Zayn'i görmeyeli iki hafta olmuştu. İki üç günde bir sesimi duymak için arıyordu o da konuşmamız beş dakikayı geçmiyordu ve teyzemin villada çalıştığı saatler arasında arıyordu. En son üç gün önce konuşmuştuk ve ben elimde telefon onun aramasını bekliyordum.
Zayn ile konuştuktan veya mesajlaştıktan sonra bütün arama kayıtlarını ve mesajları siliyordum. Çünkü bana söylemese de teyzemin telefonumu karıştırdığını biliyordum. Çok şükür aramız düzelmişti. Bana hala kızgındı, bunu saklamıyordu ama ona Zayn ile işimin bittiğini, onunla görüşmediğimi kanıtlamış oldum. Evden çıkmıyordum, çıkarsam da onun tanıdığı arkadaşlarım ile buluşuyordum. Zaman gerçekten de her şeye iyi geliyor, düzeltiyordu. Tek kötü yanı, Zayn'i ve dokunuşlarını özlememdi.
Telefonu bırakıp evden çıktım ve villaya doğru yürümeye başladım. Bahçeden mutfağa girdiğimde teyzem ve Martha vardı. Teyzem yemek yapıyordu Martha ise yardım ediyordu.
Martha ile göz göze geldik.
Pis yılan.
Teyzeme her şeyi anlatmış ve hayatımı mahvediyordu. Ondan nefret ediyordum.
"Merhaba teyze."
Arkasını dönüp bana gülümsediğinde sandalyeyi çekip oturdum. Martha'nın yüzüne bakmıyordum, zaten çok durmadı ve o da mutfaktan çıktı.
"Aç mısın Luna? Yemek yer misin?" diye sordu.
"Hayır teyze aç değilim." dedim gülümseyerek.
Sonra yanımıza Katherine geldi. Sanırım Martha'dan daha küçüktü yaşı çünkü çok genç duruyordu. Birbirimize selam verdikten sonra yanımdaki sandalyeyi çekti ve oturdu.
"Tanrım, bu kadın manyak bütün kıyafetlerini tek tek paketletti, çantalarını ayırdı. Ölüyorum yorgunluktan!"
Hannah' dan bahsettiğini anlayınca teyzemle göz göze geldik. Kath anlamasın diye ona gergince gülümsedim.
"Kahve içelim mi? Hem sen de dinlenirsin?" dedim en samimi halimle.
"O kadar güzel olur ki!"
Ayağa kalkıp ocağın başına gittim ve bir miktar suyun kaynaması için beklerken bardaklara birer kaşık kahve koydum.
"Benimki de sütlü olsun!" dedi teyzem. Ona gülümseyip dolaba yöneldim.
Dolaptan süt çıkarıp ilk bardağa biraz süt boşalttım ve yerine koydum. Kaynayan suyu bardağa dökmek için bardağı elime aldım.
"Biliyor musunuz, Hannah annesi ile konuşuyordu. Hamileymiş! Annesini yanına çağırdı."
Elimdeki bardak yeri boylarken şokla Kath'e bakıyordum. Donup kalmıştım. Ağzım açık ona bakıyordum.
Hannah hamileydi.
Zayn'den.
Zayn'den.
Zayn ve Hannah'nın bebeği olacaktı.
Zayn beni kandırmıştı.
Tanrım ölmek istiyorum yalvarıyorum sana şu an ölmek istiyorum.
Kalbim acıyordu, nefes alamamaya başlamıştım. Gözlerim dolmuştu ama ağlayamazdım. Sanki Kath o cümleyi kurduğunda başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.
Önce yerdeki cam kırıklarına baktım, sonra teyzeme. Acilen buradan gitmem gerekiyordu. Ben.. sanırım ölüyordum.
"Ben..Eve gideyim, sonra gelirim." dedim mırıldanarak ve koşarak mutfaktan çıkıp kendi evimize girdim ve odama girip yatağa kapandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nefarious🌙malik [tamamlandı]
Fanfic"Sindrella asla bir prens istemedi. Eğer ayakkabıları uymasaydı, çıplak ayakla yürürdü."