Siyah duvarlar üstüme geliyordu. Ben kanlı gözyaşlarımla o duvarın beni nasıl ezip geçiceğini izliyordum. Bedenim çürüyordu. Çaresiz ve yalnızdım. Özgürlükten uzakta yok olacağım dakikaları sayıyordum.Kapının açılmasıyla gözlerimi duvardan ayırdım. Alex'in sinsi gözleri, benim kanlı gözlerimle buluştu. Sırıtışı beni delirtiyordu ama yapacak hiçbir şeyim yoktu. Aslında vardı. Ama söz verdim.
''İşte bu günü uzun zamandır bekliyordum. Ben zaferimin tadını çıkarırken, sen bana yaptıklarının bedelini cehennem ateşinde kusarak ödeyeceksin." Cehennemde değil ama şimdi onun üstüne kusa bilirdim.
''Hala aynısın. Hep başkalarında suç arıyorsun. Halton'ı mutlu edemediğin için oluşan yaranın suçunu bana atıyorsun. Ben ona aşık olduğumda bile seni düşündüm. Ama o kadar kalleşsinki Halton senin yüzünden ağladı. O ne yaptın bilmiyorum ama ben suçlu değilim."
Köşeye sıkışmıştı. Aslında neden ayrıldıklarını ben biliyordum. Bir gece Halton'dan habersiz eğlenmek için bir yere gitmişti. Ancak o gece gazla içmişti. Halton'ın arkadaşıda o gece Alex'in bulunduğu mekandaydı. Onları gördü ve neler yaptığını ona anlattı. Halton'da aldatıldığını kaldıramamıştı. Alex bu kalleşliği yapmıştı ve şimdi kendi itiraf etsin istiyordum.
''Neyse ne..." diyerek geçiştirdi. "Olan oldu. Artık benim esirimsin."
''Alex. Gerçekten içinde bana karşı bu kadar büyük bir nefret mi taşıyorsun? Her şeyin benim yüzümden olduğunu düşünüyor musun hala?"
''Sana açık olayım mı?" dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım.
''Bilmiyorum Bella! İçimde ki nefret kime karşı bilmiyorum. Açıkçası öfkemi sana atmam doğru mu bilmiyorum? Hiçbir şey bilmiyorum. Ben bebeğimi ve Halton'ı kaybettiğimde öldüm. O gece hiç gitmemeliydim..." Sonunda." "İşte senin şuan hissetiğin yanlızlığı ben her zaman, her gün, her yıl, her ay, her saat, her dakika, her saniye ben çektim. İşte senin hissetiğin kısacası bir ölüm ve ben her gün öldüm Bella. Seni kıskanıyorum. Bunun asıl sebebi de, seni seven insanların olması. Benim için bir tek Halton vardı. Fakat onuda kaybettim."
Dedikleri gerçekten can yakıcıydı. Şeytanların onu neden ele geçirdiğini şimdi anlıyordum. Zayıf noktasından vurmuşlardı. Onun bu kadar üzüldüğünü bilemezdim. Açıkçası bir an kendimi onun yerine koydum ve benim bile içim titredi. Zordu. Sevilmemek çok kötüydü. Aniden üzgün ifadesi gitti ve gözlerinde öfkenin kıvılcımlarını gördüm.
''O yüzden öfkemi senin üstünde bastıracağım. Hazırlıklı ol çünkü yakında seninle ilgili planlarımı gerçeğe dönüştüreceğim çünkü. '' Bunu dakika da bir hatırlatmasa olmaz sanki. Her şey bir yana Halton'ı çok özlemiştim.
Halton'ın Ağızından
Kendimden utanıyorum.Karımı resmen o şeytanın evinde bıraktım. Bella her zaman beni korumaya çalıştı ama ben onun için hiçbir şey yapmadım. Şimdi kim bilir ne yapıyor benim meleğim. O şeytan ona işkence çektirirken ben burda oturamam. Onun bana ihtiyacı var. Ama aptal ve korkağın tekiyim. Benden bir halt olmaz.
Çok geçmeden Lady elinde hepimizi insana çevirecek iksirleri getirdi.
''Alın bunları için." Konuşurken bile ölecek gibiydi sanki. Benim elime verdiğimde önce herkese baktım. Hiç kimse içmek istemiyen bir yüzle bakıyordu. Sinirimden kendimi tutamayıp iksiri sertçe yere atıp parçlanmasını sağladım.
''Ben bunu içmem." dediğimde herkes bana baktı.
''Benim karım orda acı çekerken ben burda eski hayatıma dönmem. Gerekirse ölürüm. Ama onu orada bırakamam."
