19🌸Süprizin Burada

1.3K 218 120
                                    

Jaebum da Mark'ın sözlerine karşılık sırıttı. Tıpkı onun gibi alaylı bir tavır takınarak Mark'a odakladı gözlerini.

"İyi de şu an... Benim güvenmediğim kişi o değil ki."

Ne demeye çalıştığını kim olsa anlardı. Gözlerimi yumdum ve sıkıntıyla dışarı derin bir nefes verdim.

"Jaebum lütfen dedim ama. Gidip geleceğim. Hadi Mark. Gidelim. Hadi!"

En sonunda ben de sesimi yükselttim. Benim de kayışlarım kopmak üzereydi.

Mark'ı zoraki bir şekilde arkasına döndürdüm ve omzundan itekleyerek ilerlettim. O da bir süre sonra bana ayak uydurmak zorunda kaldı.

🌸

Mark ile onun tuttuğu araçta olan yolculuğumuz nihayet son buldu. Beni nereye götürdüğünü ve nasıl bir süpriz yapacağını defalarca kez sordum. Ama cevap vermedi.

Dışarı çıktığımız için yanımızda da koruma getirmişti. 5 koruma vardı. Üçü ile arka tarafta oturuyorduk. Birisi şoför koltuğunda ve diğeri de hemen yanındaydı.

Her neyse, nihayet geldik.

Önden Mark indi. Başına şapkasını geçirdi ve yüzüne de maskesini taktı.

Dikkat çekmemek ve tanınmamak için yapmış olduğu bu eylem karşısında sessiz kalmayarak arabadan indikten sonra düşüncemi sesli bir şekilde dile getirdim.

"Bunca insanın arasında maske takan tek insan olarak bence daha çok dikkat çekiyorsun Mark. Maskeyi takma derim. Şapkayı biraz daha aşağı indirsen yeter."

"Öyle mi? Tamam." dedi ve maskeyi yüzünden çıkardı. Şapkasını da dediğim gibi biraz daha aşağı indirdi.

Tebessüm etti.

"Oldu mu şimdi?"diye sordu.

Ben de aynı şekilde ona gülümseyerek cevap verdim.

"Oldu."

"Hadi,gel bakalım."

Ben neden hep bu ani hareketlere maruz kalıyorum acaba?

Yine ani bir şekilde Mark elime uzanarak tuttu ve hızla beni çekiştirmeye başladı.

Çok da hızlı sayılmayan adımlarla ilerledik. Aracın diğer tarafında kalan bir restoranın önünde durduk.

Bir restorana bir de Mark'a anlamsızca gidip geliyordu bakışlarım.

"Neden geldik buraya?"

Boşta olan diğer elime de uzandı ve elinin arasına aldı. Gözlerim ellerinin arasına aldığı ellerimdeydi. Onun bu davranışlarına karşılık itiraz etmek için ağzımı açtım.

"Mark-"der demez hızla araya girdi ve beni susturdu.

"Süprizin burada Alya."

Böyle söyleyince daha dikkatli bakmaya başladım restoranın içine. Çok kalabalık değildi. Hatta akşam geç vakit olduğu için hiç kimse yoktu.

Olan müşteriler kalkıyor, içerideki genç bir kız ve güzel bir kadın masaların üzerini temizliyordu.

İçeriye daha dikkatli göz attım ancak süpriz niteliğinde hiçbir şey göremedim. Ne olabileceğini düşünerek iyice beynimi zorlandım. Ancak sonuç... Koskocaman bir sıfır.

Yine Mark'a döndüm.

"Nerede? Ben göremedim süpriz falan."

Oldukça sıcak ve samimi bir şekilde gülümsemeye devam etti.

"İçeride ama Alya. Daha dikkatli bak."

Dediğini yaptım. Daha dikkatli baktım. Ancak gördüğüm şeyler aynıydı.

Bu sefer yakınarak baktım yüzüne.

"Göremiyorum Mark."

Derin bir nefes verdi.

"Pekâlâ,o zaman söyleyeceğim. Ama sakin ol,tamam mı?"

Olumlu anlamda sadece başımı salladım.

Elimi tutan bir elini elimden çekti ve omzuma attı. Beni kendisine çekti. O eli omzumda sabit dururken diğer eliyle de bana restoranın içinde bir şeyi işaret etti.

Yaptığı harekete ve bu hareketi yüzünden şu anki yakınlığımıza aldırmamaya çalışarak merak içerisinde işaret parmağıyla işaret ettiği yere baktım.

İçerideki kadını işaret ediyordu. Kadın çok güzel gülümsüyordu.

Gülümsediği kişi ise tıpkı kendisi gibi içeride elinde bezle masaların üzerini silen genç kızdı.

"O kadını görüyorsun değil mi?"

"Evet, görüyorum."

"İşte o kadın... Senin annen Alya."

...

Baş Belası // Im Jaebum(✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin