21🌸Şaka

1.3K 218 42
                                    

"Benim... Mark. Her şeyi biliyorum zaten. Bana anlatman gereken bir şey yok. Beni korkutuyorsun Alya. Gerçekten iyi misin?"

Karşımda Jaebum olmadığını iddia eden bir Jaebum var. Ben mi kötüyüm yoksa o benimle dalga mı geçiyor bilmiyo-

Bir dakika!

Mark...

Hayır,o Jaebum değil. Mark! Neler oluyor? Az önce orada Jaebum oturuyordu? Biz buraya Jaebum'la geldik.

Alya... Eğer buraya Jaebum'la gelmiş olsaydın o zaten her şeyi bilmiş olurdu. Kendine gel.

Kendime gelmeliyim.

Mark iyice korktu. En iyisi şu an ona hiçbir şey çaktırmamak.

Bu yüzden bir anda kahkaha patlatarak gülmeye başladım.

Mark'ın bakışları daha da garipleşirken gülüşümün arasından zar zor konuştum.

"Ahaha! Nasıl da korktun ama? Şu suratının hâline de bir bak Mark. Ahaha. Çok komik cidden. Hâlâ gerçekten yaptığımı zannediyorsun değil mi? Ahhh, karnım ağrıdı. Aslında sadece Jaebum'a söylemek istesem nasıl söylerdim diye pratik yapmak istemiştim. Ama sonradan bu şakayı da ekledim. Ahaha."

Dişlerini birbirine bastırarak ağzını açtı. Burnunu kırıştırdı. Avının karşısında dişlerini gösteren bir aslan gibiydi.

"Aissh."diye tıslayarak lanet olurken yine bir anda bağırdı.

"Şaka mıydı yani bu? Ah,cidden! Böyle şaka mı olur? Bir daha asla şaka falan yapma. Özellikle bu konuda! Gerçek zannettim,kalbime iniyordu az daha!"

Sustu. Ben de kedi yavrusu gibi sadece gözlerimi kırpıştırarak onu dinledim.

Hemen sonra yine bağırdı.

"Jackson'ın yanında olmak yaramıyor sana! En az onun kadar iyi bir oyuncu olmuşsun. Çabuk ye tatlını da kalkalım. Dhjdbdbgdhbdms..."

Sonlara doğru yine anlayamadım kelimeleri. Mark'ın sesi giderek boğuklaşmaya başladı.

Korkudan kalbim yine hızını artırmaya başladı.

Kolay kolay terleyen bir insan değilim. Buna rağmen terlediğimi hissediyorum.

Öyle bir sıcak bastı ki bir anda... Boğulacakmışım gibi. Nefes alışverişlerim düzensizleşiyor mu sanki? Yine neler oluyor?

Omzumda bir el hissedince başımı kaldırıp omzumdaki elin sahibine baktım.

"İyi misin?! A-! Canım iyi misin?!"

Mark'ın telaşlı sesini duyabildim. Ayağa kalkmış ve yanıma geçerek ellerini omzuma atmıştı.

Bu arada... Canım dedi. Ama annem ve kardeşim de buradaydı. Büyük ihtimalle ismimi söyleyemedi ve o anki telaşla aklına bir isim gelmedi. Mark da çaktırmamak için bu kelimeyle seslendi.

Bu yüzden sesimi çıkarmadım. Zaten çıkaracak gücüm de yok.

Boğuklaşan sesler bir anda yeniden netleşmeye başladı. Ama terliyorum, hâlâ çok sıcak. Üstelik hiçbir yerimi hareket ettirecek gücüm yok. Parmağımı dahi kıpırdatacak hâli bulamıyorum.

Mark elini alnıma attı. Kim Jae Jun da oldukça telaşlı bir şekilde yüzüme bakmaktaydı.

"Çok-çok terlemiş! Ateşi çok yüksek! Boncuk boncuk ter akıtıyor. Az önce böyle değildi!"

Mark giderek daha çok telaşlandı. Bu esnada annem yanıma gelerek bu sefer o elini alnıma attı.

"Evet,gerçekten çok yüksek. Canım benim... Soo Mi hemen sirkeli su yapıp getirir misin? İsterseniz siz de ambulansı arayın. Ambulans gelene kadar ben ateşini düşürmeye çalışırım."

Ambulans mı? Olmaz! Bu resmen babama gün doğurur. Beni eliyle koymuş gibi bulur. Mina benim ivin ameliyathane ayarlıyor ve ismimi de hastane girişini yaparken o halledecek. Ama şu an hastaneye falan gidemem.

Hemen araya girmem lâzım.

Yutkundum ve zoraki bir şekilde konuşmaya çalıştım. Sesim çatallı çatallı çıktı.

"Ha-hastane ol-maz Mark. Biliyorsun. Lütfen, şirkete götür beni. Revirde hemşire ablam ilgilenir benimle." dedim ama o an kafamı tutamadım.

Gözlerim de aynı zaman aralığında kapandı. Bir anlığına bilinç kaybı yaşamıd gibi hissettim kendimi.

Başım masaya doğru düşerken başımı tutan kişi yine Mark oldu. Yalnız bu sefer... Endişeyle ismimi bağırdı.

"Alya!"

...

Baş Belası // Im Jaebum(✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin