Bölüm 1• Tartışma

6.8K 416 289
                                    

İyi okumalar dilerim, satır aralarına yorum bırakmayı unutmayın🍃



İş yerimde işler yolunda gidiyordu. Zamane gençleri bolca uğruyordu bana. Bu ufak yaşlarında ne yaşamış olabilirler ki diyerek kapımı açıp buyur ediyordum. Ya sevgilisinden ayrılmış ya aldatılmış ya arkadaşı tarafından hüsrana uğratılmış ya da yalnız olmamasına rağmen yalnız hissedenlerle dolup taşıyordu kliniğim. Ben de onların yaşadıklarının üzücü olduğunu ama aşırı mutlu bir hayat beklememeleri gerektiğini böyle pürüzlerin olabileceğinden bahsediyorum.

Kendimden de bahsediyorum, lisedeyken aldatıldığımdan bahsediyorum. Ama eğer 26 yaşındaysanız unutuyorsunuz. Öyle lafta kalıyor sadece, bir anı. Ama çok büyütüyorlar en ufak şeyleri bile.

Hiç bir gün boş bir saatim olmaması cüzdanım için iyiye işaret olsa da gelecek nesiller için kaygı duyuyorum. Acaba ileride benim kızım da mı böyle olacak diye düşünmeden edemiyorum.

Gerçi böyle giderse bir kızım olmaması muhtemel. Çünkü babasıyla aramızın pek iyi olduğu söylenemez.

"Jiyoung Hanım, hastaları almaya başlıyorum." Diyor asistanım Jungkook ve az önce açtığı kapıyı kapatıp gidiyor.

Yakında düğünü olacak, onun adına mutluyum, umarım o kişi hayatının sonuna dek onu bırakmaz.

Böylece mesaim başlamış oluyor.

Akşam olup da günlük randevularım bittiğinde toparlanıp ofisimden çıkıyorum. Aklıma Seokjin geliyor. Bugün hiç konuşmadığımızı fark ediyorum. Ve şaşırmadan arabama binip evimize doğru gidiyorum.

"Erkencisin." Diyorum ev terliğimi giyerken, genelde gece 10'dan önce evin yolunu bulmakta şaşırır da..

Televizyonun karşısındaki koltukta oturup cips yiyen kocamı görüyorum. Evet yaşı 28 olmasına rağmen cips yiyor. Arkasına dönme veya hoş geldin deme nezaketinde bile bulunmuyor.

"Yemek yedin mi?" Diyorum ceketimi portmantoya asarken.

"Yiyorum." Çantamı bırakıp yanına doğru ilerliyorum ve önündeki abur cubur paketlerini görüyorum.

"Bir de doktor olacaksın yediğin şeylere bak. Kola, çeşit çeşit cips." O an gözlerime bakıyor.

Ters bakışlarından başka türlüsünü göremediğim zamanlarda olmak artık sıkıcılaşmaya başlıyor.

"İstediğimi yaparım." Diyor ağzına baharatlı bir cips daha atarken.

"Bana karışmayı bırak. Erken gelirim gelmem, yemek yerim yemem. Yine neden haber vermedin çıkarken diyecek olursan da olma Jiyoung. Sana hesap da vermeyeceğim. Tıpkı senin bana hesap vermediğin gibi."

Derin nefesler alarak nefesimi düzene sokmaya çabalıyorum. Çaprazındaki koltuğa oturuyorum. Televizyonu kapatıyor.

"Ayrıca.." Diyor, işte yine başlıyoruz.

"..Doktorlar mükemmel olmak zorunda değiller, en iyi senin bilmen lazım. Bir de doktor olacaksın muhabbetinden sıkıldım artık. Sen de ailem akrabalarım gibi üzerime gelmeyi bırak. Beni rahat bırak!" Bu kadar köpürmesine anlam verememişken hışımla ayağa kalkıyor üzerindekileri dökerek.

"Yine mi o mesele? İş yemeği diyorum, iş konuştuk diyorum neden anlamak istemiyorsun?"

"Sana gitme dedim gittin."

"Son zamanlarda ne için izin verdiğini sorabilir miyim?"

"Artık izin bile almıyorsun, sormuyorsun. Hoseok sizi görmüş."

Dağ evi•Kim Seokjin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin