Yani gözlerimin renkli olması görmemi engelliyor mu diye düşünmedim değil. Karşımdaki kişiye ikinci kez bakmaya gerek duymadım. Çünkü onu zaten iyi benzetmiştim. İşin garip yanı evimi nerden buldu ve neden geldi. Daha dazla ona bakmamak için ne istiyorsun diye sordum. Adam kekeleyerek ö-özür dilerim efendim o gün markette size yaptığım hatalı davranışım yüzünden dedi. Yüzüne bile bakmadan karnında tekmemi attığım gibi kapıyı yüzüne kapattım. Umrumda mıydı peki ?
Hayır.
Selim'in yanına döndüğümde koltukta uyuakaldığını görünce hiç kaldırmaya bile uğraşmadım kalkmazdı çünkü. Üstüne ince nevresimi örtüp ışığı kapattım. Yarın okul vardı. Her gün televizyonda alt yazı olarak çıkan "haydi çocuklar uykuya " yazısını görmek içimi acıtıyordu. Ana sınıfına giderken hayal meyal hatırlıyorum da annenle babam sürekli kavga eder ve annem çaresizliğinden beni hiçbir şey olmadığına inandırmak için o yazıyı gördüğünde sen uyuyacaksın ben de işlerimi halledip yanına geleceğim meleğim derdi ve ben her uykuya daldığımda olmaz ama sabah kalktığımda yanımda olurdu. Birbirimize taş gibi sarılırdık. Ben ve annem sarılmayı çok severdik. İnsan herkese sarılmazdı. Kalbinden gelene sarılırdı. Aklıma bian o serseri geldi nede olsa onunla sarılmıştık. Kafamı en hızlı olacak şekilde avuç içime vurdum. Akıllanmalıydı.
~~~~~
Akşam zorlanarak kurduğum o alarmımı yavaşça kapattım. Evet alarmım pille değil ayarlanarak kullanılıyordu. Annemin verdiği son hediyemdi. Yavaş ve sarsak adımlarla lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Dolabın önüne geçince fazla abartmamaya karar aldım. Ne de olsa meslek lisesi. Elime aldığım koyu renk desenli şortumla beyaz üstümü giydim. Ayağıma beyaz yazlık ayakkabılarımı da giydikten sonra hazırdım. Saçımı tepeden ev topuzu yapıp odadan çıktım .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Giydiği kıyafetler ☝️
Daha Seli- Şiit fıstık hepsi senin mi diyen Selim'e bi tane patlattım. Korkmamıştım. Sadece ani oldu. Ona baktıpımda üstüne beyaz v yaka tişört altına siyah kot pantolon gitmişti. Ne giyse model gibi oluyordu ya kıskanıyorum kardeşimi abi.
Ne zaman kalktın lan ibne. Sen uyurken şekerim dedi. Şaşırmıştım açıkcası. Ölecek galiba. Neyse. Bugün motorla gitmeye karar verdik. Selim siyah motorunu garajdan getirdi benim ve onun aynı olan kaskımızı taktıktan sonra yola koyulduk.
Sonunda okula geldiğimizde gözlerimde hiçbir duygu kalmamasına dikkat ederek sıraya ilerledik. Pazartesi olduğu için İstiklal marşı ,duyurular derken içeriye geçebildik. Her ne olursa olsun Pazartesi ve Cuma günleri İstiklal marşını asla kaçırmazdık Selim'le.
Son sınıf olduğumuz için bizim sınıflar 4. Kattaydı. Asansör var evet ama her okulda olduğu gibi bizim okulda da kullanmak yasak engelli arkadaşlarımız kullanabiliyor sadece. Tabiki bir de biz.
Selim'le beni asla okuldan göndermezler çünkü gönderemezler. Yine asansöre bindik sadece gözlerimle Selim'e tebessüm ederek benim gözlerim yeşil olum dedim. Oda yarım ağaz gülerek he he dedi.
