1

285 22 3
                                    

                             Güneşin delici ışıklarıyla beraber uyanırken  sağ tarafıma döndüm lanet olsun ki yine yoktu her zamanki gibi yine sabah erkenden gitmişti.

Üzerimdeki örtüyü seri bir şekilde üzerimden çekerek yere attım ve doğrularak ayağa kalktım ardından lavaboya doğru ilerledim 

Bunu neden yapıyor? ,sürekli işim var bahanesinden bıktım, "işim var yoona, kapatmalıyım" dün akşam ki söylediği bahane geldi aklıma her seferinde bu şekilde cevap verip konuşmama bile fırsat vermeden kapatıyordu telefonu. Eskisi gibi değildik artık bana meleğim demiyordu,sarılmıyordu en önemlisi yüzünü bile zor görüyordum.

Eminim ki başka birisi var  çünkü bu yaptıklarının işle en ufak bir ilişkisi dahi yoktu olamazdı ona bir şey demiyordum sırf onu kaybetmekten korktuğum için susuyor her zamanki gibi ona gülüyordum yalandan da olsa gülüyor fakat içten içe ağlıyordum 

---

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçımı düzeltip giyinme odasına doğru ilerledim sıradan bir kombin yaparak dış kapıya doğru ilerledim. Hiç kahvaltı etmek istemiyorum direkt şirkete gidip işlerimi halletmek istiyorum bir şeylerle uğraşacak kadar enerjik değilim çünkü.

Ayakkabılarımı da giyip evden çıktığımda kapının önünde bulunan arabama doğru ilerledim. Artık eskisi gibi neşeli ve pozitif değildim onun sayesinde içimdeki bütün duygular kör oldu onun sayesinde hayata küstüm ben. Her seferinde insanlar arasında rol yapsam da artık eskisi gibi içimden gülmek gelmiyordu. Onun yanında bile iyi hissetmiyordum artık gerçi neden hissedeyim ki. Beni oyuncağı gibi kullanan bir kişinin yanında iyi  hissetmem için herhangi bir neden yoktu.

Arabayı çalıştırıp bir süre ilerledikten sonra vücuduma akın eden ani titreme ve korku hissi beni ele geçirmeye başlamıştı ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu.

Ellerimi direksiyonda biraz daha sıkılaştırarak gözlerimi kırpıştırdım arabayı durdurmak için çabalarken neden böyle olduğumu düşünmeye başlamıştım bu dayanılmazdı başım çatlayacakmış gibi hissediyorum.

"ne oluyor bana?"

Görüşümün bulanıklaşmasıyla kaza yapacağımı anlayıp arabayı sağa kırdım, Arabamın devrilmesiyle, kazaya yol açmadığım için sevinirken ölmemek için direniyordum.Kafamı sertçe çarpmamla bilincimi kaybetmem arasında saliseler vardı ,tek hatırladığım şey telefonumun hareketli melodisiydi.

---

[jimin'den]

Huzursuzca yerimde doğrularak yanımdaki bedene baktım yine öylece uyuyordu her neyse ayağa kalkarak banyoya doğru ilerledim kısa bir duşun ardından üzerimi değiştirerek aşağıya inmeye başladım saat 7.23 umarım uyanmamıştır.

Arabayı çalıştırıp gideceğim yere doğru ilerlemeye başladığımda telefonuma gelen mesajla gülümseyerek elime aldım.

SOOJİN ❤

-Seni bekliyorum chimmy:)

---

Arabayı park ettikten sonra arabadaki malzemeleri de alıp eve doğru yürümeye başladım muhtemelen uyanmıştır.

Zili çaldıktan bir kaç dakika sonra kapının açılmasıyla görüşmeyeli birkaç saat olmasına rağmen özlediğim bedene sarıldım, oda aynı şekilde karşılık verince günaydın deyip oturma odasına geçtim.

soojin= ee.

"ee derken?"

soojin= anlat işte bir şeyler sıkıldım.

Aegyo yaparak söylediği cümleye karşın gülümsememle, yan tarafımda bulunan kumandayı elime alarak konuştum.

"ne anlatmamı istersin meleğim."

soojin= off cidden çok sıkıcısın ben üzerimi değiştirip geliyorum, aşkım:)

Bu kız bu kadar şirin olmak zorunda mı? kkk. her neyse soojin ile birkaç aydır sevgiliyiz ve gayet iyi anlaşıyoruz. Aslında evliyim yoona adında bir karım var fakat eskisi gibi değiliz o her ne kadar beni sevse de ben onu sevmiyordum, soojin gelene kadar mutlu bir evliliğimiz vardı fakat soojin sayesinde hayat sanıp içinde yaşadığım evlilik oyununun hayal olduğunu anladım...onun sayesinde.

soojin= ne düşünüyorsun bakalım

"ha, hiç öyle dalmışım"

---

[yoona dan devam;]

Ambulans sesiyle gözlerimi açarken etrafımdaki insanların telaşlı ifadeleriyle karşılaştım acıyarak bakıyorlardı bana son zamanlarda alıştığım bir ifade olsa da yadırgıyordum işte.

Görevli= efendim iyimisiniz?

Uyandığımı anladıklarında yönelttikleri soru karşısında cevap vermek istesem de kıpırdayamıyordum bile çok fazla bir şeyim yoktu tabi bu benim düşüncem ama yaram varmış gibi hissetmiyordum.

Aklıma gelen telefonumla hala ilerleyen ambulansın içinde bulunan görevlilere bir soru yönelttim kimsenin benim için endişelenmesine gerek yoktu, beni sırtımdan bıçaklayan insanların benim için rol yapıp gözümde dahada alçalmalarına hiç gerek yoktu.

"telefonum nerede?"

Görevli kadın hiç ses çıkartmayarak küçük bir poşetin içine koyulmuş paramparça olan telefonu gösterdi hiç bir şey demeden kafamı sola doğru yatırarak bir an önce bu kabusun bitmesini dileyerek gözlerimi kapattım. Umarım uyandığımda tüm bu yaşadıklarım kabus olur ve ben yeniden sevdiğim adama sarılırım.

FAKE LOVE [PARK JİMİN]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin