Bölüm 63

3.3K 159 104
                                    

Yazarınız yine depresyonlarda ve kurtuluşu kitabında buldu. Hadi biraz rahatlayalım... Bu bölümlük multiyi boş geçiyorum.
İyi okumalar millet...

Ediz'in gözlerindeki beni içine çeken derin kuyuya dalmışken o bu transtan çıkan ilk kişi olup hafifçe boğazını temizledi ve kıpkırmızı olmuş yanaklarıma bakıp "Sahildeymişiz gibi düşün pantercik." diyerek elime uzandı. Gözlerim elimi tutan eline kayarken beni yavaşça küvete doğru çekti. Derin ve titrek bir nefes alarak dolu küvetin içine girdiğimde elimi bırakarak ensesine attı ve "İstersen ben seni kapıda bekleyebilirim. Rahat rahat yıkanırsın." diye konuştu. Onun yanımdan gitme düşüncesiyle başımı hızla iki yana salladığımda gözlerime bakarak başını salladı ve arkasına döndü.

O duş jeli ve lifine uzanırken ben de çömelerek sıcak suyun içine oturdum. Kısa bir an gözlerim kapanırken gerçekten de rahatladığımı hissettim. Dört gündür o boş odada yanımda kimse olmasa bile o kadar çok kendimi kasmıştım ki kelimenin tam anlamıyla her yerim ağrıyordu ve sıcak su buna gerçekten de iyi gelmişti. Ediz bana doğru döndükten sonra küvetin kenarına oturdu. Yanıma girmeyeceğini görmek içimi fazlasıyla rahatlatmıştı ama bu durumdan hala fazlasıyla rahatsızdım.

Sanki arkamızda bir gelirim müziği çalıyordu ve ikimiz de sonumuzun gelmesini bekliyorduk. Sanki biz bununla baş etsek de engel olamayacakmışız, o büyüyen alev topu en sonunda ikimizi de yok edecekmiş gibi, arkada çalan şarkı sürekli yükseliyor ve zirveye varacağı noktayı bekliyordu.

Ediz elindeki lifi suya sokarken bana bakarak "Su çok sıcak mı?" diye sorduğunda bir şey demeden başımı olumsuz anlamda iki yana salladı. Bunun üzerine o da bana bakarak başını salladığında önüne dönerek işine devam etmesini bekledim ama etmedi. Öylece oturduğu yerden bana bakmaya devam etti. Kahverengileri gözlerime kenetliydi. Tek bir saniye bile vücudumun herhangi bir yerine değmemişti. Bunu yapmakta biraz zorlanıyordu farkındaydım ama ona kızamıyordum. O bu halde olsa ben de ona bakmamak için kendimi zorlardım büyük ihtimal.

Ediz'in gözlerime büyük bir özlemle bakan gözleri kalp atışlarımı hızlandırırken yavaşça elimi sudan çıkararak uzandım ve yanağına koydum. Bana yardımcı olmak için hafifçe üstüme doğru eğildikten sonra gözlerini kapatarak yanağını elime bastırdı ve "Seni çok özledim." diye fısıldadı. Gözlerim dolarken ben de çatallaşmış sesimle ve büyük bir özlemle "Ben de seni." diye fısıldadım. Gözlerini açıp gözlerime diktikten sonra "Yemin ederim her gün seni düşündüm." dedi.

"Her gün, her saniye seni düşündüm. Daha ilk günden deli gibi her yerde seni aradım. Tarık denen o herif Hakan'la ikinizin fotoğrafını attığında..."

Sinirle gözlerini kapattığında yanağını okşayarak "Hiçbir şey hissetmedim." dedim. Tekrar gözlerini açıp bana sorarcasına baktığında "Hakan beni öperken, hiçbir şey hissetmedim. Sen de olduğu gibi bana heyecan vermiyordu. Kalbim mutlulukla ve heyecanla atmıyordu, sadece korku vardı. Bir de sürekli midem bulanıyordu. O beni öperken ben kendimden nefret ediyordum." diye devam ettiğime sağ gözümden bir damla yaş aktı. Ediz gözleriyle çeneme doğru süzülen yaşı takip ettikten sonra bana iyice yaklaştı ve aramızda çok az bir mesafe bırakarak "Sen bana aitsin." diye fısıldandı. Kalbim bu dediğiyle hızlanırken bir elini getirip yanağıma koydu ve "Senin kalbin de ruhun da bana ait pantercik. Dudakların da, zamanı geldiğinde bütün vücudun da bana ait." diye devam etti.

Dediği şeyle yüzüm kıpkırmızı olurken utançla gözlerimi suyun içindeki ellerime diktim ama o yanağımdaki eli sayesinde tekrar ona bakmamı sağladı ve kararlılıkla "Ve ben sana, o şerefsizin bütün dokunuşlarını unutturacağım." diye konuştu. Ben ona titreyen gözlerimle bakıp başımı sallarken gözlerini dudaklarıma dikti ve çok geçmeden kaçınılmaz son gerçekleşip gerilim müziği zirveye ulaşarak son buldu.

YETİMHANE 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin