Kemdimi toparlayıp masama geri döndüm geldiğimde jungkook denen kişi gitmiş sadece Rosé vardı bana 'Nerde kaldın?' dedi bende ona 'lavaboya gittim.' dedim ona Jimin ile yaşananları anlatmicaktım tabikideRosé ben gidiyorum zaten çok az kişi kalmış sende gidiceksen beraber çıkalım.(Lisa)
Peki tamam. (Rosé)
Salondan çıktıktan ve birbirimizle vedalaştıktan sonra o kendi arabasına bende kendi arabama bindim,arabayı sürerken de bir yandan Halsey'nin colors şarkısını dinliyordum güzel bir şarkıydı ve beni rahatlatıyordu evime vardığımda arabadan ev anahtarını alıp çıktım kapıyı açtığımda kitap okuyan annemi gördüm kendisi çok çok iyi bir anne değildi ama annelik görevini yapıyordu merdivenlerden çıktığımda bana seslendi;
'Naber lalisa'
'Aynı'
'Bugün çok mutluyum biliyor musun?'
'Neden'
'Çünkü bugün eski bir arkadaşımla ortaklık imzaladım'
'Ve bana danışmadan, hiç şaşırmadım'
'Hazırlan az sonra yemeğe geliyorlar'
'Daha yeni eve geldim ve farkındaysan bugün çok yoruldum'
'İtiraz istemiyorum!'
'Offf tamam'
Annemin beni anlamamasına şaşıyorum zaten beni hiç anlamıyordu. Odamın kapısına geldiğimde kapıyı açtım ve giyinmeye başladım bordo rengindeki bir etek üstüme ise siyah bir bulüz giydim gümüş rengindeki halka küpelerimi de takınca tam olmuştum zaten saçım yapılıydı ve makyaj yapmama gerek yoktu kapı çalmıştı ve geldiklerini anlamıştım aşağı indiğimde onu görmeyi beklemiyordum ismi galiba... jungkook'tu onların yanına indiğimde annesi bana Merhaba demişti ama jungkook'un Dünya'dan haberi yoktu çünkü telefonu'nun içine gömülmüştü annesi onun kolundan dürtünce başını kaldırmadan Merhaba dedi hepimiz salona gectigimizde koltuklara oturduk jungkook hala telefonu ile ilgileniyordu o sırada hizmetçi bize yemeğin hazır olduğunu söyledi masaya gectigimizde jungkook telefonunu bırakıp başını kaldırdığında beni görmüştü boş ve anlamsız gözlerle bana bakıyordu ben kafamı masaya doğru çevirdim ztn hepimiz de masaya oturmuştuk annem ile jungkook'un annesi gülüşüp konuşuyorlardı jungkook'ta yemeğini yiyordu bense yemegimle oynuyordum
'Bayan Jeon isterseniz çalışma odama gidip orda konuşalım gençler de burda kaynaşsınlar'
'Peki bayan Manoban malum zor tabi hazırlıklar çok zor iş'
Ne demeye çalıştıklarını anlamadım ne hazırlığından bahsediyorlardı acaba herneyse deyip suyumdan bir yudum aldım jungkook ile aramızda bir sessizlik vardı sıkılmıştım ve o yüzden aramızdaki sessizliği ben bozdum
'Bugün pek iyi tanışamadık ben lalisa'
'Biliyorum'
'Ee jungkook kaç yaşındasın?' Beni duymuyordu bile sadece sırıtıp yemegine devam etti
'Pek konuşkan değilsin galiba'
'Farketmene sevindim'
Konuşma tarzı bile beni yeterince sinirlendiriyordu o anda parmağında gördüğüm yüzük dikkatimi çekti evlimiydi acaba?
'Evli misin?'bana sırıtıp şu cevabı verdi;
'Evlenicem'
'Kiminle'
'Yakında öğrenirsin'
'Ne olur sanki şimdi söylesen ölür müsün!'
'Hala görmüyor musun bizi kullanıyorlar'
O anda ciddiyetimi kaybedip yerini şaşırmak aldı
'Ne demek bizi kullanıyorlar'
O anda büyük bir kahkaha attı ve bu gerçekten sinir bozucuydu
'Ortak olduklarına göre ve bizde bekar olduğumuza göre'
'Şaka bu değilmi?'
'Şaka yapar gibi bir halim mi var?'
'Buna inanmıyorum'
'Aslında,.. ilk başlarda bende inanamıyordum ki hala inanmakta güçlük çekiyorum ama sana göre inanmak çok kolay çünkü elbet bir sende altıma yatmak isticeksin'
'Hahahaha yanlız ben senin gözünde sarışın bir sürtük olabilirim ama diğer kızlara benzemem'
'Peki senin dediğin olsun yani şimdilik'
'Ne demeye çalışıyorsun'
'Çok yakında anlarsın sarışın sürtük'
Irghh! bu adamla evlenmek değil aynı ortamda kalmaya bile dayanamıyorum ama yook ben bunla asla evlenmem annem beni istemediğim biri ile asla evlendirmez zaten, yani en azından ben öyle umuyorum.O anda jungkook'un telefonuna bir mesaj geldi galiba güzel bi haberdi çünkü sırıtıyordu
'Gitmem lazım sarışın sürtük diğer sürtükler beni bekliyor'
Ne demek istediğini anlamıştım ama o kızlara üzülüyorum sadece 1 günlük heves için sürtük oluyorlar ama pişman olacakları birsey yapıyorlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRET (Lizkook)
RomanceSmut vardır! Jeon Jungkook'un dudakları cehennem gibi yanıyordu ve ben dudakları'nın ateşinde yanmayı seviyordum.