Son zamanlarda Anabeth çok meşguldü; Daedalus'un hem denizde hem karada giden bir ejderha projesiyle uğraşıyordu, üstünü üstlük bazı Hephaistos bozuntularıyla birlikte çalışmaktaydı.
Percy ise Claris'le sürekli iddalara girip kaypediyordu ve sonuçlarıda ağır oluylordu. Mesela öfkeli sincapların bulunduğu bir çuvala atılmak (aynı Roma kampındaki gibi) ya da başında donla yemekhanede hokkabazlık yapmak... Bazen de Kıvırcık'a nasıl romantik hareketler yapılır onu anlatmak için zorlanıyordu. En azından yaptığı işin sonunda Ardınç ellerinde neredeyse bir çöp naylonu kadar teneke ve tabak vardı ve Percy'de bu olaydan mutluluk duyuyordu.
Percy'nin aklında bu akşamın havasını değiştirecek süper bir fikir vardı, bu yüzden sürekli Piper ve Leo'yla buluşup konuşuyorlardı ve Anabeth'da molalarda Percy'e arıyordu ama bir türlü onu bulamıyordu.
-Percy-
Anabeth'in süprizi için çok heycanlıydım çünkü bu buluşmamız diğerlerinden bambaşka olacaktı. Buluşma yeri için ilk olarak dağın tepesini düşünmüştüm sonra bu fikrimi Piper ve Leo'ya paylaştım ve Piper kafama koca bir şaplak indirdi ve bugün için orası uygun olmadığını söyledi onun yerine mesela kumsal ya da deniz olabilir dedi, ve o an aklıma dank etti ve planımı hemen Leo'ya anlattım çünkü bugün çok önemli bir rol oynayacaktı.
-Anabeth-
Percy'i yanına gelince yosunkafa nın hala hayatta olduğuna sevindim ve bana tuhaf bir davette bulundu. Akşam üştü saile gideyim ve üzerimde ne şık bir elbise ne de sade birşey olsunmuş. O an Percy'i "tamam, tamam" diye geçiştirdim ama Percy gayet ciddiydi; bakalım sonumuz nolacak.
Saile gittiğimde Percy orada bekliyordu ve arkasında da üstü örtülü bir şey vardı. Bu bir sandaldı ve Percy biraz denize açılıp yıldızları izleyebileceklerini söyledi. Bence bu harika bir fikirdi yani kamptan bir anlığına uzaklaşmak 2-3 günlüğüne tatile gitmek gibiydi.
-Percy-
Anabeth süprizimi çok beyenmişti ama asıl süprizin daha farkında değildi. Sailden bir 3-4km uzaklaştıkdan sonra teknede birkaç delik açıldı ve batmaya başlamıştık, tabiyki bu oyunun bir parçasıydı (burda Leo'ya tekrar teşekkür ederim.) Bu arada Anabeth çok korkmuştu ve benim kollarımın arasına gelmişti ve bu anın tam vakti olduğunu farkettim. Anabeth'i suyun altına çektim ve onu öptüm, sonra bana bir tokat attı ve sonra arkadaki o büyülü kelimeleri gördü ve gözleri doldu ve kızardı. Büyülü kelimelrse böyle yazıyordu: "BENİMLE EVLENİRMİSİN?". Anabeth cılız bir sesle "tabiyki YoSuN kAfA!!!" dedi ve birden havaya uçtuk ve onu öptüm.