Sınıfa gelip yerlerimize oturduk Selim'le biz cam kenarı en arka sıraya oturduk. Ama cam kenarı dediysem okulun arka tarafına bakan camın kenarı. Bizde şans olsa zaten...
İlk gün olduğu için sadece uyuduk Selim'le. son iki ders baktık gelen giden yok düştük yollara. Evet yollara yani kantin yollarına.
Kendime şekersiz bir kupa çay aldım Selim'e de aynı şekilde. İkimizin de kupası şahsımıza ait kantinde duruyordu. Biz düzenli insanlarız da;)
Gözlerim o kadar hissiz ki gören sanki katilmişim gibi bakıyordu. Bu beni üzmüyor aksine mutlu dahi oluyordum.
Benden korkuyorlar...
En büyük belam ise Ceren , Ceren zengin evet ama bizden zengin değil doğrusu bizim zengin olduğumuzu da kimse bilmiyor. Önüme gelip bana bakmaya başladı. Ne var dercesine yüzüne bakmadan tısladığımda bakıyorum da hala çay içmeye devam ediyorsun bıkmadın mı dedi. Alayla gözlerimi devirip başımdan s*ktir git Ceren senle uğraşamam dedim. Hadi ama ilk günden müdürün odasına gitmek istemiyordum.adama üzülmeye başlayacaktım neredeyse. Hızla masaya elini vurduğunda Selim oralı bile olmuyordu. Ceren Selim'e deli gibi takık. Ona sorarsan aşık ama bizce takıntı. Selim kimseyle samimi değil okuldan ben de öyle tabi.
Anlık gelen sinirle saçını tuttuğum gibi masaya yasladım. Kulağına eğilip ilk günden yüzünü dağıtmak istemiyorum anladın mı dedim. Alayla gülmeye çalışıyordu ama canının yandığı belli oluyordı. Güzell...
Anladın mı diye sesli bir şekilde bağırdığımda bu kez Allah seni. Belanı versin o*sbu dedi. Evet bana dedi. Hızla masadan kaldırıp yere ittirdim ve karnına sert bir tekme yerleştirdim. Kendisi kaşınıyordu. Napayım yani allah güç vermiş ,akıl vermiş ,beyin vermiş tabi sadece bize herhalde.
Çayımı da alıp zaman kaybetmeden müdürün odasına geldim. Evet ben kendim geldim. Hep böyle oluyordu zaten. Müdür gözlüğünün üstünden bakıp gülümsedi ve yine beni şaşırtmadın Asya yine suçunu işleyip cezanı çekmeye geldin dedi. Aslında bu yönünü tebrik ediyorum. Demeyi de ihmal etmeden devam etti. Kameradan izledim dedi. Cezamı çekmeye değil sadece yüzleşmeye geldim şimdi de gidiyorum diyip çıktım. Çıkış kapısının yanında bekleyen Selim'e el sallayıp beklemesini emrettim. Tabiki gözlerimle. Motor turumuzun ardından eve gelmiştik. Selim'le duşlarımızı alıp yemek yemek istiyorduk ama yemek yoktu. İş başa düştü. Yemek yapmayı ikimiz de çok iyi biliyorduk. Selim imayla evde yanlızız dedi.
Ben de eee dercesine kafamı salladım. Soğan doğradığım için gözümden iki damla yaş aktı. Selim kahkaha atarak sağolsun soğan sayesine gözünden iki damla yaş aksın damarların kuruyacak dedi. Ben de güldüm evet arada sırada gülerdim ama sesim çıkmazdı pek. Selim de yine aynı şeyi tekrarlayıp duruyordu. Evde tek biz varız hani , evde yanlızız farkındasın değil mi , neee diye sesimi yükselttiğimde niye evde başkası varmış gibi bağırıp duruyorsun kızım dedi. Haklısın lan Selim dememe kalmadan bir şey düştü.
Selim'e dönüp sanırım evde tek değiliz kardeşim dedim.
Yukarıya doğru çıkınca ikimiz de gördüğümüz manzara karşısında şok olmuştuk.
Selim'le birbirimize dönüp sesli bir şekilde güldük.
