Alice telaş arasında şu son dakikada ne kadar büyüdüğünü unutmuştu. ''Buradayım!'' diye seslenerek öyle ivediyle yerinden fırladı ki, eteğinin ucu yargıcıların locasına değdi ve locadakilerin hepsi tepe üstü aşağıdaki kalabalığın üzerine düştüler. Onların böyle yere serili kalmaları Alice'e bir hafta önce devirdiği kırmızı balık kavanozunu anımsattı.
Çok üzülüp ''Vah vah! Bağışlayın!'' diye haykırarak, düşenleri elinden geldiği kadar çabuk toplamaya koyuldu; hâlâ aklı o kırmızı balık kavanozunda olduğu için, eğer yargıcılar kurulu üyelerini çabucak toplayıp localarına koymazsa, kırmızı balıklar gibi ölecekler sanıyordu.
Kral ciddi bir sesle ''Bütün yargıcılar kurulu üyeleri yerlerine geçinceye kadar mahkeme süremez." dedi.Alice yargıcıların locasına bakınca gördü ki telaştan Kertenkele'yi baş aşağı koymuş, zavallıcık da bir türlü kımıldanamadığı için üzüntüyle kuyruğunu sallayıp duruyor. Hemen hayvancağızı tutup yerine doğru dürüst oturttu. Kendi kendine ''Bir şey olacağından değil ya!'' diye söylendi.
''Mahkeme için o türlü otursa da bir, bu türlü otursa da.'' Yargıcılar, devrilmenin verdiği sersemlikleri geçip tahtaları ve kalemleri de bulunarak ellerine tutuşturulur tutuşturulmaz, hepsi harıl harıl bu üyenin öyküsünü yazmaya koyuldular; yalnızca, pek afallamış gözüken Kertenkele ağzını açmış, alık alık tavanı seyrediyordu.
Kral ''Bu iş hakkında bildiklerin ne?'' diye sordu.
Alice ''Bir şey bilmiyorum.'' dedi.
Kral direterek ''Hiçbir şey de bilmiyor musun?'' diye sordu.
Alice ''Hayır, hiçbir şey de bilmiyorum.'' dedi.
Kral yargıcılar kuruluna dönerek ''Bakın! Bu çok önemli'' dedi; üyeler de tam bunu tahtalarına yazıyorlardı ki Beyaz Tavşan söze karıştı: hem saygısını belli eden bir sesle konuşarak, ama hem de yüzünü buruşturup kaşlarını çatarak ''Herhalde Kral hazretleri, önemli değil, demek istediler.''
Kral çabuk çabuk ''elbet önemli değil demek istedimdi'' dedi, kendi kendine de, sanki hangisi kulağa hoş geliyor diye dinliyormuş gibi, ''önemli... önemli değil...önemli... önemli değil.'' diye mırıldanmaya başladı.Yargıcıların da kimi ''önemli'' diye yazdı, kimi ''önemli değil'' diye. Alice taş tahtalarını görecek kadar yakınlarında olduğu için ne yazdıklarını görebiliyordu. ''Aman canım, zaten bir önemi yok ki.'' diye düşündü.
Tam o sırada bir zamandır not defterine harıl harıl bir şeyler yazan Kral başını kaldırarak ''Susun.'' diye haykırdı, sonra defterinden şunları okudu ''Madde 42: Bir milden uzun boylu olanlar mahkeme salonundan çıkmalıdır.''
Herkes Alice'e baktı.
Alice ''Benim boyum bir mil yok ki.'' dedi.
Kral ''Var.'' dedi.
Kraliçe ''Hatta iki mile yakın.'' diye ekledi.
Alice ''İsterse olsun, gitmeyeceğim.'' dedi. ''Hem o maddenin kitapta yeri yok, demin kendiniz uydurdunuz.''
Kral ''Hiç de değil, bu yasa kitabının en eski maddesidir.'' dedi.
Alice, ''Öyleyse madde 1 olması gerekirdi.''
Kral bozuldu, not defterini çat diye kapatarak yargıcılara titrek ve alçak bir sesle ''Hadi, yargınızı verin.'' dedi.
Beyaz Tavşan telaşla yerinden fırlayarak ''Aman Kral hazretleri, daha gözden geçirilecek şeyler var, şu kâğıt demin yerde bulunmuş.'' dedi.
Kraliçe, ''İçinde ne yazılı?'' diye sordu.
Beyaz Tavşan ''Bilmem, daha açmadım.'' dedi. ''Ama bir mektuba benziyor... mahkûm tarafından birine yazılmış galiba.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alice Harikalar Diyarında
FantasiAlice Harikalar Diyarında, yazıldığı tarihten bu yana geçen yüz elli yılı aşkın süre boyunca, edebiyatın eşsiz eserlerinden biri olma özelliğini hep korudu. Hem çocuk hem de yetişkin edebiyatında önemli bir yere sahip olan bu kitap, hayal gücü zengi...