BÖLÜM 2

1.2K 51 8
                                    

Gözlerimi kapatmış, arabanın bana çarpmasını ve beni uzağa fırlatmasını beklerken, sağ kolumda sıcak ve güçlü bir elin varlığını hissettim. Bu beklenmedik dokunuş olduğum yerde irkilip, gözlerimi açmama neden olmuştu.

Başımı kaldırıp baktığımda, benim boyumdan biraz uzun, siyah gür saçları kırlaşmaya başlamış, çimen yeşili gözleri ile yakışıklı bir adamın karşımda durduğunu fark ettim. Adam en fazla kırkında gösteriyordu. "Siz iyi misiniz hanımefendi? Bir yerinize birşey olmadı ya?" deyip beni baştan aşağı süzmeye başladı.

Adamın bu bakışları nedense hiç hoşuma gitmemişti. Şu anda beni bakışlarıyla resmen taciz ediyor gibiydi ve bu durum inanılmaz derecede sinirlenmeme neden oluyordu. Tamam, kabul ediyorum! Erkekler tarafından böyle bakışlara çok maruz kaldığım olmuştu, çünkü güzel bir fiziğim var ve bebek gibi bir yüzüm olduğu da bir gerçekti. Ama yine de insan sinirlerine hâkim olma da pek başarılı olamayabiliyor.

Sonrasında adamın bana bakışlarındaki beğeni ifadesinin yavaştan endişeli bir hale dönüşmesini görmek, sorduğu soruya cevap vermediğimi fark etmeme neden oldu. En kötüsü de "Ben... İyiyim." Derken kekelemeden konuşmayı bir türlü engelleyememiş olmamdı.

"İyi olduğunuza emin misiniz?" diye sordu tekrardan endişeli bir şekilde beni süzerken.

"Gerçekten de iyiyim beyefendi. Çarpmadığınıza emin olabilirsiniz. Öyle olsaydı şu anda ayakta değil yerde ve büyük ihtimal kanlar içinde olurdum!" Dedim kendime gelmeyi başarıp adamı fırçalarken. "Lütfen bir dahakine arabayı kullanırken daha dikkatli olun yoksa bu kadar kolay kurtulamayabilirsiniz." diye adama sertçe çıkıştım.

"Tamam, neden bu kadar sinirlendiniz ki? Size çarpmamı mı isterdiniz yoksa?" dedi alaycı bir gülümsemeyle yüzüme bakarak.

Belki biraz fazla sinirlenmiş olabilirim ama bu benim hatam değil! Neredeyse ikinci defa kaza geçiriyordum ve bu sefer kesin öleceğimi ve kızım ile kocamın yanına gideceğimi düşünmüştüm. "Bana çarpıp ölümüme neden olmadığınız için teşekkür ederim bayım." Deyip tam arkamı dönüp uzaklaşmak üzereydim ki, bileğimden yakalayıp kendine doğru çevirdi. "Beni bırakır mısınız lütfen?" Dedim biraz sesimi yükselterek.

Bileğimi sanki eli yanmış gibi aniden bıraktı ve parlak yeşil gözlerini kehribar rengi gözlerime dikerek "Davranışım için sizden özür dilerim hanımefendi, ama size yardım etmek istiyorum, bu yüzden gideceğiniz yere kadar sizi götürmeme izin verin. Bu sayede yaptığım hatayı düzeltmiş olacağım. Lütfen!" Dedi. Adam adeta bana yalvarıyordu ve arkasında bana çarpmak üzereyken son anda durdurduğu Mercedes marka, dört kapılı, gece kadar siyah bir arabayı işaret ediyordu.

Adamın giydiği takım elbiseye bakınca oldukça zengin olduğunu düşünmeden edemedim. Yoksa böyle bir arabayı alacak parayı nereden bulabilirdi ki? Zaten giydiği de siyah takım elbiseydi.

Adamın bana bakışlarından sorduğu soruya cevap beklediği belli oluyordu. "Ah, şey... Aslında gideceğim yere geldim sayılır, yine de teklifiniz için teşekkür ederim." Dedim bir taraftan gülümsemeye çalışıp, bir taraftan da oradan uzaklaşmanın yollarını ararken. Tamam belki iyi birisidir ama bana yiyecek gibi bakması hoşuma gitmemişti.

"O zaman iş çıkışı sizi evinize bırakmama izin verin. Bu kadarını yapmama izin verin." Dedi gözlerime bakmaya devam ederek.

'Tanrım! Ne kadar da inatçı ve ısrarcı bir adam bu!' Dedim içimden ve derin bir nefes alarak. "Hayır, kendi arabam var zaten, buraya park ettim." Dedim kapalı otoparkı işaret ederek. "Ayrıca bu durum herkesin başına gelebilir, o yüzden benim için birşey yapmanıza gerek yok!" dedim sinirlenmemeye çalışarak.

TILSIM SERİSİ 1. KİTAP BAŞLANGIÇ(E-KİTAP OLACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin