Bölüm-5 🖤 ÇARESİZLİK

22.8K 916 98
                                    

Sevgili okuyucularım lütfen vote ve sevgi dolu yorumlarınızı bırakmayı unutmayın...
🖤🖤🖤

***

Hızla arkamı dönüp, karşımda ki kumral adama baktım. Yüzüne yerleştirdiği tebessüm ile sanki ona ait olmayan bir şeyi kendinde tutuyor gibiydi. Bana doğru bir adım daha attığında artık tam karşımdaydı. Geri çekilmek yerine karşısında hareketsizce durmaya devam ettim.

Tuhaf bir enerjisi vardı ve ben bundan hiç hoşlanmamıştım. Sessizce bana bakmaya devam edince bıkkınlıkla gözlerimi devirdim. Yerimde kıpırdanıp tekrar arkamı dönmek için hareketlendiğimde, ''Merhaba.'' diye seslendi. Gözlerimin odağı yine o olurken elini bana doğru uzattı ve ''Resmi olarak tanışmadık. Ben Burak.'' dedi. Uzattığı eline soğuk bir bakış attım, adımı söylemek yerine hafifçe başımı aşağı yukarı salladım ardından onu umursamadan arkamı döndüm. 

İşte o an acı bir fren sesi duydum. Ne olduğuna bakamadan kolumdan tutularak geriye doğru çekildim, bir el ağzıma kapandığında arabamın anahtarı ellerimin arasından kayarak yere düştü. Hızla bir arabaya bindirildim. Panikle tekrar inmek için hareketlendiğimde Burak buna engel oldu ve beni tekrar arabanın koltuğuna oturtup, ellerimi sıkıca tuttu.

"Sen!" dedim öfkeyle. Kaybolan sesimi geri kazanmış gibiydim. "Sen ne yaptığını sanıyorsun?"

Araba hareketlendi. Gözlerim cama kaydığında etrafta kimsenin olmadığını gördüm. Kahretsin. Olayın şoku üzerimdeyken, kalbimin sıkıştığını hissettim. Korku iliklerime kadar işlemişti.

Zorlukla kısık bir nefes alarak ellerimi, ellerinin arasından çekmek için hareketlendim. Tutuşu sertleşti. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda gözlerinin zaten bende olduğunu gördüm.

Dişlerimin arasından tısladım: "Beni nereye götürüyorsun?"

Sorumu umursamadan başını birden eğdi ve boyun boşluğuma yerleştirip derin bir nefes aldı. Korkuyla kendimi geri çektiğim sırada yüzü bir süre öyle kaldı ardından gülümseyerek yerinde doğruldu ve gözlerime baktı.

"Kokun. Sadece bana ait.'' dedi birden. Tutuşu gevşerken, ellerimi ellerinin arasından hızla çekerek bileklerimi ovdum.

Ona yandan ters bir bakış atarken, "Aptal." diye mırıldandım.

Bunu duymuş olmalı ki hışımla kolumu tutup kendine çekti. Böyle bir hamle beklemediğim için vücudum ona doğru savruldu. Elaya dönük kahverengi gözleri, önce bir süre gözlerimde oyalandı. Ardından dudaklarıma düştüğünde yüzüme doğru eğildi.
"O güzel dudaklarına terbiye vermem lazım." derken sıcak nefesi dudaklarıma çarpıyordu.

Gözlerim terbiyesizliği karşısında iri iri açıldı. Sinirle cevap vermek için ağzımı açacağım sırada araba durdu. Burak'ın elinden kurtulup kendimi geri çekerek geldiğimiz yere bakarken arabanın kapısı açıldı. Karşımda siyah takım elbiselerinin içinde dört kişi vardı. Dördüde sıraya girmişti sonra birisi arabanın hemen yanına geldi, gözlerini Burak'a çevirip, ''Bay Soykan?'' dedi almanca.

Gözlerim Burak'a kaydı demek ki soyadı Soykan'dı. Burak Soykan. Yanımda duran bu adam kimdi ve benden ne istiyordu?

Arabadan önce Burak indi sonra hemen yüzünü bana dönüp elini uzattı. Onu umursamadan yerimde hareketsizce durup ona baktığımda, ''Beni nereye getirdin?'' diye sordum.

Birden bana doğru uzanıp kolumu kavrayarak kendine çekti ve arabadan zorla çıkardı. Nereye geldiğimizi anlamak için etrafıma baktığımda, oldukça lüks bir evin önünde durduğumuzu fark ettim. Evin etrafında belli başlı siyah takım elbiseli adamlar vardı. 

LİDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin