BÖLÜM 10

661 31 2
                                    

Sabah uyandığımda, kendimi çok garip hissediyordum. Sanki akşam çok içmişim de, onun etkisinde kalmış gibiydim. Sahi, dün gece neler olmuştu? Ben neden hiçbir şey hatırlayamıyordum?

Bugün ki yapacaklarımızı düşündüm. Öğlene kadar kızlarla evi temizleyip, akşam da Ayşe'nin partisi için hazırlanmamız gerekiyordu. Umarım işlerimiz çabucak bitirebiliriz. Aslında temizliği dün yapmamız gerekirdi ama nedense ev için alışveriş yapmaktan fırsat bulamamıştık.

Yataktan kalktım, Sinem ve Özlem'i kaldırmak için odamdan çıkarken ıslık çalmadan duramıyordum. Garip olanı, ben hiç ıslık çalamazdım!

Bugün ikisini de pek zorlanmadan yataktan kaldırmayı başarmak ilklerden biriydi! Belki de havanın sıcak olması onların uykularını kaçırmaya da yetiyor olabilirdi.

Kendimize gelmeyi başarıp kahvaltı olayını hallettikten sonra, bugün ki yapacaklarımızı planlamaya başladık. Böylece akşama kadar işlerimizi rahatlıkla bitirip, parti için hazırlanmaya vaktimiz olacaktı.

Odalarımıza çekilip kıyafetlerimizi değiştirdikten sonra, akşama kadar sürecek olan temizliğe başladık. Evde üç kız olarak yaşamanın en güzel yanlarından biri de, bütün işlerde ortak olmamızdır.

Akşamüzeri bütün işleri bitirip, sırayla banyoya girip temizlendik. Odalarımıza çekilip hazırlandıktan sonra sırayla birbirimizin makyajlarını ve saçlarını yapmaya başladık. "Üçümüz de çok güzel olduk kızlar!" Dedim bütün işimizi bitirip çıkmak için hazır hale geldiğimizde.

Kızlarla beraber evden çıkıp asansöre yöneldiğimizde, Nurten ile asansörün önüne aynı anda geldik. Anlaşılan bu sefer sözümü dinleyip asansöre atlamaya kalkışmayacaktı. "İyi akşamlar Nurten." Dedim gülümseyerek.

"İyi akşamlar Zeynep abla. Size de iyi akşamlar kızlar." Dedi neredeyse sırıtarak.

"Hayırdır Nurten. Böyle süslenmenin sebebi nedir acaba?" dedim giydiği siyah ve hafif göğüs dekolteli gece kıyafetini işaret ederek.

"Şey... Bu gece bir yere davetliyim de... Siz neden dışarıdasınız? Siz de mi bir yere davetlisiniz?" dedi kıyafetlerimize alıcı gözüyle bakarken.

"Evet, biz de okuldan bir arkadaşımızın doğum günü partisine davetliyiz." Dedim asansöre binip giriş katına basarken.

"Gerçekten de hepiniz çok güzel olmuşsunuz. Oradaki erkekler size laf atmadan duramaz bence." dedi ve bilmiş bir ifadeyle sırıttı. Bazen bu kızın yaşından fazla şeyler bildiğini düşünüyorum.

Asansörden çıkıp Nurten'e veda ettikten sonra, garaja ilerleyip, 206 model, siyah renkteki âşık olduğum arabama doğru ilerlemeye başladık.

"İyi akşamlar Hasan Baba!" Dedim arabayla otoparkın çıkışındaki bekçi kulübesinin önünden geçerken.

Otoparkımızın bekçisi Hasan babamıza selam vermeden gitmek, bizim gibi aile terbiyesi almış birine yakışmayan bir hareket olurdu, değil mi? 'Hasan baba' deyince sakın yaşlı biri gelmesin aklınıza! Hayır, gerçekten de yaşlı sayılmaz ama babam olacak yaşta biri diyebilirim. Kırk yaşlarında, siyah saçları kırlaşmış, elâ rengi gözleri parlaklığını kaybetmemiş, Karadenizli bir adamdır kendisi.

"Size de iyi akşamlar kızlar. Partide iyi eğlenceler!" Dedi geçmemiz için demir kapının otomatiğine basıp açılmasını beklerken.

Yolda ilerlerken Kelly Clarkson'ın en sevdiğim şarkısı olan Never Again (Bir Daha Asla) adlı şarkısını son ses olarak dinlediğimiz için, etraftaki insanların -özellikle de erkeklerin- başlarını çevirip bizlere bakmalarına neden oluyorduk. Bazılarının da laf attıklarını görmemek elde değil açıkçası. Bu erkeklerden biz kızlar ne çekiyoruz değil mi? İşin aslını söylemek gerekirse bu ilgiyi -biraz da olsa- kendimiz de istemiyor değiliz!

TILSIM SERİSİ 1. KİTAP BAŞLANGIÇ(E-KİTAP OLACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin