9.Bölüm⭐️

873 51 3
                                    

Okula doğru yürüyordum ama yaptığım yanlış mıydı bilmiyordum. O bana o kadar şey yapmışken, ona hala nasıl bu kadar yumuşak davranıyordum?

Yavaş yavaş yürüyordum ama kafamda bir sürü şey dönüyordu. Onları yaşamasına rağmen nasıl böyle biri olabilmişti? Yoksa sadece bana mı böyle davranıyordu? İyi ama neden?

Bunları düşünürken okula gelmiştim. Buraya gelerek yanlış mı yapmıştım? Oflayarak kafamı eğdim ve içeri girdim. Herkes bana bakıyordu ama umursamadım.

İçeri girdim. Barış'ı aramaya başladım. Erkeklerin soyunma odasının önünden geçiyordum ki, ağlama sesleri geliyordu. Dikkatle dinlemeye başladım. Tam olarak kimin ağladığını çözemiyordum.

Bir süre Sonra ağlama sesi kesildi. Ama ben hala ayrılmamıştım ordan. Bir anda kapı açılınca, birinin üstüne düştüm. Gözlerim kapalıydı ve kim olduğunu görmemiştim.

Bir anda açınca bu kişinin Barış olduğunu görmemle hem üzüldüm hem de sinirlendim. Ağlayan kişinin o olduğunu görünce üzülmüş, onun yaptığı şey tekrardan aklıma gelince sinirlenmiştim. O da şaşırmıştı belli ki.

Barış: y-yaprak? Ne işin var burda senin?
Yaprak: eee, şey ben şey için gelmiştim. Şey işte ya...
Barış:*sırıtarak* ney için?
Yaprak: ne gülüyon be hala?! Senin ağzına ayağımı sokmadığıma dua et!
Barış: yalnız yaprak, üstümden kalksan mı artık?
Yaprak: ha? Hee, p-pardon ya.

Tam kalkıyordum ki tekrardan üstüne düştüm. Ama bu sefer burunlarımız birbirine değmişti. Hemen kendimi çektim.

Yaprak: a-ayağım kaydı da. O yüzden düştüm.
Barış: tamam, sorun değil.

*ikisi de birkaç dakika ayakta sessizce durdular. Arada göz göze geliyorlardı. Barış daha fazla dayanamadı ve konuşmaya başladı. Ama yaprak'ın yüzüne bakmıyordu. Çünkü böyle bir şeyi suçsuz, kalbi temiz ve iyi niyetli birine yaptığı İçin pişmandı. Neden böyle davrandığını kendi de bilmiyordu.

Barış: yaprak ben özür dilerim senden. Her şey için. Sana saçma sapan davrandım. Ama sen de işte...

*boğazına yumru oturdu gibi hissetti Barış. Yutkundu yavaşça ve devam etti. Bu sırada yaprak ona bakıyordu ama Barış bakamıyordu.

Barış: bana geçmişimi hatırlattın. Acılarımı tekrardan gün yüzüne çıkarttın. Lütfen beni anla-

*yaprak dolu gözleriyle birden sarıldı Barış'a. Oğlan daha ne olduğunu idrak edemeden yaprak konuşmaya başladı.

Yaprak: b-ben de özür dilerim Barış. Sana o iğrenç şeyleri hatırlattığım İçin özür dilerim. Ama İnan isteyerek o-olmadı. Ben h-her şeyi öğrendim.

*yaprak ağladığı İçin kekeleyerek söylüyordu bazı sözcükleri. Barış da ağlamaya başladı. Demek ki yaprak da öğrenmişti. Sarılmasına karşılık verdi kızın. Hiçbir zaman insanların ona acımasını istemezdi. Ama bu sefer istedi. Yaprak yavaşça ayrıldı ve göz yaşlarını sildi.

Yaprak: nasıl üstesinden geldin bu kadar şeyin?
Barış: artık konuşmasak bu konu hakkında. Çok kötü oluyorum çünkü.
Yaprak: peki, sen nasıl istersen.

*yaprak, Barış'ın elini tutunca oğlan şaşırdı. İlk ellerine Sonra da kızın yüzüne baktı. Yaprak gülümsüyordu. Barış tekrardan kendine küfür etti. Ona o kadar şey yapmışken, hala onun yanındaydı ve ona destek çıkıyordu. Nasıl böyle birine öyle saçma sapan şeyler yapmıştı, çözemiyordu.

Barış: yaprak ben tekrardan senden özür dile-

*yaprak işaret parmağını Barış'ın dudağına bastırdı ve susturdu onu.

Yaprak: özür dileme artık. Şimdi seni çok güzel bir yere götürücem. Sadece susup, oturacağız. Sen istediğin zaman anlatınca ben de seni dinleyeceğim. Tamam mı?

*barış hafifçe gülümsedi. Başını 'tamam' anlamında salladı. İkisi odadan çıkınca yaprak elini çeki Barış'ın elinden. Ama Barış tekrardan tutunca şaşkınca ona baktı. Herkes onlara bakarken fazlasıyla rahatsız oluyordu ama bir şey diyemedi. Okuldan çıktılar ve yaprak'ın söylediği yere doğru yürümeye başladılar.

Barış o an bir şey fark etti: "insan sevmeye başladı mı, yaşamaya da başlarmış..."

KABUSUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin