Alpha Things

14.3K 1.2K 1.7K
                                    


Kan kokusu aldı alfa, sonra da görüşü karardı.

Omegasına dokunan alfanın elini kırmak için harekete geçmişken aniden durduruldu. Kendisini tutan her neyse onunla mücadele etti. Omegasının içinde bulunduğu tehlikeden kurtarmaya giderken kim, neden engel oluyordu anlamadı? Tüm varlığıyla mücadele etti.

Seokjin, Jungkook'u yani onu ele geçirmiş alfayı sıkı sıkıya pazılarından tutup önüne geçti. Kızgın alfayı engellemeye çalışırken yüzüne yansıyan endişe barizdi. Ancak Jungkook arkadaşının endişesini fark etmedi bile. Tek yapmak istediği o alfayı bir daha omegasına dokunamayacak noktaya getirmekti. İçindeki kurt, Jungkook'un insani varlığını tamamen ele geçirdi ve tek istediği kandı. Kendisine rakip olan o alfanın sıcak kanını ellerinde hissetmek istiyordu. Bunu durdurmaya çalışan Seokjin'i kenara itmeye çalıştı. Arkadaşının sert tutuşundan kurtulmaya çalışıp debelenirken büyük olan pes etmedi.

Seokjin büyük bir güçle, Jungkook'u arkasındaki jeepe yasladı. "Jungkook sakinleş" diye mırıldandı kulağına. Jungkook'u sıkı sıkıya yerinde tutmaya devam ederken etrafını kontrol etti. Çalışanlarının Jungkook'u bu şekilde görmesini istemedi. Seokjin herhangi birinin durumu fark etmediğini anlayınca rahatladı. Jungkook'u daha sıkı tutup sarstı ancak işe yaramadı. Dongsaengi, asistanı yüzünden tüm kontrolünü kaybetmişti. Omega ile konuşan alfaya saldırmaya çalışırken Seokjin'i itip ondan kurtulmaya çalıştı. Hyung, Jungkook'u kendine getirebilmek için yeniden arabaya çarptı şiddetle.

Genç alfa sırtında hissettiği acıyla inledi. "JK beni duyuyor musun?" diye sordu Seokjin.

Genç alfanın gözleri kırmızı kırmızı parlasa da "Evet" anlamında başını salladı. Ama yine de Seokjin'den kurtulmak için debelenmeye devam etti.

Hyung, büyük bir uğraşla sıkıca tutmaya devam etti ve "Sakinleş, olay çıkarıyorsun, duydun mu?" diye hırladı. "Derin nefes al ve sakinleş."

Kızgın alfa karşısındaki hyungu dinledi ve derin nefesler eşliğinde sakinleşmeye başladı. Önce saldırganlığı, sonra da gözlerindeki halkalar kayboldu. Seokjin karşısındakinin tamamen Jungkook olduğundan emin olduktan sonra, parmaklarını batırdığı kollarını bıraktı.

Ancak bu defa öfkelenme sırası büyük olandaydı. "Bu da neydi böyle?" diye sordu. Bağırmak istese de dikkat çekmemek için alçak sesle vurguladı sorusunu.

Jungkook gözlerini yeniden asistanına çevirdi. Sakince o alfayla sohbet etmeye devam ediyordu. Hyung'un sorusuna cevap vermek istedi ancak herhangi bir açıklama bulamadı.

Hyung, JK'in bakışlarını takip etti. "Hyung, bir şeyler yap" diye mırıldandı Jungkook. Sesi, etine bıçak saplanıyormuş gibi acı içindeydi.

Seokjin ne yapmasını gerektiğini düşünüp hızlıca karar verdi. "Tamam, sen arabaya bin ben de Jimin'i sana getireceğim. Sadece sakin ol tamam mı?" diye tembihledi Seokjin. Tıpkı bir çocukla konuşuyormuş gibi.

Arkadaşına bir şeyler olmuştu ve her neyse devası Jimin'deydi. Jungkook'u arabaya bindirdi ve mühendisle konuşan Jimin'e yaklaştı. "Buradaki işimiz bitti Jimin-shi. Jungkook gitmek için seni bekliyor" dedi.

Jimin unutkanlığından ve dalgınlığından utanarak telaşlandı. "Haber verdiğin için çok teşekkürler Seokjin-shi" dedi ve karşısında sohbet ettiği adamla vedalaşmak için elini uzattı. Ancak Jungkook'un arabanın camından izlediğini bilen Seokjin, alfanın Jimin'in elini sıkmasına fırsat vermeden araya girdi. Jimin'i çekiştirerek arabaya götürdü.

Jimin apar topar arabaya bindirilirken merak ettiği şey neden arkaya, patronunun yanına oturduğu değil, Seokjin-shi'nin neden onlarla geldiği ve neden arkaya değil de öne oturduğuydu. Ama Jimin bu soruyu sormayacak kadar profesyonel olduğunu biliyordu. Bilmediği şey, Jungkook öfke patlamasının eşiğindeyken, Seokjin'in onu Jimin'le aynı araçta yalnız bırakmayacağı idi.

ONE HUG ONE OMEGA (Jikook/kookmin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin