☽
jungeun'ın saçlarını sarıya boyamasının üzerinden neredeyse beş hafta geçmişti, jinsol hala kederliydi. yaşça kendisinden küçük olan kız şimdi zarif bir kar tanesine benziyordu. saçları kömür kadar siyah olan jinsol ise ne yapacağını bilemiyordu. artık kendisini jungeun'a o kadar uzak hissediyordu ki gözyaşları tatlı yanaklarından kayıyor, hıçkırıkları dudaklarından kaçıyordu.
"neden?" diye sızlandı yıldızlı geceye doğru. "kadınım neden beni sevmiyor?" yıldızlar onun gözyaşları gibi teker teker kaydılar.
bedeni çimenlerin üzerindeydi. üşüyordu fakat kalkıp bir şeyler giymeye enerjisi yoktu. ona doğru ilerleyen ayak seslerini duyduğunda yaşlı gözlerini sese doğru çevirmiş ve jungeun'ı görmüştü. kalbi bir anda hızlandı. sol eli usulca göğsüne gitti ve yavaşlaması için kalbine bastırıp ona kızdı.
"hey," jungeun'ın elinde polar bir battaniye vardı. yüzündeki ifade anlaşılmazdı. jinsol bulanık görüşünden kurtulmak adına kirpiklerini birkaç kere kırpıştırdı.
"bu soğukta burada ne yapıyorsun böyle?" jungeun, yanına usulca uzanana kadar jinsol onun gerçekliğinden şüphe etmişti. jungeun, jinsol'un yana uzattığı koluna kafasını koyduğunda ise jinsol daha şiddetli ağlamaya başlamıştı.
jungeun, battaniyeyi üzerlerine örttü. sonra jinsol'un kafasını kendisine doğru çekip, göğsüne yaslanmasını sağladı. jinsol'un titreyen eli jungeun'ın kazağını avucu içinde ufak bir top haline getirmişti. hıçkırıyordu ve ufak burnunu çekip duruyordu. jungeun, onun siyah saçlarını okşadı. yumuşak buklelerin parmaklarına dolanmasına izin verdi.
"jungeun." dedi jinsol, sesli sesli iç çekiyordu.
"hmm?" jungeun uzunca mırıldandı.
"senin gibi olamaz mıyım?"
jungeun şaşırdı. onun ne demek istediğini tam anlayamamıştı açıkçası.
"nasıl?"
jinsol, kafasını onun boynuna daha fazla gömdü. genç kız biraz şeker gibi biraz da çilek gibi bir kokuya sahipti. bu onu rahatlatıyordu. kokuyu içine daha derin çekti.
"beni de senin gibi yap. senin gibi olmak istiyorum. sana benzemek." nefesi kesildi ve omuzları sarsıldı. "sana daha yakın olmak istiyorum, daha yakın, çok yakın."
jungeun, ona sadece şefkatle bakabilmişti.
daha sonra jungeun'ın evine gittiler.
jinsol, jungeun'ın banyosunda, jungeun'ın aynasının karşısında oturuyordu. gözlerinde şiddetli ağlayışlarından miras kalan hafif bir şişlik vardı ve dudaklarıyla burnu kızarmıştı.
jungeun, elindeki ufak tabaktaki karışımı karıştırırarak alacakaranlıkta banyoda birbaşına oturan jinsol'un yanına geldi. tabağı kenara koyup kenarda duran tarağı aldı. jinsol, üzerinde sarı tellerin olduğunu görmüştü. tarak jungeun'a ait olmalıydı.
genç olan uzun ve siyah saçları yavaşça taramaya başladı. bukleler yavaşça açılıyor, düz, doğal haline geri dönüyodu. jinsol, aynadan onun en ufak hareketini bile kaçırmadan takip ediyordu.
taramayı bitirdiğinde jinsol'un saçlarını sarıya açacak olan karışımı dikkatlice saçlarına sürmeye başladı. jinsol, küçük bir çocuk gibi onu bekliyor. ayaklarını oturduğu yüksek sandalyeden aşağı sarkıtıyordu.
karışım tüm saçlarına eşit derecede yayıldıktan sonra saçları etrafına basit bir bone geçirmiş, elindeki eldivenleri teker teker çıkarmıştı.
daha sonra jinsol'un omuzlarını tuttu hafifçe ve aynada ona bakmak için eğildi.
"mutlu musun?"
jinsol'un dudakları kıvrıldı. ona yorgunca gülümsedi. mutlu muydu? kesinlikle. kafası hafifçe aşağı yukarı hareket etti.
jinsol'a yıllar gibi gelen saatlerin sonunda jungeun, jinsol'un saçlarını yıkamasına yardım etmiş ve onun için ıslak tutamları kurutmuştu bile.
jinsol, oturduğu yerden kalkıp jungeun'un önünde dikildi. ikisi de kadındı ve ikisi de sarı rengini paylaşıyorlardı. jinsol, jungeun'a çok aşıktı, jungeun ise belirsiz biriydi.
jinsol, onun ellerini tuttu. sarı tenine çok yakışmıştı. şirin suratı tüm yuvarlaklığıyla ortaya serilmişti sanki. jungeun, onun çok güzel göründüğünü düşündü.
"sana benzemek çok güzel." sonra uzandı ve tatlı bir öpücüğü jungeun'un ufak ama bir o kadar da dolgun olan dudaklarına hediye etti.
jinsol, emindi. jungeun da ona karşılık vermişti.
☽
sadece ufak, sonu bir yere bağlanmayan bir drabble yazmak istedim. okuduğunuz için teşekkür ederim!~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blonded | lipsoul
Fanfiction❝sana daha yakın olmak istiyorum, daha yakın, çok yakın.❞ ↻110719 | ©90seclipse