Bölüm 66

3.1K 179 118
                                    

Bakalım Melis'in kendini zorlayarak dışarı çıkması sonucunda neler olacak? Belki de çok kötü şeyler olacak, belki de hiçbir şey. Bunları okumadan bilemeyeceğiz. Hadi o zaman başlayalım. Multide; Melis ve onun bölüme söyleyeceği bir şarkı var.
Hepinize iyi okumalar...

Ediz'in elini daha sıkı tutarken kalp atışlarım sanki kalbimi zorluyordu. O bunu kolayca anlarken tuttuğu elimden beni kendine çevirerek boş gözlerim kapıdan almamı sağladı ve "Sakin ol pantercik, içeride ya da dışarıda olmamız bir şey değiştirmez. Sana artık kimse sarar veremez tamam mı?" dedi. Onun o güven veren kahverengilerine bakarak derin bir nefes aldım ve yüzüme ufak bir gülümseme yerleştirerek başımı olumlu anlamda salladım. O da bana hafifçe gülümserken tekrar önümüze döndük ve uzanarak kapıyı çaldım.

Kapıyı açan genç hizmetli beni görünce genişçe gülümseyip Hoş geldiniz Melis Hanım." diyerek kapının önünden çekilirken ben de hafifçe gülümsedim ve "Hoş bulduk." diyerek Ediz'le beraber içeri geçtik. Genç kadın kapıyı kapatırken "Nesrin Hanım, misafiriniz var." diyerek içeri doğru seslenirken bize arkası dönük bir şekilde oturan Nesrin Sultan elindeki örgüyü bırakıp merakla arkasını dönerek bizi görmesiyle tatlı bir çığlık attı.

Onun bu tepkisi beni az da olsa yerimden sıçratırken Ediz hafiften elimi sıkarak bırakınca hızla bana doğru gelen Nesrin teyzeye doğru bir adım attım ve o beni kollarının arasına çekip "Ah benim güzel kızım!" diyerek ağlamaya başlarken kollarımı beline sardım. Bir anne şefkatiyle saçlarımın okşayarak "Güzelim benim, çok korktuk senin için. Ben gelecektim hemen yanına ama Egemen deyyusu izin vermedi." dediğinde dolu gözlerimle geri çekilerek hafifçe gülümsedim ve "Dinlenmek istedim biraz. O da beni düşündüğünden sana öyle demiştir." dedim.

Nesrin teyze ağlamaya devam ederek yanaklarımı okşarken "Ah be benim sarı kuzum, ne istedi o alçaklar senden? Ne istediler benim kınalı kuzumdan."  dediğinde burnumu çekerek tekrar ona sarıldım ve "Artık iyiyim bak sultanım, boş ver şimdi bunları." dedim. O da bana sıkıca sarılıp "Tamam kızım, sen yeter ki kendini üzme." diyerek tekrar geri çekildi ve Ediz'e dönerek "Sen de hoş geldin Ediz oğlum. Kusura bakma Melis'i görünce unutuverdim seni." dedi. Ediz gülümseyerek "Önemi değil Nesrin teyze." derken birden kendini onun kolları arasına bulunca şaşkınca kaşlarını kaldırıp bana baktı. Nesrin teyzenin sevgi dolu hallerine hala alışmış değildi. Ben onların sarılışını izleyerek sessizce gülerken en sonunda ayrıldılar ve Nesrin Sultan ikimizi de tutup koltuğa oturturken "Aç geldiniz değil mi kuzularım?" diye sordu. Ben hafif bir tebessümle başımı sallarken o içeri doğru "Yasemin!" diye seslendi. Bununla beraber hafifçe yerimde sıçradığımda Ediz'in gözleri bana kayarken ben Nesrin Sultan bu durumu fark etmesin de oturduğum yere yerleşiyormuş gibi yaptım.

Yasemin denen görevli yanımıza geldiğinde Nesrin teyze ona güzel bir kahvaltı hazırlamasını söyleyerek telefona uzandı ve "Söyleyeyim de Adem de gelsin." dedi. Ben başımı iki yana sallayarak "Adamı işinden etmeyelim hiç Nesrin teyze." derken bana 'Seni yolarım.' dercesine bakıp "Olmaz o işinden merak etme sen." dedi. Ben yenilgiyle nefes verirken telefonu tekrar aldığı yere koydu ve saçlarımı okşayarak "İstediğin bir şey varsa söyle yaptırayım." dedi. Ben gülümseyerek başımı olumsuz anlamda sallarken ilk önce iyi olduğumdan güzelce emin oldu. Sonra da biraz muhabbet ettik.

Ediz kenardaki tekli koltukta oturmuş başını sağ bir eline dayamış öylece beni izlerken Nesrin teyze birden ona dönüp "Bak nasıl da bakıyor benim güzel kızıma." diyerek gözlerini kısınca Ediz şaşkınlıkla ona dönüp panikle oturduğu yerden doğrulurken ben de kızarık yanaklarımla "Ya Nesrin Sultan!" diye söylendim. O benim bu halime gülerek Ediz'e döndü ve "Şaka yaptım deli oğlan, şaka." deyip tekrar bana dönerek "Bu akşam buradasınız değil mi?" diye sordu. Onun bu sorusuyla vücudum kasılırken başımı yavaşça iki yana salladım ve "Biz eve dönsek daha iyi sultanım." dedim. Bununla beraber hemen kaşlarını çatıp "Olmaz öyle şey, zaten kafayı yedim korudan burada. Göndermem seni hiçbir yere." deyince söze saygılı bir bir ses tonuyla Ediz girdi.

YETİMHANE 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin