Evet bölge dedim çünkü artık Suriye ve Irak gibi devletler yok hükmünde. Bizde dahil hiçbir devletin Suriye,Irak vs politikaları yok bölge politikaları var.Peki bölge ne alemde? Diyecek olursak herhalde satırlar bölgeyi anlatmaya yetmez. Çünkü bir taraftan Saddam'ın devamı niteliğindeki Işıd,
diğer taraftan Esad rejmi ve diğer taraftanda kendini Radikal İslamcı diye tanımlayan ama İslamla alakası olmayan diğer irili ufaklı örgütler. Peki bölgeyi dizayn eden devletler kim?Dersek başta İngiltere'yi söyleyebiliriz. İstanbul'dan Hindistan'a kadar kendince müthiş bir sömürge düzeni kuran İngiltere devleti yüz yıl önce yapmak istediği planı bugün tekrar devreye soktu. Sizinde bildiğiniz gibi 1.Dünya Savaşı'nda Almanya ile ittifak eden Devlet-İ Âliyye savaşın sonunda Musul ve Kerkük'ü kaybetmişti.Hatta Almanya'nın da İngiltere'nin de asıl amacı Devlet-İ Âliyye'den Musul ve Kerkük'ü koparmaktı başardılar. Ama biz genelde hep Amerika'yı İngilizlere oranla daha fazla konuşuruz buda İngiliz İstihbaratı'nın başarısıdır. Şimdi yüzyıl önceden günümüze tekrar dönersek Ortadoğu'da yeni bir düzenin kurulduğunu görebiliriz. Peki bu yeni düzende hangi devletin rolü ne? Tabiki burada hangi devletin rolünün ne olduğundan çok devletlere rollerini yazan asıl devletleri konuşmak daha mantıklı olur. Yüzyıl önce sınırlarımızı çizen İngiltere ve Fransa gibi devletler bugün sadece bizim sınırlarımızı çizmekle kalmıyor bölgeyi yeniden dizayn ediyor. Amaç nedir? Amaç petrol ama daha fazlası doğalgaz!Cengiz Çandar bir röportajında şunları söylüyor; Ortadoğu'nun 2003'e kadar getirdiği fotoğraftan çok farklı,hatta sınır değişikliklerini içeren yeni bir fotoğraf çıkma ihtimali çok yüksek. Sınırlar kalsa bile o sınırlarım içinden yeni bir sınır çıkacak ortaya illaki BM'de yeni ülke olarak koltuğunu almış yeni sınırlar şart değil.Irak ve Suriye'nin aldığı şekil, hakeza Libya, Yemen, İsrail ve Filistin'in durumu parçalanma hali, iç bölünme hali,savaşlar, savaşlar içinde savaşlar...diyor Çandar. Şimdi tekrar
yüzyıl öncesine dönelim. O dönemde de savaşlar, bölünmeler, yıkımlar, sınırlarını birilerinin çizdiği suni devletler ve daha niceleri... Sonuç olarak kaostan beslenen devletler başarmış ve koca Osmanlı'yı bölmüş, değerli neyi varsa; petrol, bor vs elinden almış. Bugün benzer bir süreç yaşanıyor bu kez işin içinde sadece İngiltere, Fransa, Amerika yok! İran'da var Rusya'da var birinin amacı petrol, doğalgaz iken diğerinin amacı uranyum ,kimyasal silah vs. Üstelik iş bununlada kalmıyor madem bölgeyi anlatıyoruz ozaman Barzani, Talebani ve örgüte değinmeden yazımızı bitirmeyelim. Işıd'ın peşmergeye saldırması Barzani hükümetini harekete geçirdi. Bunun üzerine Işıd'in Kobani ve Rojava'da Pkk'ya yan çizmesi Irak'ta Talebani'nin Suriye'de Pyd'nin uykusunu kaçırmaya yetti. Bölgede ne Işıd ne Talebani nede Pyd istenmiyor. Bunu bilen Amerika bölgede Işıd'i sevdirmek için boş hedefleri bombalıyor. Tabi Amerika'nın asıl hedefi hayalindeki BOP projesini gerçekleştirmek. Yani çıkar dostu İngiltere ile birlikte İran'ı kontrol altına alan Amerika,Türkiye'nin de kendisine boyun eymesini istiyor. Bir nevi küresel hegomanyasını tatmin de diyebiliriz. Bunun yolu BOP'dan geçiyor BOP'un yoluda tabiki Işıd gibi örgütlerden .TÜRKİYE NE YAPMALI
Öncelikle barış olsun da nasıl olursa olsun yaklaşımıyla hareket edilmemeli.
Çünkü tarihte barış olsun da nasıl olursa olsun yaklaşımında ötrü çok kan akmış hatta savaş dahi çıkmıştır.Yani biz bir zalimi durdurma adına bir başka zalimle iş birliği yapmamalıyız.Çünkü sorunu çözmekten öte soruna köstek oluruz. Peki Türkiye en son çıkan Kobani isyanı da dahil nasıl bir yol izlemeli?Yüzyıl önce İngilizler yine Kürtleri Türklere karşı isyan ettirmek istemiş ama başaramayınca planını bir süre ertelemiştir.Bugün aynı plan yeniden devreye sokuldu.Yani büyük resme baktığınız zaman Türkiye'nin bir şekilde savaşa sokulmak istendiğini görürsünüz. Tabiki böyle bir durumda biz adımlarımızı yavaş ve sağlam atmak zorundayız.Yani 3 asırdır çözülemeyen olayları gaza gelip iki günde çözmeye kalkmamalıyız.İtidalli olmalıyız. Zalimin zalimle durdurulamayacağını anlamalıyız ve ona göre hareket etmeliyiz. Unutulmamalı ki Misak-I Milli'yi tamamlamak elimizde bunun sınavını gerçekçi olursak verebiliriz.