Bölüm 18

80 13 29
                                    

Dört saate yakın uzun ve endişeli bir bekleyiş sürecinin ardından ameliyathanenin kapısı açıldı. İlk çıkan doktordu. Arkasından Weise yatakta baygın şekilde çıkarıldı.

Akif, doktoru görünce hemen ayağa kalktı.

"Doktor bey ne oldu. Nasıl geçti?"

"Ameliyat güzel geçti, Weise gerçekten güçlü bir çocukmuş fakat şu an net bir şey söylemek için çok erken sonucu Weise uyanınca hep birlikte göreceğiz."

"Nereye götürüyorsunuz peki?"

"Uyanana kadar yoğun bakımda tutacağız."

"Peki içeri girebilir miyiz?"

"Ameliyattan yeni çıktı, hasta yorgun. İki saat geçtikten sonra hastaya kesinlikle temas etmemek kaydıyla içeriye beş dakikalığına girebilirsiniz. Bu arada iki kişiden fazla alamayız."

"Çok teşekkür ederim doktor bey."

İrem iki kişinin girebileceğini duyunca gözyaşları hüzün yerine sevinç için akmaya başladı. Hep birlikte yoğun bakım odasının önüne gidip beklemeye başladılar. Bir kaç saat sonra doktor kontrol için geldi.

"Akif bey, hastayı kontrol için geldik biz çıktıktan sonra, dediğim gibi beş dakika için iki kişi girebilirsiniz. şimdi kim girecekse hemşireyi takip edin o size bazı şeyler giydirecek."

"Çocuklar, doktor beyi duydunuz. Kim girmek istiyor içeriye."

Cem İrem'in girmek isteyeceğini tahmin ettiği için girmek istemedi. Buse'de durumdan haberdardı. Kimseden ses çıkmayınca İrem cevap verdi.

"Ben gelebilir miyim Akif amca?"

"Tabi gel kızım."

Akif ve İrem hemşireyle birlikte bir odaya girdiler, hemşire ikisine de çok ince yeşil bir elbise, bone ve ağız maskesi verdi. Bunları üzerlerine geçirdikten sonra yoğun bakım odasına geri döndüler o sırada doktor da odadan çıkıyordu.

"Akif bey giyinmişsiniz. Buyurun müsait şu an."

Akif odaya girdi Weise'nin yanına oturdu. Kendini tutmaya çalışsa da gözyaşlarına engel olamadı, kimsesi olmadığı için Weise' ye bu zamana kadar sahip çıkmış onu Cem'den ayırmamıştı ikisine de hep eşit davranırdı. Weise de onu çok severdi. Akif Weise'ye, kendisini duyduğunu düşünerek bir şeyler söyledi. Birkaç dakika sonra "sen çok güçlü birisin, en kısa zamanda uyan." diyerek konuşmasını bitirdi ve dışarı çıktı.

"İrem geç kızım sen."

İrem derin bir nefes alıp odaya girdi, ağlayarak Weise'nin yanına oturdu. Konuşmayı denedi, sesi titriyordu.

"Weise ben, ben gerçekten çok üzgünüm. Bu olanlar yani senin yaşadığın şeyler benim yüzümden olmuş gibi hissediyorum. İçimde çok büyük bir suçluluk duygusu, vicdan azabı var..."

*İrem elinin üstüyle yanaklarını sildi.

"Weise ben bu hisle yaşayamam, uyanman gerek. Uyanmalısın. Bak bir sürü insan seni bekliyor. Hem, hem o kadar uğraştık emek verdik film çektik. Biliyor musun Mert kayıtları sana bırakmış o da biliyor uyanacağını."

*Derin bir nefes aldı.

"Bir an önce gözlerini açman lazım Weise çünkü, çünkü ben..."

*Yutkundu.

"Weise uyanman lazım. Uyanman lazım çünkü, ben seni seviyorum.

*İrem'in gözlerinden bir damla yaş düştü.

İrem gözlerini silip ayağa kalktı kapıya doğru yöneldi o sırada camdan içeriyi izleyen Cem İrem'e işaret ederek Weise'yi gösterdi. İrem arkasını dönüp Weise'ye baktı. Çok şaşırmıştı Weise gözlerini açmıştı, hemen yanına gidip elini tuttu.

Sevgili okurlar hepinize selamlar. Bu bölümle birlikte kitap tam on bin kelime sayısına ulaşmış durumda bu da kitabın wattys2019 yarışmasına katılmasında bir engel kalmadığının bir belirtisi. Formu doldurup yarışmaya yolladık. Kitabı severek okuyorsanız bölümü oylamayı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Kitabı arkadaşlarınıza önerebilirsiniz. Çok teşekkürler...

WEISE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin