-Bölüm 6-

1K 25 2
                                    

Odamın kapısını açıp kendimi rahat ofis koltuklarına atıp derin nefesler aldım,ellerimi saçlarımın arasından geçirdim lise öğrencisi olmama rağmen koca adam işleri ile uğraşıyorum çünkü sevgili babam istiyor beni çıldırtmayı her türlü başarıyor okulumdan beni alıp bu lanet olası holding'e getirdi tek sorunum sürekli gece barlarında takılmaktı bende yaşımdaki erkekler gibi davranıyorum bunun neresi kötü acaba ?

Kapı'nın tıklanması ile yavaşça kapıya döndüm.

-Gir

+Kalk kendine gel toplantıya giriceksin

Babamın kararlı ve soğuk sesi odayı doldurmuştu bile.Benden neden bu kadar nefret ettiğini bilmiyordum bile tamam haklı barlarda yatıp kalkıyorum eve kız atıyorum belkide bu kadar mı nefret edilicek bir durum yani onun gözünde ? Çocukkende böyle yetiştirmişti beni hep soğuk kanlıydı ne zaman mutlu gelseydim eve her zaman mutluluğumun içine sıçardı bana hiç sarılmadı,ne güldü nede güzel bir söz söyledi.

-Peki

Diyip dosyaları elime aldım ve toplantı odasına doğru yürümeye başladım.

                                                          SOFİA'NIN AĞZINDAN

Kesin olarak annem beni öldürücekti çünkü telefon diye bir şey yoktu  elimde paramparça kalan telefon arabanın yan koltuğunda oturuyor bana ise üzgün üzgün bakmakla yetiniyordu arabayı kullanırken annemin bana çektireceği eziyetleri düşünüyordum.

Arabayı evin önünde parkettiğimde bildiğim tüm duaları okudum ve kırık dökük telefonu elime aldım.Çantadan anahtarı arama zahmetine girmeden önce kapıyı çalıp çalmama arasında gidip geliyordum en sonunda çantadan anahtarı bulup kapıyı açabilmiştim.Önce etrafa james bond bakışlarını atıp yavaşça oturma odasına yürüdüm.

-Hoşgeldin annecim

Sesini duyup çığlık atıp yere kapaklanmam bir olmuştu,Bunun üzerine annem gülmekle yetiniyordu ne gülüyon qarı ne gülüyon ???

Yavşça yerimden kalkıp üzerimi çırptım.

-Telefonuna ulaşamıyorum sofia sorun ne ?

Ow hayatımı kaybedeceğim sorulardan birisi olmuştu korku ile gözlerimi mutfakta dolandırmaya başladım.

-Şey anne yani o oldu şu şuna ya

-Sofia

-Telefonumu kırdım anne 

Annem gözlerimi kocaman açıp elindeki bıçağı bana yönelti

-Ya anne sakin ol hop şampiyon 

-Anlat

-ya arkadaşımın eli takıldı düştü kırıldı anne yenisi lazım

-Alamam

-Anne ne olursun

Annem üzerindeki önlüğü çıkarıp içeri geçerken bende arkasından yürüyordum.

-Telefon almak istiyor musun sofia

-Hemde çok nolur

-O zaman çalış ve al

O anda duraksadım resmen bana kendi ayaklarımın üzerinde durmamı istedi zalim garı ve zalim life !!!!

-Bu kadar acımasız olamazsın dimi anne

-Öyleyim hadi git ve iş ara

-Ama

-Hadi

Oflayarak çantamı alıp dışarı çıktım ve yürümeye başladım.

*

Saatlerdir dışarda geziyordum ve 1 iş bile bulamamıştım moralim iyice bozulduğunda okulun 20 dakika sonrasında bulunan cafeye oturdum ve birşeyler içmeye başladım.Gözlerimi etraftaki mağazaların vitrinlerinde gezdirmeye devam ediyordum sürekli bakınıyordum ama yok ne iş ne güç oflayarak yerime iyice sindim cafe'yi incelemeye başladığımda ''Garson Aranıyor''yazısı yüzümü gülümsetti hatta gülümsetmek yetmedi şuan kalkıp göbek atabilirdim.Oturduğum sandelyeden doğrulup içeri doğru yürümeye başladım kasaya vardığımda derin bir nefes aldım.

-Merhaba ben ilan için gelmiştimde -elimle vitrindeki ilanı göstererek-

-Aaa,Merhaba buyrun sağdan 2.kapı patronun odasıdır 

-Teşekkürler,Diyerek kapıya doğru ilerledim kapının önüne geldiğimde kapıya hızlıca vurarak beklemeye başladım.

-Girr

Yavaş adımlar ile kapıyı açıp içeri girdim ve kapıyı kapatıp masanın önüne geçip elimi uzattım.

-Ben dışardaki ilan için geldimde

-Memnun oldum ben david,

-Bende sofia

-Daha önce bir yerde çalıştın mı peki sofia ?

-Aslında pek sayılmaz şuanda telefon için para biriktireceğim o yüzden belkide telefon aldıktan sonra bu işe devam edebilirim

-Elbette ben elemanları kovmadıkça istedikleri kadar çalışacaklardır,maaş işi ise günlük 50 dolar yeter sanırım

-Artar bile teşekkürler ne zaman başlarım ?

-Şimdi

Tahmince 60-70 yaşlarında bir tonton dedeydi çok güler yüzlüydü ve çalışana daha sevimli görünüyordu.

Odadan çıkıp giriş yerinde duran askılığa kıyafet ve çantamı asarak mutfağa ilerledim.Ordaki bir çok kişi ile konuşup bir çok bilgi edindiğimde rahatlamıştım önlüğümü ve not defterimi elime alarak ilk masaya doğru ilerledim.

-Hoşgeldiniz -güler ve gür bir ses ile not defterini hazırladım -

-Merhaba,Hoşbulduk öğlen yemeği için bir şey önerin bana açıkcası 20 dakika sonra iş başı çok karın ağrıtıcı bir şey olmamalı 

-Hım,bence -elimdeki menüye bakarak-mantarlı makarna,salata'yı öneriyorum

-Ah evet gerçekten iyi bir fikir yanında soda'da olsun lütfen -gülümsedi-

-Elbette - gülümsedim-

Not defterime yazdığım şeyleri mutfağa ilettikten sonra sıcak tabakları 12.Masaya doğru götürmeye başladım.

*

Son bir kaç masa kalmıştı nerden baksanız 5-6 saatir burda çalışıyordum ve yorulduğumu söylemekte fayda var her gün okuldan sonra buraya geliyorum artık pazar günleri sadece 9-12 arası açık bir cafe burası.

Son 2 masadan biri daha boşalınca içimden bir yük daha kalkmıştı,zaten hava artık yorgunluğunu belli eder gibi kararmıştı.

Oturduğum sandelyenin yanına benim yaşlarımda bir erkek oturdu.

-Selam ben zach peki ya sen ?

-Bende sofia

-Bugün ilk günün nasıl geçti bakalım

-Ah çok iyiydi ne zamandır burda çalışıyorsun peki zach ?

-ilk açıldığı zamanlar desem doğru olur,-eli ile minik sahneyi gösterdi-arada burda şenlikler yaparız ben batari çalarım diğer arkadaşlar gitar,piyona çalıyor bir solist'e ihtiyacımız var ne dersin ?

-sesim iyi değildir benim ya

-senin mi sanmıyorum.

Elimden tutup sahneye doğru ilerledi,son masadaki müsteride kalktığı an kapalıyız yazısını çevirip herkesi rahatlattım.

Zach'in sesini duyduğumda irkildim.

-Hadi söyle bakalım sofia

Sesimi ayarlayıp ağzımı araladım.

Multimedia:Pia Ross

Gül Kurusu /DÜZENLENİYOR/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin