1.BÖLÜM

134 17 18
                                    

Sabah gözlerimi dışarıdaki çocukların sesi ve yine Melahat teyzenin Aysel teyzeyle yaptığı dedikoduyla açtım.

"Öykü!" Adımı anıran Zeyno'ya iki söverek kalktım. Balkona çıkıp aynı manzaraya bakıp kafamı Zeyno'ya çevirdim.

"Noldu lan sabah sabah ne bağırıyorsun?" dediğimde Zeynep,uzun uzun bakıp gitti. Ne olduğunu anlamayarak arkasından bakakaldım. İçeri geçtiğimde evde kimse yoktu. Saate baktığımda bizim salağın neden bana bön bön bakarak gitmesini anladım. Saat 15.00 olmuştu.

"Ben bu kadar uyudum mu lan" kendi kendime konuşarak mutfağa gittim. Yine mutfakta oyalanıp midemi doldururken camın kırılış sesini duydum.

"Ne oluyor lan Allah'ım sen beni koru yarabbim!" deyip dolabın kenarındaki oklavayı alıp içeri koştum. Yer komple cam kırıklarıyla doluydu. Damarlarımdaki kan halay çekerken, sinirlerimde ona eşlik ediyordu.

" İşte şimdi yedim lan sizi!" diye bağırarak balkona çıktım. Bana 27 diş sırıtan Muzo'yu görünce dışarı uçtum.

" Ya Muzaffer abi neden camı kırdın?" diye sorurken sakin kalmaya çalışıyordum. Çünkü eskiden etkisinde kaldığı olay yüzünden akli dengesi yerinde değildi.

" Sen bana çikolata almadın ben de camını kırdım oh olsun sana!" diyerek kahkaha atmaya başladı. Ben de dahil olmak üzere tüm mahalle ona üzgünce bakıyorduk. Kahkaha atmaya devam ederek evine doğru koşarak gitti.

İlk işim Zeynogili bulmadan koşarak bakkala gitmek oldu. Ali amca elinde gazetesiyle gözlüğün altından bana garip garip bakıyordu.

" Hayırdır kızım ne bu hâl az bir soluklan." diyerek bana su uzattı. Suyun yarısını içtikten sonra kendime geldim.

"Ali amca çikolata almaya geldim." Ali amca o tonton gülümsemesiyle bana bakarak " hay Allah iyiliğini versin kızım niye bu kadar yordun kendini?" diyerek poşet uzattı.

" Git hadi istediğini al kızım." diyerek elime poşeti verdi. Gülümseyerek Muzaffer abinin en sevdiği çikolatalardan bir sürü alıp poşete koydum. Ali amcaya parayı verecekken evden aceleyle çıktığımı unuttum.

"Ali amca sen bunu babamın hesabına yaz ben sana getiririm." dedim. Ali amca dik dik bakınca ne diyeceğini çoktan anlamıştım.

"Öykü bir daha bu cümleyi söyleme demedim mi kızım? İstediğin zaman getirirsin paranın acelesi yok eğlencenize bakın siz biz burdayız." Diyerek gazetesini eline alıp bana gülümsedi.

"Sağ ol Ali amcam ben birde çekirdekle kola alayım bizimkilerin yanına gideceğimde hadi sana hayırlı işler!" Diyerek dükkandan çıkıp doğru Muzaffer abinin evine koştum. Kapıya vurduğumda açıp beni görünce sinirli sinirli bakıp kapıyı yine yüzüme kapatmıştı. Bu hareketine alışık olduğum için uzun soluk alıp bıraktım.

"Muzaffer abiciğim, benim o gün okula yetişmem gerekiyordu yoksa sana bir sürü çikolata alacaktım. Özür dilerim ve özrümü telafi etmek için sana bir sürü çikolata aldım hem de en sevdiklerinden kapının kulpuna takıyorum afiyet olsun!" Gülümseyerek evden uzaklaştım. Bir yere girip gizlice baktığımda kapıyı açmıştı. Yine o gülümsemesi eksik olmayan Muzaffer abi poşeti alıp kapıyı kapattı.

Islık çalarak mahallenin hem parklı hem de içinde bizim ölüp bittiğimiz halı sahası olan yere giderken mahallede çocuk sesleri, yine süper ikili FBI ajanlarımız Melahat teyze ve Aysel teyze pencereden bir şahin gibi her yeri kesiyordu. Seksek oynayan kızların yanından geçerken ben de oynayarak geçtim. En sevdiğim şeylerden biri her yolda geçtiğimde oynamak.

