Bölüm 67

3K 157 80
                                    

Finale az kaldı millet ve an itibariyle finalde yazacağım her şey tam anlamıyla kesinleşti. Hatta sizin için finalden son iki tane de özel bölüm yazacağım. Umarı finalden memnun kalırsınız ne diyeyim 😄 Neyse şimdi bunları konuşmanın sırası değil, şimdi en iyi biz kaldığımız yerden devam edelim. Multide; Ediz aşkımız var.
Hepinize iyi okumalar...

Buket esneyerek "Yaşasın, yarın uyuyacağız!" dediğinde hafifçe elimin altıdaki çarşafı sıktım. Buket bunu fark etmemiş olsa gerek bana dönerek bir süre incelercesine baktı ve "Pardon mavişim, alışkanlık." diye konuştu. Onun bu dediğiyle hafifçe tebessüm edip omuz silkerek "Sorun değil, alışmaya başladım." dedikten sonra gözlerini üstümden çekmesi için çaktırmadan Ediz'in bacağına vurdum. O olayı anlayıp önüne dönerken Kerem "Sahile gidecek miyiz yarın?" diye sorunca bütün gözler bana döndü.

Ben bir süre düşünürcesine önüme bakarken Yiğit tam itiraz etmek için lafa girecekken ondan önce davranarak söze girdim ve "Serkan'nın çalıştığı kafeye gidelim mi?" diye sordum. Yiğit hafif çatık kaşlarıyla "Şu geldiğimiz ilk gün karşılaştığımız çocuk mu?" diye sorunca başımı sallayarak onu onayladım ve Ediz "Melis'le orada sevgili olmuştuk." diye eklerken gülümseyerek ona baktım. O da bana aynı şekilde bakarak göz kırparken Buket "Hem de bahçedeki armut koltuklara otururuz." dediğine onu başımı salladım ve "Ama sahilde de yürüyelim." diye konuştum. Kerem bana hafif bir tebessümle baktıktan sonra başını sallayarak "Yarın on birde kalkalım o zaman." dediğinde büyük ihtimal kabuslarımla uyanacak olsam da genişçe gülümsedim ve "Bana uyar." dedim. Çıkacağımız saati de sözleştikten sonra çocuklar yatmak için diğer odaya giderken odada Ediz'le baş başa kaldık.

Ediz beni yatakta yanına çekip üstümü örterken "İstersen gerçekten gitmek zorunda değilsin pantercik." deyince ona dönük bir şekilde yatıp ellerimi yanağımın altına koydum ve "Sence gitmemeli miyim?" diye sordum. O da bir kolundan destek almış, başı eline yaslı bir şekilde yanımda uzanırken sessiz aklınca "Sence hangisi benim için daha iyi olur? Burada kalmak m? İnsan içine çıkmak mı?" diyerek sorumu üsteledim. Ediz hafifçe iç çektikten sonra "Seni zorlamak istemiyorum ama bence insan içine çıksan daha iyi. Yine de kendini rahatsız hissetmeni istemiyorum." deyince düşünceli bir ifadeyle "Buna alışmalıyım Ediz, hayatımın geri kalının bu odanın içinde geçiremem ya da sen sürekli dibimde durup bana bakıcılık yapamazsın, sürekli benim kabuslarım yüzümden uykusuz kalamazsın." diye konuştum.

Ediz kaşlarını anında çatıp "Ben bu durumda şikayetçi değilim Melis, zamanında sen de benim bağırışlarım yüzünden az uykusuz kalmadın." dediğinde hafifçe tebessüm ederek "Bana Melis deme." dedim ve onun kaşları hafiften düzelirken elimi uzatıp yanağına koyarak "Yine de sürekli buna devam edemeyiz. Senin de yaşaman gereken bir hayatın var." dedim ama o beni hiç umursamadan belimden tutup beni altına çekti ve gözlerime bakarak "Benim yaşamam gereken hayatım sensin pantercik." dedikten sonra dudaklarıma ufak bir öpücük kondurup başını göğsüme yaslayarak "Şimdi uyu." diye ekledi.

Onun bu halleri beni güldürürken her zaman onun bana yaptığı gibi bu sefer ben siyah saçlarının arasına ufak bir öpücük kondurdum ve "Seni çok seviyorum." diye mırıldandım. Ediz de uykulu bir sesle "Ben de seni aşkım." diye mırıldandığında birden gözlerim büyüdü. Kalbim deli gibi atmaya başlarken Ediz'in bunu çok iyi duyduğunu biliyordum ama hiçbir tepki vermeden uykusuna geri dönmüştü. Ben de onu rahatsız etmemek için sesimi çıkarmadan komodinin hemen yanındaki anahtardan ışığı kapattım ve kollarımı Ediz'in omuzlarına dolayıp bir elimi saçlarına atarken bana 'Aşkım.' diye hitap edişini düşünerek uykuya daldım.

Bu gece ne olursa olsun o lanet kabusu görmeyecektim, görsem bile bu sefer karşısında o kadar güçsüz durmaya hiç niyetim yoktu.

***

YETİMHANE 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin