Ne aksiyonlu ortamdı ama! Elena'nın çalan telefonu her şeyi bozmuştu işte! Gözlerini devirdi ve bıkkınca nefes verdi.
"Aramayı cevaplamamın sakıncası var mı?"Chanyeol, ona cevaplamasını işaret ettiğinde mavi gözlü kız cebinden telefonu çıkarıp kulağına götürdü ve konuşmaya başladı.
"Alo? Evet, tabiki öyle. Ne istiyorsun?"Yüzü kasıldı ve gözleri sinirle parladı. "Tekrar söyle! Tekrar söyle ve eğer bana yalan söylüyorsan, seni bulur ve derini yüzerim. Pekala, bekle."
Telefonu kapattı ve cebine koymadan, size doğru birkaç adım attı. Bombaların tam önünde durdu.
"Üzgünüm, ölmek için yanlış gün.""Yani daha iyi bir teklifin mi var?" Elena'ya ve kristal mavi gözlerine bakarak konuştun. Gözleri, insanın ruhuna işliyordu, keskin ve netti.
Elena, geri geri yürümeye başladı. "Benden haber alacaksınız, çocuklar. Kendinize dikkat edin."
-
"Lay Zhang yemek mi veriyor? Ciddi misin?" Mika büyümüş karnını tutarak Kris'e sordu.
"Evet, bu işin arkasında Elena var. Hissedebiliyorum."
"Gidecek miyiz peki Yifan?"
"Evet, aşkım. Gideceğiz ve ne istediğini öğreneceğiz."
_______________________Bardaydınız, yine. Bu aralar bir tek Jongin meşguldü, siz ise boş boş barda takılıyordunuz.
Havuz olayından sonra, Elena'yı hiç görmemiştiniz. Görmek de istemiyordun, o ayrı.
Minseok telefonu titreyince ilerleyip mesaja baktı ve size döndü.
"Lay Zhang yemek veriyormuş. Kris hepimizin katılmasını istiyor."
"Ne yemeği ya?" Sehun sızlanarak sorunca Minseok gözlerini devirdi.
"Bu akşammış. Gidip hazırlansak iyi olur."Kafanı sallayıp Chanyeol'un elini tuttun ve çıkışa yöneldiniz.
______________________Saat akşam 7'ye gelirken aynada son kez kendine baktın.
Derin V dekoltesi olan krem rengi bir elbise giymiştin. Belinden aşağısı daha dardı ve dizlerinin üstünde bitiyordu. Ten rengi yüksek topuklular ve parlak bir el çantasıyla kombinini tamamlamıştın.
Telefonun çalınca kimin aradığına bakmadan açtın.
"Alo?"
"Sevgilim, aşağıdayım. Hazırsan gel."
"Geliyorum."Telefonu kapatıp aynada son kez kendine baktın ve aşağı indin.
Sevgilin seni bekliyordu. Kahverengi saçlarını geriye yatırmıştı ve jilet gibi takım elbisesini giymişti. Ona bakınca, kedi olalı bir fare tuttuğunu düşündün. Cidden, bu çocuğu nasıl kapabilmiştin ki?
Chanyeol, senin geldiğini görünce gülümseyip arabanın kapısını açtı.
"Çok güzel görünüyorsun."
"Sen de jilet gibisin Yeol."
Arabaya binerken konuştuğunda Yeol gülümsedi.
_________________Kris ve Mika, diğerlerinden önce gelmişti. Kris, Elena'yla yalnız konuşmak istiyordu.
Lay ve Elena, kapıda insanları karşılıyordu. Kris kaşlarını çatıp kardeşinin yanına ilerledi ama Elena'yı kolundan tutup götüremeden Lay onu gördü.
"Kris! Dostum!" Neşeyle konuşunca Kris'in Elena'ya odaklanmış bakışları ona döndü. Sinirle kaşlarını çattı.
"Lay."Lay ilerleyip Kris'e sarıldığında Kris istemeden de olsa karşılık verdi.
"Lütfen, Kris, içeri geç."
Lay onlara masalarına kadar eşlik ederken Chanyeol ve sen davet yerine varmıştınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovely But Dangerous |PCY OC|
FanficEtrafına bakarken aklından tek bir düşünce geçiyordu: Ben buraya nasıl düştüm? - Aralarda ufak tefek küfür olabilir. Yazarın ilk kitabı olduğundan hatalar olabilir. -DÜZENLENDİ-