"Kız Öykü nereye böyle annen nerede?" Diye yukarıdan bağıran Aysel teyzeye kafamı kaldırarak baktım.

" Annem teyzemlerde ben de bizimkilerin yanına gidiyorum Aysel teyze başka sorun yoksa ben kaçar!" Deyip kaçmaya çalıştım. Çünkü bir durursam bu ikilinin dedikodu gazabına uğrardım.

Bizimkileri bankta otururken bulduğumda yanlarına cool cool gitmeye çalıştım ama yani sadece çalıştım çünkü çimenlerin arasındaki hortuma takılıp düşmemle bizimkilerin anırması bir oldu. Terbiyesizler ne biçim arkadaşlarım varsa!

"Ne gülüyorsunuz be komik bir şey mi yapıyoruz burada kardeşim yere küpem düşmüş onu arıyorum!" Diye mal gibi bir yalan attım. Bunlar iyice gülmeye başladılar pardon anırdılar.

"Lan aklını öpüp müzeye koyduğum kankam benim senin kulağın mı delik gerizekâlı?" Diyen Can'a bön bön baktım çünkü doğruydu kulağım delik değildi. Salak Öykü!

"Neyse ne size çekirdekle kola almıştım ama dalga geçtiğiniz için kabuğunu bile vermeyeceğim." Diyerek sırıttım. Daha sonra üçüde tatlı tatlı bakınca dayanamadım.

"Tamam lan tamam siz de çitleyebilirsiniz." Dedikten sonra ellerimi açıp yukarı baktım.

"Ah Allah'ım bunlar o kadar şanslılar ki benim gibi merhametli, tatlı, güzel, iyi kalpli birine sahipler sen sınav notlarımı yükselttir annemin terliğinden babamın tehditinden koru Yarabbim!" Diyerek dua ettim. Üçü de bana hayretle bakarken 'noldu' bakışlarımı atıyordum.

" Bir insan ancak bu kadar mütevazi olabilirdi hadi onu da geçtim kendini överken nasıl konuyu sınav notuna getirdi anlamadım." Diyen Can, o da ellerini açıp:

"Allah'ım lütfen bana, benim gibi yakışıklıya, tatlı birine anlayacağım dilden güzel bir kız nasip et amin!" Diyerek kendine üflemeye başladı. Ensesine vurduğumda hepimiz gülerek keyif çattık.

Hava karardığında herkes eve dağılmaya karar verdi. Evin önüne geldiğimde Can'ın sırtına atlayıp yanağını öptüm.

" Görüşürüz yakışıklım sizede görüşürüz iki yellozlar!" deyip eve doğru kaçtım. Çünkü her bunu deyişimde Zeynep ve Ceylin'den dayak yiyordum. Eve geldiğimde annem kendi mekânında oturmuş vaziyetteydi. Tabiki de mekânı televizyon karşısı!

"Şşt güzellik babam nerede?" Diye sorduğumda saçlarını savurarak bana baktı.

"Duşta hem bu camı yine Muzaffer mi kırdı?" Diye sorunca kafamı salladım. Yere baktığımda her yer temizdi ve cam takılmıştı. Babam Muzaffer abiyi çok severdi, onun bu hâline üzüldüğü için hiçbir şey demezdi daha doğrusu mahalledeki hiç kimse bir şey demezdi. Her şeyden çok en çok da bu mahallede olduğuma seviniyordum. Çünkü her yerinden samimiyet doğallık fışkırıyordu. Kim zora düşse elinden tutup yardım edilir kim hasta olsa ona yemek yapar ziyeret ederdik. Geç olduğu için yatmaya karar verdim. Uyku tüm benliğimi çoktan esir almıştı...

Gözlerimi dışarıdan gelen sesle açtığımda sokaktan çığlık sesleri geliyordu. Odadan çıktığımda babamgilde uyanmıştı.

Ne oluyor bu saatte hayırdır inşallah!" Diyen babamın arkasından bizde balkona çıkmıştık. Gördüğüm manzarayla şok olmuştum.

Muzaffer abiye araba çarpmıştı!

................

SERSERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin