Tekinsiz Hikayeler

Kehanet

Andrina, yirmi bir yaşında güzeller güzeli, evrendeki tüm güzellik ve dirayeti vücudunda harmanlamış tanrıça gibi bir kızdı. Annesi ve babasını reşit olduğu gün kaybetmişti. Kendi başına mesai yapıyor, dört yaşından beri arkadaşı olan Ruth ile aynı evde kalıyordu. Ruth' a kendi ruhunu teslim edebilecek kadar çok güveniyordu. Ruth onun için bir arkadaştan çok daha öteydi, yıllarca hüzünlerini, sevinçlerini, heyecanlarını paylaşmışlardı.

Andrina son zamanlarda garip kabuslar görmeye başlamıştı, kabusları geceler geçtikçe daha da gerçekçi gelmeye başlıyor, kabusunda vücuduna zarar verildiği zaman sıyrıklarla, berelerle uyanıyordu. Öte alemlerden birilerinin onları rahatsız ettiğini düşünüp, bunun için kiliseden yardım istemişlerdi. Kilise onlara bir rahip göndermiş, evi kutsamalarını istemişti. Böcek ilaçlamanın spirütüel versiyonu denilebilirdi. Arındırmadan sonra kabusları gün içinde de görmeye başlayan Andrina aklını yitirmek üzereydi, güzeller güzeli gözleri kan çanağına dönmüş, uykusuzluktan yüzündeki parlaklık, solmuş beyaz bir güle çalıyordu. Ruth ise evde meditasyon yaparak evin enerjisini pozitifleştirmeye çalışıyor, sabrı gitgide tükeniyordu. Andrina' nın içler acısı halini görmek Ruth'u derinden etkiliyor, bu kabuslar yalnız Andrina'yı değil Ruth'u da yiyip bitiriyordu.

Bir gece Andrina ve Ruth ortak bir rüya gördü. Rüyada bir kadın onlara yardım edebileceğini söylüyordu. Bunun bir mesaj olduğunu varsayan arkadaşlar, kadının verdiği adrese gitmeye karar verdi. Çareler tükenmişti nasıl olsa. Ruth son bir gayretle arkadaşı Andrina ile beraber o adresteki yere gitmek için yola koyuldu. Önüne geldikleri yer ormana yakın harabe denilebilecek bir binanın arka bahçesiydi. Herhangi bir kapı yoktu, avludan binaya açılan büyük çatlaktan içeri girdiler. Ruth, mekan hakkında kötü şeyler hissettiğini söylüyordu. Andrinaya göre ise Ruth' un sadece onunla birlikte yıprandığı ve paranoyak hale geldiği için böyle söylüyordu.

Ruth yukarı çıkan merdivenlerin arkasında bir şey gördü, zavallı Ruth dona kalmış, dili tutulmuştu. Ruth kekelemeye başladı, B-b-b bu bir k-k-keçi. Evet bu bir keçiydi. Andrina korkudan ne yapacağını bilmiyordu. Ortam çürük et kokusu ve homurtu sesleri ile dolmaya başlamıştı. Yerlerde bir sürü ölü keçi yatıyordu. Hepsinin de boğazı kesilmiş, hem de aynı yerden. Homurtu sesleri yükselmeye devam ederken. İkisinin de gözüne perde inmiş gibi oldukları yere yığılmışlardı.

Yaşlı bir kadının sesi onları uyandırdı. Gözlerini açan Andrina kadını incelerken, Ruth , hiddetle kadına kim olduğunu soruyor, bağırmaya devam ediyordu. Andrina'nın '' Bizi çağıran oydu, Ruth'' demesi ile Ruth büyük bir şaşkınlığa uğradı. Yaşlı kadın, Ruth'a dönerek. Arkadaşınız sizden daha kibar sanırım küçük hanım, dedi.

