Alex'i arkamda bırakak yürümeye başladım. Bingo! Tabi Sünger'e laf edersen böyle olursun. Kapının önünde bekleyen taxiye doğru ilerledim ve gayet ciddi bir şekilde oturduktan sonra Jack'ten aldığım yerin adını taxiciye verdim. Yine uzun bir yoldan sonra beklenilen yere gelmiştim. Sabah olmasına rağmen bir yer bu kadar mı korknç olur?
Hemen o karanlık yeri aradım ve bu zor olmadı o kadar tuhaf bir yerdi ki ülkede yasalanan ne varsa burada oluyordu. Bir Kıvanç daha mı var yoksa. Düşüncelerim beynimi kemirirken biri kolumu tuttuğunda aniden sıçradım ve kolumu tutan kişiye döndüm.
'' Burda ne işin var?'' kolumu tutan kişiye döndüğümde o kişiyi bulmuştum kurtarıcımı bulmuştum. O sesi içime işlerken kolumu daha da çok sıktı anlaşılan cevap bekliyordu.
''Şey ben seni arıyordum yani aradığım kişi sensen ya tabi ki sensin ama şey ben teşekkür ederim. Sen olmasaydın başıma ne gelirdi kim bilir.'' Bana hala soğuk bir ifadeyle bakarken başımı eğdim kolum morarmazsa dana kesicem. Anlamış olacak ki kolumu bırakattım men diğer elimle kolumu tuttum.
''Buraya birdaha gelme!'' dedi sert bir şekilde ve sesinde emir vardı. korkuyordum ve pişman mıydım? Tabi ki hayır.
''Neden bana yardım ettin? Hayır ettiğin için kızmıyorum yani tanımadığın birine neden yardım ediyorsun? Türk müsün? Aksağanın çok düzgün yani kusursuz.'' TIPKI YÜZÜN GİBİ. Allah'ım nasıl yarattın bunu bir insan bu kadar taş olur hayır kaya hayır meteor hayır...
''İyi bir anıma denk geldin. Yoksa umrumda değilsin. Birdaha buraya gelme ve şimdi geldiğin yoldan geri dön'' dediğinde açık olan karnıma baktım ve karnımla oynadım. Sonra bana dik dik baktığını görünce
''Adım Masal'' dedim şirince gülümseyerek tabii ki kurtarıcımla tanışacaktım. Bana daha da sinirlendi ve
'' Burdan gidicek misin? Yoksa sana tecavüz etmek için bekleyen açları mı çağrıyım?'' dediğinde korktuğumu belli etmeden
''Benimle tanışmadığın sürece hiç bir yere gitmiyorum.'' dedim ve kaşlarımı çattım nerden geliyor bu cesaret noluyor bana? Yüz hatlarını incelemeye başlamıştım ki bana cevap vererek dikkatimi dağıttı.
''Sen bilirsin'' dedi ve ıslık çaldı 2 tane ondan yakışıklı olmasın erkek geldi ikiz miydi bunlar?
''Çıkarın şunu'' dediğinde ikizler bana doğru geldiğinde geri adım attım evet korkmuştum. Ama dik başlı bir şekilde ona dönüp.
"Sadece kurtarıcımla tanışmak istiyordum. Ama kurtarıcım beni tehlikeye atıyo ne kadar da kusursuz." dedim ve kaşlarımı çattım bu onun hoşuna gitmiş olmalıkı dudağı kıvrıldı.
"Adım Ilgar. Ve sende şimdi gidiyorsun." dedi ve bana yaklaşıp eliyle belimi kavradı gerçekten tikim var huylanırım ama o beklemeli beni o tuhaf yerden barlarla dolu yerden çıkardı ve arabasına kadarda eli belimdeydi.
"Ne yani beni eve mi götürceksin." dedim o ise sadece kafasını salladı.
"Türkçeyi nerden biliyorsun? " diye sordum ısrarla. Hadi ama susmamı beklememeli değil mi? Bana baktı ve önüne döndü arabası gerçekten güzeldi arabalardan anlamazdım ama çok güzeldi.
"Cevaplarsam suscak mısın?" dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım.
"Babam türk" dediğinde şaşırmıştım ama susmakla yetindim. Yol boyu onu süzdüm. Evin önüne geldiğimizde bana dönüp
"İn ve başına bela açma sarışın" dedi
"Eğer açarsam beni kurtarcak mısın?" dediğimde sadece "in" demekle yetindi. Kapıyı kapatır kapatmaz hemen eve girdim ve aniden Aysun teyze çıktı karşıma kaç gündür görüşmüyorduk biz?
"Naber Masal?" dedi güler yüzüyle
"İyi" dedim gülerek o alışıktı bu halime o yüzden üstelemedi. Bana bakıp
"Hilal havuzda" dedi
"Teşekkür ederim teyze" dedim. Aysun teyze ona teyze dememi istiyordu ve bu benim hoşuma gidiyordu. Hemen odaya çıktım ve altıma yine kalçamın hemen altında biten bi şort onun üstüne şortumu kapatcak uzunlukta bi tişört geçirdim ve saçlarımı açtım. Merdivenleri 2 şer inmeye başladım. Bahçeye çıktığımda Hilal şezlonga uzanmış Jack ise telefonla konuşuyordu Hilal beni görünce beni süzdü ve
"Neden aramadın?" dedi merakla bende ona yine herşeyi anlattım. Uzun uzun konuştuktan sonra Alex'i pardon bay kas yığınını gördüm. Görmezden gelmeye çalışarak telefonumu elime aldım ve Gözde'nin attığı mesajları okudum. Onada olanları anlattıktan sonra telefonla olan ilgilimi kestim.
Hilal eve girdiğinde Alex
"Ilgar ile tanışmışsın" dediğinde işte dikkatimi çekmişti ona evet der gibi kafa salladıktan sonra
"Tehlikeli insanlardan uzak dur Masal. Bu sefer seni Sünger bile kurtaramaz dediğinde güldüm ve
"Ilgar'la tanışmadım sadece adını öğrendim sanırım bidaha karşıma çıkmaz" dediğimde gülme sırası ona gelmişti.
"Ilgar, korktuğun yerin en tehlikeli adamı sen yinede dikkat et" dedi nerden geliyordu bu koruma şeyi.
Alex'e sahte bir gülüş attıktan sonra bacaklarıma baktığını fark edince de utandım ve öksürdüm. Sapık.!
Hilal duştan çıktıktan sonra bana sütyenin nerede olduğunu sorunca ona
"Yedim Hilal" dedim kardeş gibiydik ama bu kadarıda fazla ben senin sütyenini napabilirim?
"Afiyet olsun. Ama Jack onu çok beğenmişti." dedi ve güldü biliyordum ki şakaydı
"O sütyeni yakmak istiyorum..." dedim ve yine güldük.saha sonra bende banyoya girdim ve suyu açıp altına girdim bugün olanları yeniden düşünmeye başladım. Uzun bi süreden sonfa çıktım ve üstüme uzun bişeyler giyindim. Yarın herşey normal olmasi için dua bile ettim. Aklıma neden soktum o çocuğu ben ya. Ama Bora'yı unutturmuştu bana. Hadi ama Bora bu çocuğun yanında bir hiç. Akşama kadar yemek yedik ve film izledik daha sonra uyumuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amerika Kürdü
ChickLitAmerika'ya geleli bir hafta olmadan başıma alabileceğim en tehlikeli belayı almıştım. ILGAR!