~2.Bölüm~
Geçmiş bağzılarına özlem bağzılarına yaradır.
Rakibini ne yanılttı nede hamlesini belli etti.
Zekasıyla büyülüyordu yine.
Herkes yüzüne bakıyordu. Tek birşey görebilmek için ama yoktu. Masadaki tek kadın oydu. Yanlarda elin bitip, birkaç adamı yatagına almaya can atanları saymassak tabi.
Adamların hepsi namıyla duyulmuş insanlardı. Onlar acımazdı fakat bu kadının karşısında titrek nefes alıyorlardı.
Onlar kaybetmekten korkuyorlardı.
Kadın elindeki umursamazca tuttugu kağıtlardan kaldırdı başını. Bir yılan gibi izledi avını sinsice. İlk bakışta anladı tabi kimin elinde ne oldugunu.
Birkaç elin dönmesine daha izin verdi ve son hamlesini yapıp kagıtları masaya serdi. Herkesin gözleri tedirginlikle açıldı.
Hiçbirinin tepkisi onun umurunda degildi zira olsaydı çok eglenirdi.
Adamlar ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Kendilerine lanet okuyorlardı. Çünkü hala bu kadınla masaya oturulmaması gerektiğini öğrenememişlerdi.
Kadın yanındaki garsona el işareti yaparak tüm paraları topladı. Ancak bir adama vermedi.
-Bunlar benim kalan son paralarım olmaz veremem ailem var benim nasıl geçindiricem. Yapma Belda.
Kadın usulca kaldırdı başını viski bardağından.
-Belda dedi sakin ve bir okadar ürkütücü sesle.
Belda ne demek biliyor musun? diye sordu
Adam hızla kafasını sallarken kadın onun gözlerine baktı.
-Kan diye tısladı. Ve atik bir hareketle silahını çıkarttı. Adamı alnının şakından vurdu.Kimse ne oldugunu anlamadan o masadan kalktı. Siyah elbisenin açıkta bıraktığı mükemmel bacakları gözler önüne serilince herkes yutkundu o hariç. Fakat bu etkilenmedigi anlamına gelmiyordu. Onun her zerresinden etkileniyordu.
Uzun zamandır oturduğu koltuktan kalktı adam. Yavaş ama yeri inleten adımlarıyla masaya yaklaştı. Onu gören herkes ceketini iliklerken o kanlı adama baktı. Gözlerinde hiç bir duygu yoktu. Eliyle kapıda duran bir adama işaret verip temizlemesini işaret etti. Adam ürkekçe karşısında egilip dedigini yaptı.
Yavaş adımlarla kadının gittigi yoldan gitti. Dışarı çıktığında kagıt gibi kesen rüzgarla karşılaştı fakat o rüzgardan daha güçlüydü. Etki bile etmedi ona. Yüzü aynı sertlikle karanlık koridora girdi.
-Bu parayı o pezevenkin ailesine gönder. Bu da senin dedi yanından ayrılmayan çocuga.
-Yanlış anlama abla ama vereceksek niye aldık dedi. Kadın iç yakan bir nefes çekti.
-Çünkü o kancık bu parayı ailesine vermiyor böyle bok çukurlarında heba ediyordu dedi.Tek açıklama yapıp uzun konuştuğu kişi bu adamdı kadının.
Başta onu öldürmeyi düşünüyordu adam fakat onu ablası olarak gördügünü ögrenince vazgeçti.
-Tamam abla ama bunun için gerek yoktu.
-Ozan. Ben ne diyorsam o dedi sakince.
-Tamam abla ben kaçtım o zaman diyip uzaklaştı çocuk. Kadın sanki hissetmiş gibi direk adama çevirdi gözlerini. Koridor her ne kadar karanlık olsada bal rengi gözlerini görmek mümkündü adamın.İlk defa bi kişiye bu kadar uzun baktı kadın.
Adam birkaç adım attı kadına dogru. Yanına varınca biraz mesafe bıraktı. Mavi gözlerine daha içten baktı adam. Düşündüğü gibi yakından daha güzellerdi.
-Mekanımdan bidaha adam öldürme dedi sert bir tonda.
Kadın bi süre baktı. Normalde cevap vermezken ona cevap vermek istedi.
Derin bir iç çekti.
-Mekanında adam öldürmedim dedi kesin bir tonda.
Adam tek kaşını kaldırdı duygusuzca.
-Eger mekanında adam öldürmemi istemiyorsan önce mekanına adam almalısın dedi. Adam içten içe şaşırdı onunla bu kadar uzun bir cümle kurdugu için. Bu kadın ne kimseye hesap verirdi ne de cevap.Adam cevap vermedi sadece baktı.
-Merhametli biri oldugunu bilmiyordum dedi adam sesinde alay kırıntılarıyla.
-Hangi huyumu biliyordun da bunu bilmiyordun dedi kadın. Bu kadın kesinlikle mükemmeldi.
Adam bir adım daha yaklaştı.
-Ben senin bile bilmediğin huylarını biliyorum dedi ve bir süre bekleyip Belda diye ekledi.Kadın evine girip ceketini bir köşeye bıraktı. Topuklularını da bir köşeye fırlatıp odasına çıktı. Evi kocamandı ama duvarlar üstüne geliyordu. Üst kata çıkıp odasına girdi. Elbisesini çıkartıp banyosunda girdi. Soguk suyu son derecesine getirip altına girdi.
Kadın her gün o kumarhaneye gitti. Ama artık dikkatini çeken birşey vardı. Biri.
Daha önce çok kişinin gözleri üstündeydi ama bu adamın bakışları bir farklıydı. Kimse sert bakmaya cesaret edemezken o en alasınıdan bakıyordu. Ama alttan alta bir hayranlık da vardı. Kadın onu çözemiyordu. İlk defa birini çözemiyordu. İlk defa birinin yüzüne bakınca ne hissettiğini anlayamıyordu. Adamın gözleri boş bir odadan ibaretti. Kadının ilgisini çeken buydu belkide. Onun gözlerine baktığında sanki aynada kendi gözlerine bakıyormuş gibi hissediyordu her ne kadar renkleri alakasız olsada. Adamın gözleri bal rengiyidi. Öyle güzeldi ki. Sinirlendigi zaman gözleri sarı siyah birşey oluyordu. Sinirlendigi zaman zaten adama sadece bakmasıyla öldürebiliyordu.
Birkaç hafta sadece bakışarak geçirdiler.
Dikkatli ama sertçe.
Kadın adamın kendisinden haz etmediğini düşünüyordu. Fakat öyle degildi. Adam kadına müthiş bir hayranlık besliyordu fakat o bunu gösterecek bir adam degildi.
Adam gün geçtikçe kadının hafızasına daha çok kazınıyordu. Kadın artık birinin gözlerini hatırlayabiliyordu. Artık bu gözleri nerde görse tanırdı.
Kimse umurunda olmazdı kadının ama bu adam onu etkilemişti.
Etkilenilmeyecek gibi degildi adam.
Adam gün geçtikçe kadına daha çok hayran oldu.
Kadında hayran olunmayacak gibi degildi ki.
-O adam kim diye sordu haftalar sonra kadın. Etrafında olan tek kişiye. Ozana.
-Haftalardır kesiştigin adam mı diye sordu Ozan. Belda keskin bakışlarını Ozana fırlatınca Ozan susmak zorunda kaldı.
- Evran Kaner.İsmi bile etkileyici diye geçirdi içinden kadın. Yılan. yılanın en büyügü demekti ve kadın yılanlar bayılırdı.
Bildigin üzere Karanfilin sahibi. Bununla birlikle sayısız mekanı ve sayısız mülkü var. Hayatı hakkında pek bişey bilinmiyor fakat bir çetesi var. Tek deger verdiği kişiler onlar. Onlarında ona müthiş bir saygısı var. Bu adam herkesin önünde egildigi bi adam. Yeraltının kralı denilebilir. Ondan korkmayan bir kişi bile bulamazsın. Adam yılan hastası.
-Çetesi ne iş yapıyor dedi Belda.
-Aslında bir kuruluş amacı var ama daha ulaşabilmiş degiller. Ona ulaşana kadar çeşitli manyak işle uğraşıyorlar . Hackerlıktan cepcilige kadar.
-Amaç diye sordu Belda.
-Bi adamı arıyorlar neden aradıklarını kimse bilmiyor kimse. Adamın adı Ertan Kandemir.İsmi duyunca kadının kafasında şimşekler çaktı. Önce bedeni sonra ruhu titredi. İlk defa gözlerinde bir duygu belirdi. Oda nefretti. Onun ismini yıllardır duymuyordu. Ani bir hareketle sandalyesinden kalktı. Sandalye devrilirken. Ozan şaşırdı ilk defa onu böyle tepkili görüyordu. Kadın odanın içinde birkaç volta attıktan sonra hızla kapıyı çarpıp çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam Kırıntısı
JugendliteraturGözlerinde yaşam belirtisi olmayan bir kadın düşünün. Tükenmiş sözleri, ölmüş umutları olan bir kadın. Ve bir adam düşünün. Öfkesiyle yedi alemi zangır zangır titreten. Gözleri hep öfkeli bakar o adamın. Hayatadır öfkesi. İkisininde tek panzehir...