un 'Kırmızı Lale'sinde saklıdır.🌷 #KwonJiyon...