*Bölüm 12* Batı

56 15 29
                                    

 Borkul ve ekibinin Günler boyunca takip ettikleri yanından nehir geçen yol, küçük bir şelaleye dönüşerek göle ulaşmayı başarmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Borkul ve ekibinin Günler boyunca takip ettikleri yanından nehir geçen yol, küçük bir şelaleye dönüşerek göle ulaşmayı başarmıştı. Gölün küçük bir krateri doldurarak mümkün kıldığı yeşillik, uzaktaki sararmış uzun otların yanında bir cennet gibi parlıyordu. Gölün aktığı ikinci nehrin üzerinde görüldü duvarlı şehir. Tuğla duvarları ile diğer iki köyden daha büyük olduğunu belli ediyordu. Nehri yutan şehrin Beyaz evlerinin turuncu çatıları güneş ışığında parlıyordu. Karavan şehrin karşısında dinlenecekti. Köyü görebilecek, ama onlara tehdit olmayacak kadar uzaklıkta kalmaya karar vermişlerdi. Karavanın çadırları yerleştirmesi ve açması, her zamankinden daha çok zaman alacaktı. Verilen kayıplar yüzünden karavandaki herkese daha ağır bir yük düşüyordu. Bu da yapılması gereken işlerin yavaşlamasına sebep olmuştu. 

  Çadırlar kurulurken Borkul, Elyon ve Girt şehre doğru yürümeye başladılar. " Daran şehri uğrayacağımız son şehir olabilir. Haritada yolumuz üzerinde başka bir yerleşim görünmüyor. " dedi Borkul, deri botları ile uzun çimenleri ezerken. Taşev köyü de haritada yoktu. Belki başka bir yerleşim daha karşılarına çıkabilirdi. Ama orada olduğundan emin olmadıkları bir yere güvenerek erzaklarını daha da zorlayamazlardı. Girt Elyon'u ima ederek " O halde biraz daha dikkatli davranmalıyız. " dedi. Elyon kulaklarını indirerek suratını astı. " Tamam tamam bana silah çekmezlerse saldırmayacağım. " Girt alaycı bir gülümseme ile " Düşünceli davranışın için çok teşekkür ederiz elf prenses! ". Elyon nefesinin altından homurdanmak ile yetindi.

 Üçlü, şehrin kapılarının önüne geldiğinde elinde kaskını tutan bir adam kendilerini bekliyordu. Onun yanında iki iyi zırhlanmış muhafız bekliyordu. Ellerini kılıçlarının kınında, kalkanlarını ise yüksekte tutuyorlardı. Duvarların üzerindeki okçular kendilerine bakıyorlardı. Açıkça basit bir milis kuvveti gibi görünmüyorlardı. Muhafız birkaç adım ileri yürüdü. " Bir ork, elf ve goblin iki bayraklı bir ordudan ayrılarak şehrimize geliyor. İtiraf etmeliyim ki sıra dışı bir manzara. " dedi. Girt birkaç adım atarak " Biz buraya kralınızın emriyle geldik. Saldırmak gibi bir niyetimiz yok " dedi. Ama rütbeli asker goblinin dediklerini dikkate almamıştı. " Bırak ork konuşsun. Duruşundan lideriniz olduğu belli " dedi. Borkul kısa bir süre önündeki sağlam surları inceledi. ipler ile üzerinden geçilemeyecek kadar yüksek, kazmalar kıramayacak kadar sağlam görünüyorlardı. Burada askeri bir zafer alamazlardı. Borkul tehditkar, ama hırlamasını kontrol altında tutarak " Buraya barış içinde geldik " dedi. Kendisine şüpheyle bakan adam için bu cümlenin yeterli olmayacağını anlayan Borkul sakinleşmeye çalışarak konuşmaya devam etti. " Kral'ın emirlerini yanımızda taşıyoruz. Parayla ticaret yaparak erzaklarımızı yenileyeceğiz, gönüllü olanları aramıza alacağız ve tek bir bıçak bile çekilmeden gideceğiz. " dedi. Adam elini çenesine götürerek bir süre için düşündü. Kısa saçlarının tepesi kelleşmeye başlamıştı. Uzun bıyıkları ile boynunun yarısına kadar uzanan sakalları birbirine karışmıştı. " Bir şeyler satmak ya da satın almak isteyen tüccarlar kampınıza gelebilirler. Ama şehre girmenize izin veremem. " Borkul orkça küfür etmek istercesine ağzını açtı. Son anda fikrini değiştirerek başka bir şey söylemeyi tercih etti. " Karavanımdaki insanlar ve goblinlerin Daran'da akrabaları var. Gelmek isteyeceklerdir " dedi. Muhafız kafasını kaşıyarak sessiz bir lanet okudu. Borkul beklediğinin aksine iyi huylu davranmıştı. Şimdi onun bu zararsız görünen teklifini reddederse saldırabilirler, ya da kaybedecekleri potansiyel altınlar yüzünden ona ceza verilebilirdi. " Az sayıda gelirlerse alabiliriz. Ama aralarında bir ork ya da bir elf görmeyeceğim! " diye konuştu sitemle. Borkul hafifçe eğildikten sonra arkasını dönerek kampa doğru yürümeye başladı. İkili onu arkadan takip ederken Muhafızların başı " Hadi, herkes görev yerlerine! " diye bağırdı şehrin kapıları önünde açılırken. 

EjderKral : Ölülerin Sandığı(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin