Toz pembe kürkümü omuzlarıma atıp sarı saçlarımı kabartmış, kalçamı sıkıca saran kısa şortumu biraz daha yukarı çekmiştim. Dolgun kalçalarımı göstermeyi seviyordum. Güzel olduğumun da tabiki farkındaydım. Kore-Rus melezi, güzel bir erkektim. Güzelliğime güzellik katan mavi gözlerimi annemden almıştım. Gözlerim, nadir ve aynı zamanda kusursuz bir ayrıntıydı bana göre.
Dudaklarıma simli parlatıcımı sürmüş, makyajımı tamamlamıştım. Diğer makyaj ürünlerini kullanmayı pek sevmezdim. Kirpiklerim herhangi bir boyaya ihtiyaç duymayacak kadar gür ve uzundu. Pürüzsüz ve parlak tenim, hafif çillerim olsa da fondötene gerek duymuyordu.
Benim için vazgeçilmez olan tek şey parlatıcılardı. Ruj kullanmayı da pek sevmezdim. Dudaklarım yeterince dolgun ve pembeydi. Ek bir boyaya ihtiyacım yoktu. Güzelliğimi boyalar altına gizlemeyi sevmezdim. Sadece tek bir dokunuşla güzelliğimi ortaya çıkarmayı biliyordum.
Son olarak telefonumu kadife çantama sıkıştırmış, çantayı omzuma asıp odamdan çıkmıştım. Arkadaşlarımla, Moskova sokaklarını gezmek için dün akşam plan yapmıştım. Merdivenleri yavaşça inmiş, babamın odasının önünden geçmiştim. O an, kapının ardından gelen, yabancı sesle bir anda durmuş, merakla kulağımı kapıya yaslamıştım. Merakımın sebebi, o yabancı sesin bir koreliye ait olmasıydı. Genç birinin sesi olduğu da anlaşılıyordu. Çok kalın değildi ama seksi bir tınısı vardı.
"Merak etmeyin Bay Kim, Oğlunuzu canım pahasına koruyacağım"
"Sana güveniyorum ve sözünü tutacağına inanıyorum. Ne olursa olsun Taehyung'un yanından ayrılma. Bana bir can borçlu olduğunu da unutma"
İkisinin konuşması beni fazla meraklandırmıştı. Babamın, konuştuğu adamın, korumam olacağını anlamıştım. Eğer yakışıklı bir adamsa peşimde olmasından memnun olurdum. Ama çirkin bir adamsa, babama bunu hiç çekinmeden söylerdim. Hiç düşünmeden kapıyı açmış ve içeri dalmıştım. Bunun tek sebebi, o sesin sahibi olan adamı fazlasıyla merak etmemdi.
"Ne demek Taehyung'un yanından ayrılma? Oha!"
Gördüğüm görüntüden oldukça memnun kalmış, ağzım şaşkınlıkla aralanmıştı. Karşımda duran feci derecede yakışıklı adam, fantezi dünyamı çoktan harekete geçirmişti.
"Lütfen yanımdan ayrılma" kısık sesle söylediğim kelimeler karşımdaki iki bedenin şaşırmasına sebep olmuştu. Utanmazdım. Bir anlık ağzımdan kaçmış kelimeler, pek de umrunda olmazdı. Doğruları söyler ve bundan asla çekinmezdim.
"Neden öyle bakıyorsunuz? Baba, bana neler olduğunu anlatmayacak mısın?"
Babam, başıyla onaylayıp oturmam için önündeki koltuğu göstermişti. Seri adımlarla koltuğa yaklaşıp oturduğumda ise ellerini birbirine kenetleyip konuşmaya başlamıştı.
"Peşimde adamlar var Taehyung. Beni en savunmasız yerimden vurmak istiyorlar. Bana attıkları mesajlarda da sürekli seni hedef alıyorlar. Sana bir şey olmasından korkuyorum. Ben de Korede yaşayan çok yakın bir arkadaşımı aradım. Kendisiyle bir süre birlikte çalışmıştık. Askeri eğitime soktuğu birkaç öğrencisi vardı. Seni koruyacak biri lazımdı. Ben de arkadaşımdan rica ettim. O da kendi oğlunu gönderdi. Dosyasını okudum. Donanımı muhteşem, dövüş sanatlarında usta, her türlü silahı kullanabiliyor ve birçok dili konuşabiliyor. Fazlasıyla çevik, güçlü ve zeki bir adam"
"Bunlar yatakta işime yaramaz"
"Taehyung!" Babamın, şaşkın ama bir o kadar da sinirli sesi, kıkırdamama sebep olmuştu. Bu saydıkları beni hiç ilgilendirmiyordu. Benim istediğim tek şey, karşımdaki iri ve seksi adamın, içimi doldurmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cute Bitch •taekook•
FanficŞirin bir sürtük? Kesinlikle. [Feminen Taehyung içermektedir]