''Ama Halton, Bella böyle istedi." Lady'e kırmızı gözlerimi gösterince korktuğunu hissetim. Öfkem gözlerime yansıdıkça birini parçalamak istiyordum.
''Bella bizi düşündüğü için bunu yaptı. O bizi düşünüyor ama biz onu düşünmüyoruz bile. Eğer biz onu düşünseydik o şeytanın evinden onu alarak giderdik. Ama görüyorum ki hiçbiriniz korkudan kendini öne sürmedi. Siz böyle korkuyla yaşamaya devam edin ben gidip karımı kurtarırım." deyip kapıya yöneldim. Tam kapıdan dışarı çıkarken Jenna'nın sesini duydum.
"Biz olmadan bir yere gitmek yok Halton." dedi. İstediğim cevap buydu.
Aramızda hala sesi çıkmayanlar vardı. Ama ölseler bile çıkacaklardı. Yoksa ben ne yapacağımı iyi biliyorum.
Bella'nın Ağızından
Kara çemberi perili bir eve dönüştürmüştü. Akıllıca. Beni yakaladığı için bütün tuzakları devredışı bırakmıştı. Tabii buradan çıkma büyüsü hala duruyordu.
Evden çıkamayacağımı biliyordum. Bu yüzden sadece dolaşmaya karar verdim. Odaları tek tek gezerken bir odanın içerisinden ses geliyordu. Odanın kapısını yavaşça açtım. Keşke açmaz olaydım. Hastanedeki yataklara benzeyen yatakta yatan bir çocuğu gördüm. Gözleri benimle buluştuğunda odadan çıkmaya karar verdim. Ama yanında ki alettin ekranında "Yanıma gel" yazıyordu. Sanırım bu cihazla iletişim kuruyor. Yanına gidip oturduğumda gözleri açık bir şekilde bana baktı ve cihazdan konuşmaya başladı.''Niçin geldin?''
''Sevdiklerimi korumak için." Bunu her söylediğimde hemen ağlayasım geliyordu.
''Onları korudun ama sen kendini koruyamamışsın. Bende sevdiklerimi kurtarmak için senin gibi bu yolu denedim ama sonuç bu oldu. Dilimi kesti ve bedenimi felç bıraktı. Artık sadece bu yatakta yatıyor ve bu aptal aletle yaşıyorum.'' Cihazdaki yazıyı okuduğumda titremeye başlamıştım. Banada mı bunu yapacaktı?
''Sana neden bunu yaptı?''
''Ondan ayrıldığım için. Onun ilk sevgilisi benim." Bu kız neyin peşinde?
''Neden ondan ayrıldın?''
''Çünkü beni her türlü pis işe soktu. Onunla birlikte olmam için zorladı. Benim sevdiğim başka biri vardı. Bende bunlara dayanamadım ve ondan ayrıldım. O da benden intikam almak için beni bu hale soktu." İnanamıyordum. Alex resmen akıl hastası. Bunun Halton ile bir ilgisi yoktu. O tamamen bir akıl hastası.
''Lütfen artık daha fazla anlatma. Sana nasıl yardım edebilirim?''
''Öldür beni!'' Ağlamamı onun yanında sürdürdüm. Ağladığımı bile yeni fark etmiştim.
''Benden bunu isteme. Ben zarar vermek istemiyorum.'' dediğimde kapının sert bir şekilde açılmasıyla yerimde zıpladım.
''Belli ki hanımefendi odada duramamış." Bitmeyen öfkesiyle bana yaklaştı. Hemen ayağa kalktım.
''Alex vazgeç şu hallerinden. Kimseyi böyle cezalandıramazsın." diye bağırdım.
''Sana soracak değilim. Sen çoktan ölmeyi hak ettin. Fakat ben senin ölmek için yalvardığını duymak istiyorum. Bu yüzden acı çekerek öleceksin." deyip saçımdan sürüklemeye başladı.
Beni odanın herhangi bir köşesine attı. Korkudan kendimi tutamayıp kocaman bir çığlık attım. Tanrım dilimi kesecekti! Veya başka bir şey... Elinde bir bıçaktan çok hançer vardı. Bir anda arkadan gelen sesle irkildim. Sesin geldiği yere baktığımda şaşkınlıkla fısıldadım.
''Halton."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Karım
VampiriHer insan normal bir evlilik, normal bir yaşam sürerken; ben zarar vermekten korkuyorum. Çünkü ben normal değilim. Kan içer, sihire inananırım. Gündüzü sevmez, geceyi yaşamak isterim. Yine de her saati yaşarım. Gözlerim kırmızı olur, dişlerimi acıma...