"Hayal et Ginny, böyle bir dünya hayal et. Sadece ikimizin olduğu bir dünya..."
"Seni seviyorum Potter"
"Ben de seni"
Mutfağa geçti Harry, Ginny'nin yanında.
"Yemeği ben yapayım mı bugün? Yorulmuşsundur."
"İyi de zaten hep sen yapıyorsun Harry?"
Harry güldü ve başını kaşıdı.
"Ha, dimi ya?, o zaman yardım edeyim."
"Olur."
Beraber yemekleri yaptılar ve masaya oturdular. Pek te özenli bir masa değildi doğrusu.
"Harry" dedi gülerek Ginny.
O sırada Harry koca bir dilim ekmeği ağzına tepiyordu.
"Nö vör?"
"Ekmek yeme, kilo aldırıyor sana."
"Yööö" ağzındaki yudumu yuttu Harry.
Balkabağı suyundan bir yudum yuttu ve pervasızca
"Çocuk yapalım mı?" Dedi.
Aniden öksürmeye başladı Ginny.
Bu çocuk işini daha önce hiç konuşmamışlardı ki!
Öksürmeye bitince Ginny konuştu
"Ne!?"
"Şakaydı ya... Bu kadar istiyorsan..."
"Harry şey... Ben henüz bu sorumluluğa hazır olduğumu sanmıyorum..." çekinerek söylemişti bunu Kızıl Kız.
"Olsun, sen hazır olana kadar beklerim, seni hep beklerim."
İkisi de yemeklerini yemeye devam etti.
Ardından beraberce sofrayı kaldırdılar, bulaşıkları yıkadılar.
Yatağa geçtiklerinde Harry hemen yattı. Ginny ise bir kitap çıkardı.
"Ne okuyorsun Kızılım? "
Elindeki kitabı Harry'e gösterdi ve mırıldandı Ginny;
" Sara Shepard, Pretty Little Liars/ Ateşli"
"Ciddi misin ya? Senin yaşına uygun mu onlar? Ayrıca biraz 'yaramaz' içeriği olduğunu duymuştum."
"Bence seninki gibi
'Grinin Elli Tonu' gibi hiç
'Yaramaz' olmayan kitaplardan çok daha iyi."
Ginny okumaya devam etti. Harry ise Ginny'nin arkasından okuduğu sayfalara bakıyordu.
"Oha! O yaşta hamile mi kalmış şu Emily! Bir de ailesine söylememiş, okuma ya şunu."
Ginny kitabı bıraktı ve ışığı kapattı.
"İstediğim kadar okumama 'izin' verdiğin için teşekkürler KOCACIĞIM."