Tarot kartlarını sol eliyle karan yaşlı kadın, Andrina'dan kartlara yoğunlaşmasını istedi, Andrina tüm dikkatini kartlara verdi. Kadın desteden üç kart seçti. Andrina'nın önüne kapalı bir şekilde koydu. Andrina'ya bu kartlara asla dokunmaması gerektiğini söyledi. Andrina, dikkatini kartlardan ayırmıyordu. Yaşlı kadın yavaşça kartları açmaya başladı. İlk kart,Ölümdü . Bu Adrina'nın hayatının geçmişinde yaşadığı kötülüklerin şimdi değişeceği ve onu değişime sokacağının belirtisiydi. Devam kartı ise kılıçların üçlüsüydü. Bu Andrina'nın kalbine üç kılıç saplanacağını ve bunun onu daha da güçlendireceği anlamına geliyordu. Andrina dikkatini dağıtmadığını belli eden bir eda takınarak, hayat ışığı kalmamış gözleriyle kartlara bakmaya devam etti. Son kart, kılıçların kraliçesi. Bu kart Andrina'nın psikolojik olarak üst düzey rahatsızlıklara sahip olduğunun göstergesiydi. Seans sona ermişti. Andrina kalbinde kılıçlar olduğunu biliyordu fakat, kalbine anne ve babasından başka kim kılıç saplamıştı. Andrina titremeye başladı. Ruth, Andrinaya sarılıyordu. Biraz olsun sakinleşen Andrina. Yaşlı kadının kaybolduğunu farketti. İçindeki kötü his hala içindeydi. Bir umut geldikleri yerden bir şey bulamadılar. Gitmeye hazırlanıyorlardı. Ruth bir ses duyduğunu söylyürodu. Evet evet, bu rüyalarında gördüğü kadının sesiydi, ta kendisi. Onlardan buradan acilen gitmelerini söylüyordu. Neden, neden dedi, Andrina. Açıklayacak zaman yoktu.

Andrina arkasını döndüğünde Ruth'un kanlar içinde yerdeyattığını gördü. Kalbine son kılıç saplanmıştı. Ruth, biricik dostu artıkyoktu. 

Bir anda Falcı kadın ortaya çıktı. Ağızından sarkan et parçaları kokuyordu, ceset, irin gibi... Kadın, Andrina'nın üstüne yürüdü. Andrina yaklaşma, uzak dur benden diye bağırıyordu. Yaşlı kadın, kehanetteki kızın Andrina olduğunu, kıyametin onun öncülüğünde gerçekleşeceğini söylüyor, onun şeytanın kızı diye adlandırıyordu.

Etraftan, iğrenç hışırtı ve fısıltı sesleri geliyordu. Andrina gözlerini sıkıca kapadı, tüm bunların rüya olmasını diledi. Gözlerini tekrar açtı. Her yerin kanla kaplı olduğu bir mağaradaydı. Falcı kadın da oradaydı. Andrina annesinin sesini duyuyordu, onun bir savaşçı olduğunu söylüyordu. Kehanette ise Andrina Lucifer'in kızı Andrina'ydı. Falcı kadın şekil değiştirerek bir baphomet figürüne dönüştü. Üç metre uzunluğunda olan Baphomet büyük pençeleri ve toynakları ile Andrina'nın üstüne geliyordu. Ne yapacağını bilmiyordu, sendeledi ve düştü. Geri çekilmek için ellerini kullandı.

Arkasında büyük bir yar, önünde şeytanın ta kendisi.Etrafta ceset ve dışkı kokusu... Ellerinibir araya getirdi. Cenin pozisyonunu alan Andrina, annesinin huzur vericisesini duymaya başladı. Şeytan Andrina'yıtam yardan ittirecekken, Ruth'un ruhu araya girdi. İçinde büyüyen enerjiyekarşı koyamayan Andrina büyük bir ışık patlamasıyla Şeytanı devirdi. O kadarparlaktı ki, bu ışığın parlaklığını hayal etmeniz bile kör olmanızayetebilirdi. Andrina'nın gözünün önünden, ailesi, arkadaşı Ruth, ay, güneş ,rüzgarın uğultusu ve okyanusun ruhu... Varoluşun başlagıcını görüyordu Andrina,başlangıcı ve sonu, yıldızların doğumu ve ölümünü. Evrenler, galaksiler...

Ve uyandı Andrina, çok tanıdık gelen bir yatakta uyandığını yeni yeni fark ediyordu. Annesi onu kahvaltı etmesi için çağırıyordu. Neler olmuştu, neden buradaydı. Bunu sorgulamak için psikolojik durumu iyi değildi. Andrina artık zihninin bedene olan esaretini yıkmış, evrenle bir olmuştu..