--Tamam o zaman, planını anlat.
Luke aralıksız yarım saattir koşuyordu. Duramazdı. Hareketli ve spora ilgili biri olmasa bu kadar dayanamaz yorulup durmak zorunda kalırdı.
--Johnson şimdi tam zamanı ! Bu bağırışı tüm nöbetçilerin dikkatini çekse de bunun bir önemi yoktu. Nöbetçiler onları durduramazdı. Johnson saklandığı yerden çıkıp hendeğe su döktü. Tüm nöbetçiler bağırıyor, kardeşlerin olduğu yere koşuyordu. Aralarından geçmek imkansızdı.
Johnson dedeyi de kolundan sürükleyip ilerliyordu. Luke hemen arkasındaydı. Üzerlerine tutulan kılıçlara koşuyorlardı. Zombi domuzlar onları durdurup öldürmek istiyordu ama biri hariç hepsi korkup geri çekildi. Dikenli demir zırh giymiş elinde demir balta tutan iri yarı zombi domuz adam insanları öldürmek için sabırsızlanıyordu. Luke yorgunluktan zar zor bağırabildi.
--Çekil önümüzden. Durursak bu köyde dahil hepimiz havaya uçarız ! Zombi domuz onları durdurmayı ne kadar istese de arkalarındaki onca şarjlı creepera bakınca çekilmekten başka çare bulamadı.
Kardeşler ve dede çizik bile almadan portala girebildiler.
--Luke bu harika bir fikirdi. Nasıl kaçtıklarını gördün mü ? Çok heyecan vericiydi. Luke ağzından nefes almaktan cevap veremedi. Nether'ın bunaltıcı basık havasını hiç özlememişti.
Arkalarından gelen ses mutluluklarını yarıda böldü. Fitilin yanarken çıkardığı ya da bir creeperın patlamadan önce çıkardığı sesti bu. Dinlenemeden tekrar koşmaya başlamışlardı. Havaya uçurdukları nether kalesine daldılar.
--Olamaz. Bunu hiç düşünmemiştim.
Peşlerinden portala giren ondan fazla creeper hedefleri uzaklaşınca tutuşmayı bırakıp kovalamacaya devam etti. Önceden olduğu gibi iskeletler onları karşıladı. Johnson yanında dedeyi sürüklediği için yavaş ilerliyordu. Wither iskeletlerinden geçemezdi. Luke hayatlarına mal olabilecek bir karar verdi. O an zaman donmuş gibiydi. Wither iskeletlerinin suratlarında öfke ile havaya kılıç savuruşları, iskeletlere arkasını dönüp:
--Arkaya koş, diye bağırışı, kardeşinin ne olduğunu anlamadan emri yerine getirişi, creeperların şaşırmışmış bakışlar içerisinde beyaza dönmeleri, dedenin etrafına anlamsız bakışlar atarken vücudunun ters yöne sürüklenmesi ve kendini çevirmediği için düşmesi. Sanki bir saniyede değil de bir saat sürmüş gibi hissettirdi. Dur bir dakika. "Dedenin düşmesi mi ?" İki kardeş creeperların arasından karşıya geçmiş ama dede geride kalmıştı. Bunu fark ettiğinde çok geçti. Yanıp sönen creeperlar patlamaya başlamıştı. Dördü şarjlı olmak üzere on bir creeper havaya uçtu.
Devam Edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ 3: KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
Acción*BİTTİ* Kendi dünyalarına ulaşan üç kardeşi bu sefer ne bekliyor. O kükreme neydi, portala ne olmuştu, dedeleri neredeydi ve daha fazlası bu serinin 3. kitabında. Herobrine'ı farklı şekilde ele alan bir kitap.