Soğuk zeminde Chanyeol'a daha da yaklaştın. Genç adam ise kollarını sana daha çok sardı."Merak etme, her şey iyi olacak." Sakinleştirici sesiyle konuştuğunda kafanı kaldırıp ona baktın.
"Sen de bana yalan söylemekten sıkılmadın mı Yeol?"Chanyeol sana buruk bir gülümseme sundu.
"Sadece seni mutlu etmeye çalışıyorum. Kai'nin merhametine kaldığımızı dile getirmesem de olur."
"Gerçekten, onun böyle biri olduğuna inanamıyorum. Seninle ilgili beni uyarmıştı ama asıl tehlikeli olan kendisiymiş."
"Bunu en başından anlamam gerekirdi.""Anlayamadın Yeol, çünkü o kadar zeki değilsin."
Karanlıktan gelen erkek sesine doğru döndün.
Işığa çıkınca, onun Kai olduğunu anladın.Hızlıca Chanyeol'un kolları arasından sıyrılıp parmaklıklara atıldın. Esmer olan ise seni küçümseyen bakışlarla izliyordu. Sinirli yüzüne ifadesiz şekilde bakıp konuştu.
"Sana bir şans verdim. Sen ise parmaklıkların arkasına düşmeyi seçtin. Beni seçseydin, yanımda hükmedebilirdin. Elena'nın sağ kolu olarak."
"Seni seçmediğim için kendimle gurur duyuyorum. Seni görene kadar kimsenin bu kadar şerefsiz olabileceğini düşünmezdim."Kai'nin yüz hatları kasıldı.
"Pekala, hala fikrini değiştirebilirsin. Ben mi yoksa şu lağım faresi mi?"
"Asıl sen lağım faresine daha çok benziyorsun."Kai, cevabını almışçasına kafasını salladı ve kemerindeki silahı çıkarttı. Yerde oturan Chanyeol'a doğrulttuğunda ne yapacağını anlamış, ama çok geç kalmıştın. Silah sesi patlarken Chanyeol'dan acı dolu bir inleme yükseldi. Uzun adamın bacağından kanlar sızmaya başlamıştı bile.
Kai ise duygusuzca sana baktı ve arkasını dönüp mahzenden çıktı.
________________________Kris aceleyle telefonunu çıkarttı.
"Eric, yardımın lazım. Sanırım öleceğim."Son cümleyle Eric'in dikkatini çekmeyi başarmıştı.
"Bak şimdi, yapacağımız..."
_________________________Kai hole çıkınca Sehun, Taeyong ve NCT'nin hararetli şekilde konuştuğunu gördü.
"Nedir?"Yanlarına ilerlerken sorduğunda Taeyong'un endişeli bakışlarını gördü.
"Elena'dan haber alamıyoruz."
"Ölmüş olabileceği ihtimalini göz önündw bulundurmalıyız."Jaehyun konuşunca Sehun, düşmanca bakışlarını ona çevirdi.
"Beni Unicorn'lara bile inandırabilirsin ama Elena'nın öldüğüne inanmam."
_______________________Kris, pervazdaydı. Telefonunu çatıya fırlattı ve kendini bırakmadan önce hayatını düşündü.
"Ateşle oynamayı hep sevmişimdir."
"Abiciğim..."
"Yendim seni!"
"Kurabiye kırıntıları..."
"Yifan..."
"Düşmek aynı uçmak gibi."Gözlerini açtı ve kendini boşluğa bıraktı.
Son.
Ehe, Şaka şaka.
5 gün sonra.
Hastane koridorlarında hızlı adımlarla yürüyordun. Odanın numarasınu gördüğünde hızla içeri girdin.
"Chanyeol?"Odaya seslendiğinde bir şaşkınlık nidası yükseldi.
"Bebeğim?"İlerleyip hasta yatağında yatan Chanyeol'u gördüğünde derin bir nefes alıp ona sarıldın.
"Ne işin var burada Y/N?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovely But Dangerous |PCY OC|
FanficEtrafına bakarken aklından tek bir düşünce geçiyordu: Ben buraya nasıl düştüm? - Aralarda ufak tefek küfür olabilir. Yazarın ilk kitabı olduğundan hatalar olabilir. -DÜZENLENDİ-