Bölüm-23-| Pişt fıstık! Baksana hepsi senin mi?

15.5K 429 15
                                    

Merhaba. İzninizle küçük bir ayrıntıya deyinmek istiyorum. Öncelikle herkese çok teşekkürler. Vote veren ve yorum yapan herkese.. biliyorsunuz ki benim yeni bölümü yazmam için büyük bir yer kaplıyor sizin yorum ve voteleriniz. Aldığım beğeniden çok memnunum. Gözüm yükseklerdede değil ama her geçen gün yorum sayısı oldukca düşüyor. Ve bu artık gözle görülür bir hal aldı. Neden? Bir sorun mu var? Bir yalnışım varsa eğer bunu bilmek isterim. Gerçekten ben bunu merak ediyorum. Çünkü artık beni düşündürecek kıvama geldi.. bir yanlışım varsa lütfen bunu bana söyleyin. Ben her zamanda söylerim sadece beğeninizi deyil eleştirilerinizi ve sorularınızıda yazabilirsiniz yorumlarınıza.. neyse. Umuyorum ki sorularımın cevabını alırım.

Keyifli okumalar. Beğenmeniz dileğiyle.



~


Yalnızlık ve nefret. Oldukca yoğun olan iki duygu. Kolay değildir insanın kendisini yalnız hissetmesi. Kolay değildir birinden nefret etmek. Başa çıkmak güç ister. Kimileri için nefret etmek o kadar kolay ki martıların denize olan aşkı gibi. Yalnızlıksa sadece Allaha mahsustur derler. Nefret benim dünyanın acımasızlığına ve kadere beslediğim bir duygu. Evet bunu inkar edemem.. nefret ne demek biliyorum. Ama bunu birine karşı silah olarak kullanmadım ben.. nefret etmedim. Yalnızlık.. sık sık oldukca yakından ilgilendiğim güçlü bir duygu. Kendini boşlukta hissedersin. Kimse seni oradan çıkaramaz.. çıkarmak için gelmez belkide. Çünkü düştüğün boşluğun karanlık kapılarını o an kilitlemiş olursun. Nefessiz kalana dek kalmak şartdır senin için. Işığın kaybolur.. aydınlığın yitirir sonsuz beyazlığını. Her ne kadar derin beyazlar içinde görünsende dışından kimse bilmeden sessizliğinle kaybedersin ışığını. Yok olur yavaş yavaş. Ama ne kadar kolay gözüküyor değil mi insanlar için dışardan sen ben.. herkes herkese gıptayla bakıyor. Kim bilebilirki onların yaşadığı hayatı. İçinde kopan fırtınaları.. dingin deniz diye bir şey yok benim için. Her zaman ateş vardır fırtına soğuk vardır.. şimdi gözlerimi kapatıyorum usulca. Derin bir nefes alıyorum. Kulaklarımda uğuldayan martıların sesi.. denizin kirli havadan arınmış huzur veren kokusu. Kimisi için oldukca rahatsız edici baş ağrısı olan gemilerin sesi.




Huzur dedikleri şey bu mu gerçekten? Buysa eyer ben neden hissetmiyorum. Ben neden tadına varamıyorum huzurun.



" Zeyneeeeaağğmp"


Bismillahirahmanirahim! Huzur diyordum değil mi? Vurun beni!




" Kereeem burdayım canım bağırma." Bir kaç saniye gelmesini bekledikten sonra odanın içinde hala dolaşan ayak seslerine gülerek kafamı iki yana sallıyorum.



" Nerdesiiiin?" Oflayarak sandalyemin tekerleklerini arkaya itip yerimde dönerek balkonun açık olan kapısının perdesini kenara çekip kafamı içeri uzatıyorum. Odanın içinde kaşlarını çatmış elleri belinde etrafına bakınan bir adet şirin karşılıyor beni.



" Pişt fıstık! Baksana hepsi senin mi?" Bakışları gülerek beni bulduğunda ellerini belinden çekerek odayı sarsıcak derecede kahkaha atıyor. Onu güldürmenin verdiği mutlulukla dönüyorum eski yerime. Şimdi daha bir huzurlu şehir.. herşey daha anlamlı. Bir gülüşü ile.. sadece bir gülüşü.




" Fıstık ha? Napıyorsun bakalım burda tek başına?" Boğaza dalmışken şimdi onun görüntüsü tüm şehrin güzelliğine gölge salıyor. Her yeri karanlığımın yanlızlığımın her zerresini aydınlatıyor. Ellerini balkonun demirlerine yaslayarak sertını manzaraya dönüyor. Gülümseyerek bir süre gözlerini kapatıp derin nefes alışını izliyorum. Yeşilleri gözlerimi bulduğunda bir süre gözlerime bakıyor boş bakışlarla. Benim yüzümdeki gülümsemenin aksine suratı donuk ve karışık. Kaşlarımı çatarak yeşillerinin her tonu dakika dakika barındırmasını izliyorum.



+18 Aşk Engel Tanımaz...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin