~3.Bölüm~
İntikam onun için ölü bedeni ayakta tutan tek duyguydu lakin daha aşkı tatmamıştı.
Karanfil gitti kadın. Herkesin giremeyecegi kanla dolu o kumarhaneye.
Çok can almıştı bu kumarhane.
Kadın giydigi kısa deri etegi ve mükemmel tenini açıkta bırak büstiyeriyle yine büyülüyordu. Topuklu ayakkabısının çıkardığı ses kumarhaneyi titretiyordu.
Yavaşça girdi içeri.
Herkes onu masaya beklerken o tam adamın karşısına oturdu. Aralarında çokça mesafe olsada sanki solanda sadece ikisi vardı. Kadın adamın hergün yaptıgı şeyi yapıp sadece adamı izledi. Adamda onu. Bakışlarında kırılmaz bir bag vardı.
Bakışları birbirlerini delip geçiyordu da haberleri yoktu.
Gün agırmak üzereydi ve onlar hala buradaydı. Mekan yavaş yavaş boşalıyordu. Mekan tamamiyle boşalınca Evran eliyle çalışanlarda gitmesini emretti gözleri hala kadının üzerindeyken. Çalışanlar hızla mekanı boşaltırken sadece ikisi kaldı. Söyle der gibi baktı adam.
Kadın bir süre daha bakıp
-Lafı dolandırmam. Çetene girmek istiyorum dedi.
Adam içten içe şaşırdı. Dogru mu duymuştu. Belda onun çetesine mi katılmak istiyordu?
-Çeteme dedi yavaşça adam.
Neden diye ekledi.
Kadın iç çekip içindeki kini kusarcasına
-Ertan Kandemir dedi. Adam duyduğu isimle yumruklarını sıktı. Kadının sesindeki kini öfkeyi anladı. İlk defa bir duygu sezmişti gözlerinde. Öfkeydi. Gözlerinde saf öfke vardı.-Onu bulmak istiyorum. Anlaşılan senin yüzünden kaçmış dedi sertçe
-Neden diye sordu adam.
-Orasıda bana kalsın dedi kadın keskin bir tonda.
-Neden istediğini ögrenmem gerek belki onun adamısın Dediginde kadın alayla gülecek gibi oldu.
-Onun adamı olmaz ayrıca oradan bakılınca pek koruma gibi durmuyorum bence dedi kadın.Burdan bakılınca nasıl duruyorsun bir bilsen diye geçirdi içinden adam.
-Adam bir kagıt çıkartıp kadına uzattı. Kadın boş gözlerini adamda gezdirip derin bir nefes aldı ve acele etmeden yavaşça yerinden kalktı. Topuklularının eşliğinde adamın yanına gitti. Bu durumdan hiç hoşlanmamıştı. O kimsenin ayagına gitmezdi. Ama şuan bu gerekiyordu. Kagıdı tuttu yavaşça ve hızla çekti.
Hızla çektigi için adamın elini kesti.
Adamın elinden kan sızarken kadın boş boş baktı ve daha sonra arkasını dönüp sakince mekandan çıktı.
Adam arkasından baktı. Yaptıgı hareket bile ona daha çok hayran olmasını saglamıştı. İçinden tekrar geçirdi.Bu kadın bir felaket...
Kadın kısa siyah elbisesini üstüne geçirip saçlarını açtı. Simsiyah saçları omuzlarından düşerken onları düzleştirdi. Siyah stilettolarını giyip çantasına gerekli malzemelerini koydu. Evden ayrılıp arabasına bindi ve adamın dedigi yere gitti.
Burası üç katlı gayet lüks bir villaydı. Onu evine mi çagırmıştı? Kadın daha çok depo gibi bir yer bekliyordu.
Yüzündeki boş bakış oynamazken zile bastı. Zile basınce ses çıkması gerekirken kapının üstünde birşeyler hareket etti. Biraz bekledikten sonra kapı gürültüyle açıldı.
Boş gözlerini o tarafa çevirdi. Kapı açılınca tamamen açılmasını bekledi. Kapı tamamen açılınca acele etmeden içeri girdi. Sadece topukluların sesi vardı. Girdigi andan itibaren karanlıktı heryer. Kadın dişlerini sıkmaya başladı. Elleri istemsizce yumruk halini alırken ışıklar açıldı. Önünde 5 kişi vardı. 3 erkek 2 kız olmak üzere. Hepsinin yüzü sertti. Sakince ve ifadesizce hepsinin yüzünde gezdirdi bakışlarını. En son bal rengi gözlerde takılı kaldı bakışları. Elleri cebindeydi. Siyah kot pantolon ve siyah bogazlı badiyle oldukça çekici gözüküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam Kırıntısı
Roman pour AdolescentsGözlerinde yaşam belirtisi olmayan bir kadın düşünün. Tükenmiş sözleri, ölmüş umutları olan bir kadın. Ve bir adam düşünün. Öfkesiyle yedi alemi zangır zangır titreten. Gözleri hep öfkeli bakar o adamın. Hayatadır öfkesi. İkisininde tek panzehir...