1. Bölüm

123 7 2
                                    

Hakkımda bilmeniz gereken tek şey;benimle ikinci kez karşılaşırsanız ismimin ilkinden biraz farklı olacağıdır. ama siz ilk ihtimali unutun çünkü ikinci kez karşılacağım tek kişi azrail olacaktır.bana ikinci defa onunla görüşme fırsatı verdiği için tanrıya minnettarım.Bilmeniz gereken diğer şeylere gelirsek. bir ev adresim yok bir arabamda yok muhtemelen bir ailemde olmayacak. Ev olarak ücra yerlerdeki ucuz pansiyonları tercih ediyorum. pek rahat olduğu söylenemez.taşıt işinide iki günü geçmeyen sürelerle az yakıt tüketimi olan bir araç kiralayarak hallediyorum. arkamda iz bırakmadan ilerlemem gerekiyor tabii bu pek mümkün değil. en iyi ihtimalle arkamda bir kırık kaburga kemiği dikilmesi gereken kaşlar yastığın altına koyulup para olarak dönmesi beklenen dişler bırakıyorum bazen sonraki sabahı göremeyecek şekilde bıraktıklarımda oluyor..


Duvarları nemlenmiş odaya ağır bir rutubet kokusu sinmişti, etrafına bakmak meslek icabı edinilmiş zorunu bir alışkanlıktı. Masanın üzerinde duran 9 mm glock 17 sini en sadık dostu olarak görürdü. Onun hemen yanında duran telefonunu zorda olsa düşürmeden eline alabilmişti. Saat 6'ya yaklaşıyordu bu da benim için kalkma vakti demekti. yatağından doğruldu, gözlerini ovuşturup kahverengi parkelerin üzerine ilk adımını attı. Çıplak ayakları yere değdiğinde hep bir hoşnutsuzluk sarardı bedenini, bu yüzden ilk önce çoraplarını giyerdi çocukkende,şimdide..

Çok hızlı bir şekilde üstünü giyip odanın kapısından çıktım kısa holde bir kaç adım atıp merdivenlere geldiğimde geceden kalma 40 lı yaşların sonlarında bir ayyaşla karşılaştım ayakta durmakta ciddi anlamda zorlanıyordu.saçları yaşına rağmen oldukça uzundu ama bir kuş yuvasını andırıyoru.yüzüne baktığımda yanaklarının her iki yanında da belirgin kesik izleri vardı.klasik bir sarhoş modeliydi,genelde parklarda sabahlayıp olay çıkarırlardı.Bu herif pansiyonda kalacak kadar parasını ayırmıştı demekki, o parayla içki almamasıda düşündürücüydü. Tekrar vaziyetine odaklanma gibi bir derdim yoktu. her insan ona yardım ederdi lakin ben o insanlardan biri olmayacaktım.Bu şekilde merdivenlerden inmesi mümkün değildi bunun farkındaydım, hatta 4. adımında merdivenleri bir sedyeyle tamamlayabilirdi. Ayyaşlar bu saatlerde yatmış olurdu ama bu adam ayaktaydı ve burayı terk etmenin peşindeydi.ilginç diye geçirdim içimden.yeteri kadar vakit kaybetmiştim. Adamın yanından hızlı adımlarla geçerken kısık sesle bir şeyler homurdandı. bir yardım istemiş olabilirdi; bir küfürde savurmuş olabilirdi. merdivenlerden inip resepsiyona vardığımda üst kattan bir gürültü geldi. Yüzümü buruşturdum... Ardından da kesik kesik inleme sesleri. Sarhoş düşmüştü resepsiyondaki kızıl saçlı minyon kız büyük bir şaşkınlıkla sesin geldiği yere doğru hareketlendi. Bende beyoğlundaki bu köhne yeri terk etmek üzere kapıdan çıktım

Hava tahmin ettiğimden daha soğuktu, neyse ki arabam beni ısıtırdı. Her zaman ki gibi arabayı kaldığım yerden yaklaşık 20-25  metre öteye bırakmıştım. Anahtarı cebimden çıkarıp arabanın kilidini açtığımda pansiyondan çıkalı bir kaç dakika olmuştu. İçimden bir ses ambulansın geç geleceğini söylüyordu. Hislerimde genelde yanılırdım, arabaya binip kontağı çevirdim bir kaç dakika arabayı çalışır vaziyette tutup yola çıkmak üzere sinyali verdim. Sabahları kahvaltı edemediğimden bulduğum ilk fırsatta bir şeyler atıştıracaktım. Ana yola bağlandıktan sonra her zaman ki gibi trafikle karşılaştım,iş saati olduğu için oldukça yoğundu.Biraz hava almak için camı serçe parmağımın uzunluğu kadar açmıştım havasızlık stres ve açlık yüzümü kızartıyordu daralıyordum,bedenimide gerginliğe teslim ediyordum. Önümde ki otobüsü geçmem gerekiyordu,her durakta yarım düzine yolcu alıyordu. uygun fırsatını yakaladığım an bu kağnıdan çok az hızlı olan otobüsü geçecektim. Sol aynamı kontrol ettim ve şeridimi değiştirmek üzere sinyalimi verdim arabayı biraz bağırtarak sol tarafa fırladım.o an insanların bir çoğu bana küfür etmişti muhtemelen. Bir buçuk saatin sonunda kadiköye varmıştım arabamı sahildeki otoparka bıraktım orada bile kuyruk vardı. otopark görevlisi bana keskin bir bakış attı gözlerimi kaçırarak boş olan park yerine yanaştım beyaz bir kia ile siyah bir ford'un arasına park ettiğim sırada telefonum çaldı. Bir kaç kez daha çalmasını bekledikten sonra sabit hattan gelen çağrıyı yanıtladım.
Kısık ama sert bir sesle karşılaştım muhtemel çok fazla sigara tüketiyordu ses telleri fazlasıyla katıydı. Telefonu açmıştım fakat yanıt vermemiştim bu şekilde bir kuralım vardı.
'' Dün geceyi geçirdiğin yere tekrar dönmelisin sana büyük bir hediye bıraktım''. daha yanıt verememiştim ve telefon yüzüme kapanmıştı. Buda neydi böyle diye geçirdim içimden biri benle oyun oynamak istiyordu ve ben oyunları sevmezdim. Arabanın içinde hareketsiz kaldım bir süre ne yapmam gerektiği konusunda karar vermeye çalıştım. adam kaldığım yeri nerden biliyordu ? Galiba birisi gereksiz bir eşek şakası yapıyordu. Oraya gitmem için beni ikna etmesi gerekirdi, kesinlikle amatör bir yolu tercih etmişti.yinede bu konuyu açıklığa kavuşturacaktım. Kaldığım pansiyonun numarasını tuşladım. üçüncü çalışta telefon açıldı. karşımda bu sabah gördüğüm kızıl saçlı kız vardı büyük ihtimalle. '' Günaydın kolay gelsin'' dedim kibar bir tonda. günaydın beyefendi diye yanıt verdi. telaş ve korku karışımı bir sesle ekledi. rezervasyon yaptıracaksanız pansiyonumuz bir kaç günlüğüne hizmet vermeyecektir. Neden diye  sordum ama kız bu konu hakkında bilgi vermesinin mümkün olmadığını söyledi. Anlaşılan oraya kendim gitmeliydim. teşekkür ederek telefonu kapattım. pansiyon biraz daha bekleyebilirdi ama karnım biraz daha bekleyecek halde değildi. otoparktan çıktıktan sonra bi pastane bulmak üzere yola koyuldum

SİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin